SELÇUK ÖZDAĞ: “BU BÜTÇE ZARF BÜTÇESİDİR, SURET BÜTÇESİDİR; RET OYU VERECEĞİZ!”

-

Genel 8.12.2025 16:37:00 0
SELÇUK ÖZDAĞ: “BU BÜTÇE ZARF BÜTÇESİDİR, SURET BÜTÇESİDİR; RET OYU VERECEĞİZ!”

Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçesi’nin tümü üzerine yaptığı konuşmada iktidarın bütçe yaklaşımını, denetim mekanizmalarını, ekonomi yönetimini, konut politikalarını, hukuk ve eğitim alanındaki uygulamalarını sert ifadelerle eleştirdi. 

“Muhalefet konuşuyor, siz neredesiniz?”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konuşmasını dikkatle dinlediklerini belirten Özdağ, muhalefet sıralarının Genel Kurul’da hazır bulunduğunu vurguladı. “Grubumuzun hemen hemen tamamı buradaydı, İYİ Parti burada, Milliyetçi Hareket Partisi burada, DEM PARTİ'liler burada, Cumhuriyet Halk Partililer burada; şimdi burada muhalefet konuşuyor, siz neredesiniz?” diyen Özdağ, AK Parti milletvekillerine yönelik “Adalet ve Kalkınma Partililer niye siz gelip de bizi dinlemiyorsunuz? Neden bize saygı duymuyorsunuz?” ifadelerini kullandı. İktidarın muhalefeti bütçe sürecinde dikkate almadığını savunan Özdağ, daha önce yapılan “muhalefetin görüşlerini not aldık, gelecek bütçede değerlendireceğiz” yönündeki açıklamaları hatırlatarak “Hangisini değerlendirdiniz? Hiçbirini değerlendirmediniz.” dedi. Özdağ, Cevdet Yılmaz’ın konuşmasını eleştirdiği bölümde “sanki kendimi İsviçre'de, İtalya'da zannettim” ifadesini kullanırken Romanya örneğine atıf yaparak “Vallahi, bizim paramızdan 10 misli değerli bir paraları var… komünizmden daha yeni kurtuldular.” sözleriyle iktidarın ekonomik tablo anlatımını “Andersen'den masallar” şeklinde niteledi.

Enflasyon ve “uzaylılar” göndermesi

Ekonomi başlığında enflasyon vurgusu yapan Özdağ, geçmiş yıllarda tek haneli seviyeleri hatırlatarak “Tek haneli rakamlardı 2015'te, 2016'da tek haneli rakamlarda değil miydi, 5,2 değil miydi, 6,3 değil miydi? Kim çıkarttı?” ifadelerini kullandı. Bu noktada ironik bir dille “Vallahi bir araştırma önergesi vereceğim bu bütçe bittikten sonra, bu UFO'luları arayalım, bu uzaylıları arayalım diyeceğim.” diyerek enflasyonun sorumluluğunun “dış güçler” söylemiyle açıklanmasını eleştirdi. İktidarın enflasyonu düşürme vaadine ilişkin “Vallahi çekemezsiniz, billahi çekemezsiniz.” diyen Özdağ, tasarruf tedbirlerine kamu kurumlarının uymadığını savundu. Şeffaflık ve denetlenebilirlik iddialarını da sorgulayan Özdağ, Sayıştay’ın görevini yapamadığını ileri sürdü; 15 Temmuz sonrası “korkutulmuş bir Sayıştayla” karşı karşıya olunduğunu ifade etti.

Denetim mekanizmaları ve soru önergeleri

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne yönelik eleştirilerini sürdüren Özdağ, kuvvetler ayrılığı ilkesinin hayata geçmediğini iddia ederek yürütmenin yasama ve yargı üzerinde “vesayet unsuru” hâline geldiğini söyledi. Meclis’in denetim araçlarının etkisiz bırakıldığını savunan Özdağ, yazılı soru önergeleri üzerinden şu ifadeleri kullandı: “Vallahi, herhâlde, öyle tahmin ediyorum; 20 bin, 30 bin, 40 bin, 50 bin soru önergesi vermişizdir ve sadece bizim grubumuzun vermiş olduğu 1.170 tane soru önergemiz var. Bunlara cevap veriyor musunuz? Vermiyorsunuz ki.” Bütçedeki harcama kalemlerinin sıralanmasına rağmen harcama yönteminin belirsiz olduğunu dile getiren Özdağ, “Bunlar davetiyeli mi olacak, pazarlık usulü mü olacak, yoksa başka ne türlü olacak, bilmiyoruz ki.” dedi. Sayıştay’ın usulsüzlük ve keyfîlik tespitlerine rağmen siyasetin denetimi güçlendirmediğini savunan Özdağ, “Sayıştay, Sayıştay, ince eleyip sık dokuma.” anlayışının terk edilmesi gerektiğini söyledi.

“Ben enflasyona enflasyon demem…”

TÜİK ve Merkez Bankası rezervleri üzerinden yapılan değerlendirmelere değinen Özdağ, enflasyonun halkın temel tüketim kalemlerine yansımadıkça gerçek bir düşüşten söz edilemeyeceğini vurguladı. “Ben enflasyona enflasyon demem, o enflasyon eğer benim mutfaktaki peynirimin, ekmeğimin fiyatlarını aşağı indirmiyorsa…” diyen Özdağ, açıklanan oranların hayat pahalılığını düşürmemesi hâlinde “masal” olarak kalacağını söyledi. Bu bölümde “Enflasyon yüzde 36 olmuş. Peki, peynire niye yüzde 106 zam yapılmış? Niye akaryakıta yüzde 208 zam yapılmış?” sorularını yöneltti. Emekliler ve memurlara yönelik iktidarın anlattığı refah tablosunu ironik bir üslupla eleştiren Özdağ, “16,5 milyon emekli çok rahat olun” sözleriyle başlayan kurgusunda vatandaşların kira ödeyemediğini, ev ve araba alamadığını, pazara çıkamadığını ifade etti. Türkiye’de “ekonomik kriz yoktur” iddiasıyla “servet transferi” vurgusu yapan Özdağ, “Türkiye'de bir para transferi vardır, bir servet transferi vardır, fakirlerden alıp zenginlere verilen bir servet transferi vardır.” dedi.

TOKİ, deprem konutları ve “lüks lambası”

Konut politikalarında 2019 ve 2022 yıllarında açıklanan hedeflere dikkat çeken Özdağ, 2019’da dile getirilen “100 bin konut” vaadinin hâlâ tamamlanmadığını savundu. Bu bölümde Diyojen benzetmesi yapan Özdağ, “Elime bir lüks lambası almıştım… Ben de elime bir lüks lambası aldım, TOKİ konutlarını arıyorum.” ifadelerini kullandı. 2022’de açıklanan “500 bin konut, 250 bin arazi, 50 bin iş yeri” hedefleriyle ilgili farklı açıklamaları hatırlatan Özdağ, Cumhurbaşkanı’nın sözleriyle Bakan Murat Kurum’un açıklamalarını karşılaştırarak “Hangisi doğru kardeşim? Cumhurbaşkanının dediği mi doğru, sizin dediğiniz mi doğru?” diye sordu. Dört yıllık süreçte bu hedeflerin karşılığının verilmediğini savunan Özdağ, “Müslümana yemi yakışmaz” ifadesiyle vaatlerin yerine getirilmediğini söyledi.

Deprem konutları için harcandığı belirtilen kaynağa değinen Özdağ, bu kaynağın afet öncesi riskli yapıların dönüştürülmesinde kullanılmamasını eleştirdi. Pazarcık örneği üzerinden yapı kalitesindeki farklara vurgu yapan Özdağ, “Türkiye'de bu depremde kimler öldü?” sorusunu gündeme getirerek “yüzde 7'lik, çok kötü evlerde yaşayan insanlar öldüler” dedi.

“Hukukla tutacağız arkadaşlar!”

Konuşmasının önemli bir bölümünü hukuk devleti vurgusuna ayıran Özdağ, yatırım ortamının güvenilir hukuk düzeniyle doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. Türkiye’de yerli sermayenin ve yabancı yatırımcının ülkede kalabilmesi için hukukun güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren Özdağ, tekstil sektörüne ilişkin değerlendirmelerinde “240 bin kişi işsiz kaldı” ifadesini kullandı ve yatırımcıların Mısır’a yöneldiğini söyledi. Skoda’nın Manisa’dan gidişine atıf yapan Özdağ, yatırımcı güveninin zedelendiğini savundu; BYD’yle ilgili sorunlardan bahsetti. Hukukun işleyişine yönelik eleştirilerini “Hukuk, büyük balıkların yırtıp geçtiği, küçük balıkların takıldığı balık ağlarıdır.” sözleriyle pekiştiren Özdağ, Türkiye’de hukukun “güçlüyü görmüyor, güçlüyle beraber oluyor” iddiasında bulundu.

TÜSİAD’a yönelik süreç üzerinden de eleştiriler yönelten Özdağ, bir eleştiri sonrası resen soruşturma başlatılmadığını, ardından siyasi açıklamalarla soruşturma süreçlerinin hızlandığını savundu. Bu tabloyla “Böyle bir ülkeye yabancılar gelir mi ya?” sorusunu gündeme getirdi.

Eğitim, mülakat ve Millî Eğitim Akademileri

Millî Eğitim Bakanlığı başlığında mülakat tartışmalarına değinen Özdağ, Millî Eğitim Akademileri ve “davranış notları” uygulamasını eleştirerek bunun mülakatı kaldırmak yerine “sürekli hâle getirmek” anlamına geldiğini savundu. 4+4+4 sistemi konusunda geçmişte “Doğru” değerlendirmesi yaptığını hatırlatan Özdağ, eğitim politikalarının sık aralıklarla değiştirilmesini eleştirdi ve “Millî eğitim politikaları elli yılda değişir arkadaşlar, yüz yılda değişir arkadaşlar.” dedi. Kültür ve eğitim alanında iktidarı başarısız bulduğunu ifade eden Özdağ, “Kültürde başarısızsınız… eğitimde başarısızsınız.” sözlerini kullandı.

Aile, iç güvenlik ve suçla mücadele

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıyla ilgili değerlendirmelerinde “Aile Yılı” söylemine değinen Özdağ, aile kurumunun güçlendirilmesinin devletin sağlamlığıyla ilişkili olduğunu vurguladı. İçişleri ve Adalet başlıklarında ise “gri liste” süreci üzerinden iktidarın sorumluluğunu dile getiren Özdağ, cezaevlerinde 540 bin kişinin bulunduğunu söyledi; sokak güvenliği ve suçun kökenine dair daha kapsamlı bir sorgulama çağrısı yaptı.

“Bu bütçe zarf bütçesidir…”

Konuşmasının sonunda 2026 bütçesine ilişkin tutumunu keskin ifadelerle açıklayan Özdağ, bütçeyi “zarf bütçesi”, “suret bütçesi” ve “şekil bütçesi” olarak niteledi. Bu bütçenin “kâğıttan ibaret” olduğunu, içinde “mazruf” ve “ruh” bulunmadığını savunan Özdağ, bunun temel gerekçesini denetim mekanizmalarının işletilmemesi olarak açıkladı. Özdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunarak “Türkiye, bir kişinin denetleyebileceği bir ülke değildir.” dedi. İktidara “Gelin denetlenebilir bir Türkiye inşa edin, hesap verebilir bir Türkiye inşa edin, hukuk devletini inşa edin” çağrısı yapan Özdağ, “vallahi yirmi üç yıl değil, bir yirmi üç yıl daha iktidar olun diyorum” ifadeleriyle eleştirisini siyasal sorumluluk vurgusuyla sürdürdü.

Yeni Yol Grubu adına konuşan Özdağ, bütçeye ilişkin nihai tutumunu ise şu sözlerle ilan etti: “Bu zarf bütçesine, bu suret bütçesine, aynı zamanda bu şekil bütçesine ret oyu vereceğimizi şimdiden söylüyorum. Çünkü bir satırını, bir paragrafını bile değiştirmeye gücümüzün yetmediği bir bütçeye ‘evet’ vermemiz doğru değildir.”

Pazartesi 13.7 ° / 8.8 °
Salı 11.9 ° / 9 °
Çarşamba 11.8 ° / 6.6 °