Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in TBMM’de yaptığı konuşmanın ardından kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesinin ardından tüm dikkatler Gelecek-Saadet grubu üzerinde toplandı. Merak edilen soru ise grubun devam edip etmeyeceği…
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşmasının ardından kalp krizi sonucu vefat eden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in ardından gözler Gelecek-Saadet Partisine çevrildi. grubun devam edip etmeyeceğine ilişkin net açıklama ise Gelecek- Saadet Grup Başkanı Selçuk Özdağ’dan geldi. Özdağ, grubun çalışmalarına aynı kararlılıkla devam edeceğini belirtti.
Sosyal Medya sayfası üzerinden paylaşımda bulunan Özdağ, “Saadet Partisi ile kurduğumuz Meclis grubumuz, seçimlerden sonra yaşanan hayal kırıklığının yerini umudun almasına sebep olacak adımların başında gelmiş, her iki partinin de fedakarlıklarıyla kurulan grubumuzca etkin muhalefetin örneği kararlılıkla sergilenmiştir. Şimdi aynı kararlılıkla, aynı gür sesle Meclis kürsüsünde yine hakkı ve adaleti haykıracağımız, nesillerin ve yaşamının son anlarında zulme karşı direnişin sesi olan merhum milletvekilimiz Hasan Bitmez’in onurlu mirasına sahip çıkacağımız günler bizi bekliyor” dedi.
İKTİDARLARIN KEYFİ UYGULAMALARI ÜRKÜTÜCÜ SONUÇLARA YOL AÇABİLİR
İktidarların keyfi uygulamalarının ürkütücü sonuçlara yol açabileceğini kaydeden TBMM Gelecek – Saadet Grup Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ paylaşımlarında şu ifadelerine yer verdi; “İzzet Hoca, hukukun siyasetin esiri olmasının zararını kitabında şöyle anlatıyor: “Eğer hukuk, siyasal gücün elinde bir araç durumuna irca edilirse, suyun yükselişine veya çekilişine göre haksızlığa uğrayan kişiler değişmekle birlikte, aynı sorunları yaşamaya devam edeceğiz. ‘Sular yükselince, balıklar karıncaları yer; sular çekilince de karıncalar balıkları. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir. Bu ifadeler, iktidarların keyfi uygulamalarının ürkütücü sonuçlara yol açabileceğini gösterir niteliktedir. Öyleyse yapılması gereken bellidir: Keyfiyetten uzak, kurallara ve kurumlara dayanan bir yönetim sistemi ve anlayışını benimsemek. Bir başka ifadeyle, yüzyıllar önce “keşfedilen” ilkelere uymak ve evrensel ilkeleri, günlük siyasetin geçici çıkarlarına kurban etmemek tek çıkış yolumuzdur. Yaşadıklarımızdan ders çıkarıp bir arpa boyu yol almak, binlerce kilometre yol yapıp yatırım beklemekten evladır.”