Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Millet İttifakı’ndan CHP Muğla 4. sıra Milletvekili Adayı Selçuk Özdağ Twitter sosyal medya sayfası üzerinden dikkat çekici açıklamada bulundu. Özdağ paylaşımında, iktidarların mazeret üretme gibi bir vazifesi olmadığını öne sürerek “Sorumlu siyaset bir problem ortaya çıktığında ‘Nerede hata yaptık?’ diye düşünür. Batı'da böyledir. Bizde siyasetçi kendini la yüsel görür, kendine hata, kusur yakıştırmaz” ifadesinde bulundu.
GELDİĞİMİZ NOKTANIN SEBEBİ PROBLEM ÇÖZÜCÜ DEĞİL BİRİKTİRİCİ OLMASI
Siyasi iktidar sahiplerinin ‘Nerede hata yaptım?’ yerine bize komplo kurdular diyerek sorumluluğu görünmez odaklara yüklediğini sözlerine ekleyen Özdağ, “Bu zihniyet biçimi aslında sorun çözmekten kaçma biçimidir. Problem çözücü değil, problem biriktiricidir. Geldiğimiz noktanın birinci, belki de biricik sebebi budur!” dedi.
MEVCUT SİSTEM DOĞRU VE ÖZGÜR KONUŞMAYA KAPALI
Şu anki siyasi parti sisteminin doğruları konuşmaya el vermediğini ve özgür düşünmeye kapalı olduğunu kaydeden Özdağ, “Biraz şahsiyet belirtisi gösteren kendini kapı önünde bulur. Partiler kışla gibi, mensupları asker gibi görülür. En azından liderlerin beklediği parti ve partili tipi budur. Bu da siyasetçinin her geçen gün profilinin düşmesine neden olur. Ortada kalite olmayınca da siyasetçi çözüme değil dalkavukluğa yönelir. Türkiye son otuz yılda büyük tecrübeler yaşadı. 28 Şubat'ta toplumun bir kesimi ezildi. Vatandaşın kararlılığı 28 Şubat'ı püskürttü. Ardından o günün mağdurları iktidar oldu. Bu defa toplumun başka kesimleri mağdur edilmeye başlandı. Hâlbuki ders alınmalı değil miydi?” sorusunu yöneltti.
28 ŞUBAT’TAN DERS ÇIKARILMADI, TERSİNDEN TEKRAR EDİLDİ
“28 Şubat bize baskı siyasetinin ne kadar kötü olduğunu göstermişti, o tecrübe bize en demokrat, en özgür, en insan haklarına saygılı düzeni kurdurmayı sağlamalıydı” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü; “Ama 28 Şubat tersinden tekrar edildi. Şimdi toplumun sağındakiler de solundakiler de aynı tecrübeye sahipler, hep beraber demokrasiden uzaklaşmanın, farklılıklara hoş görü göstermemenin, siyaseti hukukun üstüne çıkarmanın bize hangi acılar yaşattığını biliyoruz. Hepimiz aynı cendereden geçtik. Evet, hepimiz aynı cendereden geçtik. Bunun bize hoşgörüyü, barış siyasetini, bir arada yaşama şuurunu öğretmesi gerekir. Farklılıklarımızla, renklerimizle, bir arada yaşamanın güzelliğini görmemiz gerekir. Avrupa demokrasiye mezhep savaşlarının bıraktığı büyük acı tortuları ile geldi. Ötekini yok etmeye çalışanlar kendilerinin de yok olmaya başladığını gördüler. Toplum renkleri ile bir bütündür, bir rengin eksilmesi, vücudun bir parçasının eksilmesi gibidir.”
RENGİNİ KAYBEDEN TOPLUM SAKAT VE ALİLDİR
“Bir rengini kaybeden bir toplum sakat ve alil bir toplumdur. Laiki, anti laiki, dindarı, dindar olmayanı, milliyetçisi, islamcısı, Sosyalisti, liberali ile biz bir bütünüz” diyen Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Millet İttifakı CHP Muğla Milletvekili Adayı Selçuk Özdağ, “Ulus olmanın yolu da farklılaştırmadan değil, farklılıklarımızı bütünün parçası gibi görmemizden geçer. Partiler, liderler gelip geçicidir. Kalıcı olan millettir. Vazgeçilmez olan da budur. Bizi kabileleştiren, bizi bizle dövüştüren hiç bir siyaset meşru değildir. Kavga eden bir toplum problemlerini çözemez. Hele orada hakemlik yapabilecek bir hukuk ve yargı düzeni yoksa o ülkenin sonu felakettir. Şu yaşadıklarımızdan siyasetten bağımsız bir yargı, din haline getirilmemiş bir parti anlayışı ve liderlere insanüstü vasıflar isnat etmeyen bir siyaset biçiminin gerekliliğini çıkaramamışsak yaşadıklarımızdan hiç ders almamışız demektir. İşte asıl felaket budur!” ifadesinde bulundu.