Özdağ Gazze’de Filistin halkına yönelik Dünya’da eşi benzeri görülmemiş bir soykırım ve trajedi yaşatan İsrail’e seslendi "Hitlerin yıllar önce size yaptığının daha ağırını bugün siz mağdur ve mazlum Filistin halkına yapıyorsunuz"
Cumhuriyet’in ilan edilişinin 100. Yılıyla ilgili TBMM basın salonunda gazetecilerle bir araya gelen TBMM Gelecek – Saadet Grubu Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ Gazze’de Dünya’da benzeri görülmemiş bir soykırıma ve trajediye imza atan İsrail’e seslenerek, “Siyonist düşünceniz ve insanlık dışı hayallerinizden, bu ütopik yapınızdan vazgeçin. Sadece Filistin’de sadece bir soykırım ve insanlık suçu işlemiyor aynı zamanda da Türkiye’yi, Mısır’ı, Ürdün’ü, Suriye’yi dolaylı olarak da Irak ve İran’ı tehdit ediyorsunuz. Biz meşru zeminlerde diplomasi, meşru ve ahlaki zeminlerde gösteriler yapıyoruz. İktidar sahiplerinin istenmeyen adam olarak ilan edemediği İsrail Büyükelçiniz Türkiye’yi terketti. Tüm bu yaşananlar öncelikle Dünya’daki tüm Siyonist Yahudiler için de aynı zamanda büyük bir tehlikedir. O nedenle İsrail Hükümeti aklını başına almalıdır. Özellikle Netanyahu’nun ve ekibinin İsrail’de kendisine karşı çıkan insan hakları savunucularının sözlerini dinlemesini, “Filistin halkıyla birlikte 67 sınırlarına çekilmek istiyoruz” diyenlerin sağduyularına cevap vermesini bekliyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği “Yurtta sulh, cihanda sulh” iradesini sağlayacak bir iktidarın hem Türkiye’de hem Ortadoğu’da hem de Dünya’da tecelli etmesini diliyoruz” dedi.
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI NEYE HİZMET EDİYOR?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun 100. Yılı dolayısıyla Gelecek Partisi’nin yürüyüş yapmak istediğini kaydeden TBMM Gelecek – Saadet Grubu Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, “İncirli- Bakırköy arasında 5 Bin kişinin katılımıyla bir yürüyüş yapacak ve hep birlikte, “Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Yaşasın İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü” diyecektik. Bununla ilgili Bakırköy ilçe kaymakamlığını dilekçe verildi verilen dilekçenin ardından kaymakamlık yetkilileri ve emniyet mensupları arkadaşlarımızı arayarak yürüyüşün hukuksal ve yasal zemin çerçevesinde nasıl yapılacağıyla ilgili gerekli bilgilendirmede bulundu. Ama ardından bir yazı geldi ve yürüyüşle ilgili başvurunun reddedildiği kaydedildi. Arkadaşlarımız yürüyüşle ilgili çalışmada bulundular, masraflar yaptılar. Ardından da böylesine aslında gurur verici bir yürüyüşe yetkili makamlarca izin verilmediği yazısı geldi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın aynı yerde bir başka etkinliği olduğu için iptal edilmesi gerekçe gösteriliyordu. Bu İletişim Başkanlığı ne yapmaya kalksak mantar gibi ortaya çıkıyor” dedi.
MECLİSİN MEMURU PROTOKOLDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANI LOCA’DA OTURUYOR…
2022 yılında da İletişim Başkanlığı gerekçe gösterilerek yine bir başka etkinliklerinin iptal edilmek istendiğini kaydeden Özdağ, “Her nedense bu İletişim Başkanı da Cumhurbaşkanı’nın hemen dibinde oturuyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da hemen arkasında başka biri oturuyor o da özel kalemiymiş. Başbakanlık yapmış, Dışişleri Başkanlığı yapmış Sayın Ahmet Davutoğlu karşıda locada oturuyor. Allah aşkına bu protokol listesini kim düzenledi, kim dizayn ediyor? Bu protokol yapılırken hangi kriterlere göre yapıldı?” diye sordu.
BİRİLERİNİN REKLAM ARASI DEDİĞİNE BİZ DEVLET DİYORUZ
Anadolu topraklarında Türklerin büyük devletler kurduğunu kaydeden Selçuk Özdağ, “Türk tarihine baktığımızda ise 5 Bin yıllık bir kültürel ve tarihsel bir zenginliğe sahibiz. İmparatorlukların ömrü 300 yıldır. İstisnası Osmanlı’dır ve 600 yıl yaşamıştır. Tarih boyunca imparatorluklar ve devletler büyük ekonomi ve güçlü ordularıyla ayakta kalmışlardır. Ekonomi ve ordu birbirini ayakta tutan çok önemli güçlerdir. Şayet biri yıkılırsa diğeri de er geç yıkılmaya mahkumdur. Yani devletlerin hayatı da insanların hayatına benzer. Doğarlar, büyürler ve ölürler. Malazgirt’i kazanıp Anadolu’ya girdiğimiz tarihten itibaren ve İstanbul’u fethedip bir medeniyet haline dönüştürüp Hristiyanlığı dünya dini yapmadığımız, Çanakkale’de direndiğimiz ve de Sakarya önlerinde Türklerin tarih ve talih sarkacını bir kez daha yükselttiğimiz için batı ve emperyalist devletlerin Türk devletlerine karşı bir kızgınlığı ve intikam duygusu o tarihten bu yana devam etmektedir. En ufak fırsatta emperyalist güçler Türkleri Orta Asya’ya tekrar geri göndermek için çeşitli hamleler yapmışlardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ona inanmış kanaat liderleri ve aziz Türk milletiyle birlikte emperyalist devletlere karşı Dünya’da eşi benzeri görülmemiş bir İstiklal savaşı ve var olma mücadelesinden çıkarak güçlü bir devlet kurduk adına da Türkiye Cumhuriyeti Devleti verildi. İşte bu kararlılık, hedef ve var olma mücadelesinden zaferle kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 100. Yılını kutluyoruz. Belki başkaları için 100 yıllık bir reklam arası, narkoz olarak adlandırılabilir ama başkalarının reklam arası dediğine biz devlet diyoruz. Bayrak diyoruz, vatan diyoruz, son kale diyoruz. İnşallah bu devlet 100 yıl değil bin yıl, üç bin yıl sonra da aynen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır” Sözünden yola çıkarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokrasisiyle, liyakat, ehliyet ve ahlakıyla, hukuku adaletle buluşturmasıyla ilelebet payidar olacaktır. Cumhuriyet’in 100. Yılı kutlu olsun” ifadesinde bulundu.
DOĞU TÜRKİSTAN’DA Kİ TRAJEDİYE SESSİZ KALMAMALIYIZ
Beraberinde 4 Parlamenterle birlikte Japonya’ya gideceklerini ve Japonya’nın devlet Meclisi’nde Doğu Türkistan’da devam eden Uygur, Kazak, Kırgız Türklerine ve diğer etnisiteye sahip haklara yönelik insanlık dışı katliamların sona erdirilmesi konusunu gündeme taşıyacaklarını kaydeden Özdağ, “Çin büyük bir devlet olduğunu göstermek istiyorsa Doğu Türkistan kapılarını Dünya’daki tüm insan hakları savunucularına, partilere, gazetecilere, siyasetçilere ve konuyla ilgili tüm hukukçulara açmak mecburiyetindedir. Çünkü iddialar ağırdır ve iddialar dinleri, dilleri ortadan kaldırmak, asimile edilmek aynı zamanda da tüm yeraltı ve yer üstü kaynaklarını bu bölgede yaşayan insanların ellerinden almakla ilgilidir. Bu vesileyle Çin’e bir kez daha sesleniyoruz ve anayasaya göre hareket etmeye, insan haklarına saygı duymaya ve tüm bu iddiaları sonlandırmaya davet ediyoruz. Şayet Çin bu iddiaların batı dünyasının bir istismarı olarak değerlendiriyorsa ki değerlendiriyor insan hakları ihlallerinin olmadığını ve de asimilasyonun olmadığını ve entegrasyonun olduğunu, Çinli bir vatandaş hangi haklardan faydalanıyorsa aynı hakların Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer haklara verildiğini ortaya net bir şekilde koyun ve batı dünyasının bu iddialarını çürütün” dedi.
AK PARTİ GRUBU GAZZE ÖNERİMİZİ REDDETTİ
Filistin’de bir dramın yaşandığını ve 22. Gününde Dünya’da bir benzeri görülmemiş en ağır askeri kıyımın direk sivilleri hedef aldığını kaydeden TBMM Gelecek – Saadet Grubu Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, “Hitlerin Yahudilere yaptığını, bugün Yahudi adı altında Siyonist İsrail ABD desteğiyle ve adeta Hitler’e rahmet okuturcasına daha ağırını Filistin halkına yapıyor. Su yok, elektrik yok, ekmek yok. Biz Saadet-Gelecek grubu olarak Meclis’te grup önerisi verdik. Önerimizde trajedi her geçen gün büyüyor, bunlar meydan okuyorlar. Ortadoğu’da yeniden büyük bir savaş çıkarmak istiyorlar. Daha büyük bir soykırım, ölümler yaşanacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan 6 partinin grubu var bu partilerin gruplarından temsilciler seçelim ve beraberce Mısır’a gidelim. Madem şu an mevcut hükümetin Sisi yani Mısır devletiyle arası ve ilişkileri iyi. İsrail devlet yetkileri ve Netanyahu ile ilişkileri iyi Filistin’de iki grup ve onlarla arası iyi. Onlarla irtibat kurarak ve istişareler ederek Gazze’ye gidelim ve orada yaşananları bizzat yerinde görelim istedik ama Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Sayın Özlem Zengin, “böyle bir teamül yok” diyerek olumsuz yanıt verdi. Sanki teamüller ilklerle başlamıyor. Hangi konu olursa olsun ilklerle başlar daha sonra da gelenek haline gelir ve teamül haline dönüşür” dedi.
SİYONİST VE EMPERYALİST ZULME DUR DEMELİYİZ
AK Parti grubunun önerileri reddetmesinin ardından Dışişleri Bakanlığı’na ve Mısır Büyükelçiliği’ne Saadet Partisi grubu olarak dilekçe yazdıklarını belirten Özdağ, “Saadet – Gelecek Grubu olarak 4 arkadaş belirlediğimizi ve bu arkadaşlarımızın da Mısır üzerinden Gazze’ye geçeceklerini arz ettik. Bir diplomasi trafiği ve telefonla görüşmelerin ardından bu arkadaşlarımızın can güvenliklerinin sağlanması ve de bununla ilgili olarak hem İsrail hem de Filistin tarafından güvence alınmasını talep ettik. Şu ana kadar bu başvurumuzla ilgili herhangi bir cevap verilmedi. Tüm bunlar yaşanırken 6 gurubun da temsilcilerini olduğu TBMM İnsan Hakları Komisyonu toplandı ve Gazze’ye gidilmesi yönünde görüş ortaya sürülerek çalışma başlattıklarını belirttiler. Gayet iyi olumlu bir adım. Ama neden biz daha önce böyle bir öneriyle yaklaştığımızda Meclis Genel Kurulunda Adalet ve Kalkınma Partisi grubu tarafından bu reddedildi? Madem “Evet denilecekti” o anda evet denilseydi ve 6 parti grubu olarak heyetler halinde daha güçlü bir şekilde sesimizi duyurup daha önceden harekete geçseydik. Bu vesileyle kararından dolayı İnsan Hakları Komisyonu üyelerine teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Hükümeti ve Meclis’te bulunan partilerin tüm yetkileri başta olmak üzere STK’lar, Medya ve akademik platformlar acil bir şekilde Filistin’de yaşanan insanlık zulmüne ve soykırımına hep beraber dur demeli ve müdahale etmelidir. Çeşitli yaptırımlar uygulanmalı, bölge devletleri ve halklarıyla beraber yaşanan trajediyi, dramı, soykırımı durdurmak adına ne gerekiyorsa yapılmalıdır.