Selçuk Özdağ’dan iktidara, “Yeni Anayasa’yı bırakın. Samimiyseniz seçim ve siyasi partiler kanununu değiştirelim”

Selçuk Özdağ’dan iktidara, “Yeni Anayasa’yı bırakın. Samimiyseniz seçim ve siyasi partiler kanununu değiştirelim”

İktidarın üzerinde çalıştığı “Yeni Anayasa” söylemleriyle ilgili değerlendirmede bulunan TBMM Gelecek-Saadet Grubu Başkanı Selçuk Özdağ, “Nasıl bir Anayasa istediklerini kendilerinin de bildiği meçhul” dedi.

TBMM Gelecek-Saadet Grubu Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, iktidarın “Yeni Anayasa” söylemlerine yeniden başladığına dikkat çekerek, “İktidar olduğu günden beri mutat olduğu üzere anayasa değiştiren ve bunun için üç defa da referanduma giden iktidarın nasıl bir anayasa istediği kendilerinin de bildiği meçhuldür. Söylemlere bakılırsa, “Türkiye Yüzyılına” yakışan demokratik anayasa diyen de var, üzerinden 40 yıl geçti, güncelliğini yitirdi bu yüzden yenilememiz diyen de var, hızını alamayıp “baştan sona, birinci maddeden son maddesine kadar bir anayasa çalışması yapıldığını” deklare eden de var. Olmayan tek şey ise, bu anayasanın içeriğinde neler olacağı. Orası muamma..!” dedi.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE KURUCU DEĞERLERİMİZLE SORUNLARI VAR

“Paketten ne çıkacağını, şapkasından gece yarıları; karar, kararname, KHK’lar çıkarıp kendi yetkilerini yine kendisine verdiği yetkiyle genişleten Erdoğan’dan başkası bilmiyor elbette” diyerek sözlerine devam eden Özdağ, “İktidar Partisinin birçok yetkilisi ve mensubunun, Türkiye Cumhuriyeti ve kurucu değerleri ile bir sorunu olduğunu biliyoruz. Bu anayasa değişikliği tartışmalarında bu değerlere atıf yapan ilk dört madde başta olmak üzere birçok hükmü değiştirmek istediğini de biliyoruz. Yalnız mevcut konjonktürde bunu yapamayacaklarının farkındalar ve ölümü gösterip sıtmaya razı edecekleri bir hamleyle şirinlik yapacaklar. Yaşanılan son Atatürk ve 30 Ağustos tartışmalarında aldığı güya müspet pozisyon bundan dolayıdır” diye konuştu.

Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü; “Esasen bu ilk dört madde sadece zokadır ve umurlarında olduğunu da sanmıyorum. Sadece bunu tartıştıracaklar ve sonunda öyle bir niyetimiz yoktu ki diyerek kendilerine lazım olan maddelere odaklanacaklar. Yapacakları güya “yeni anayasada” Cumhurbaşkanı seçilme oranını 40+1’e bağlama niyetlerini diretecekler ama en bariz niyetlerinin; Anayasa’nın 101. Maddesindeki Cumhurbaşkanı iki kere seçilir hükmünü değiştirmekten ibaret olduğunu belirtmek istiyorum. Tek ve gerçek sebebin bu olduğunu ilan ediyor tüm muhalefeti de buradan bir kez daha uyarıyorum. Gelelim esas konuya: Yeni, yesyeni, yepyeni Anayasa tartışmaları Türkiye’nin acil ve ölümcül sorunlarının üstünü örtmek ve Sayın Erdoğan’ın bir kere daha ve hatta yapabilirlerse ölünceye kadar seçilebilmesinin yolunu açmak içindir. Herhangi bir kanun ve anayasa hükmünü tanımayan bir iktidarın demokratik ve çağdaş anayasadan bahsetmesi çok soğuk ateş gibi bir oksimoronluktur.”

SAMİMİYSENİZ DEMOKRASİ, ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN ÇALIŞIN

Sözlerinde iktidara çağrıda bulunan TBMM Gelecek-Saadet Grubu Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, “Buradan bir çağrıda bulunuyorum. Gerçekten samimi iseniz, demokrasimiz, ülkemiz ve milletimiz yararına bir şey yapın. Bunun için anayasa değiştirmeye, referanduma gitmeye de gerek yok. Gelin önce Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu ve TBMM iç tüzüğünü değiştirelim. Bunun için size tam destek vereceğiz. Salt çoğunluğunuz zaten yetiyor. Mevcut haliyle milletimize çare ve umut yerine kaos ve umutsuzluk aşılayan siyasi parti hengâmesinden, lider hegemonyası ve sultasından, parti mensuplarına kurşun asker elbisesi giydiren anlayıştan, milletin oylarıyla seçilip akabinde başka partilere transfer olan siyasi ahlaksızlıktan, oy hırsızlığından, ilkesizlikten, korku-havuç ikilemi içinde ikbal ve takibat vaat eden siyasi şantajlardan ibaret bu düzenin değişmesi için bir adım atılmış olur. Hem bunu yaparsanız mesela; başka parti seçmenlerinin oylarıyla seçilmiş milletvekilleri ve belediye başkanlarını transfer etmek için para ve zaman da harcamamış olursunuz. Herkes işini yapar, herkes hakkını alır, herkes bedelini öder” ifadesinde bulundu. 

Siyasi mühendislikler, tehdit, şantaj, vaat ve ters manyel algı oyunları ile elde edilecek kazanımın ahlaki olmadığını kaydeden Özdağ, “Bu tutum ve girişimler tıpkı başkasının yemlediği, bakımını yaptığı, yuvasını temizlediği kümes tavuklarını çalmak için pusuda bekleyen tilki gayretkeşliğinden ibarettir” dedi.