Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin canlı yayın konuğu Sözcü TV’de ki programda sarfettiği Milletvekillerinin dokunulmazlığıyla ilgili öneriyi o dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu verdi Selçuk Özdağ, Ali Babacan ve Kılıçdaroğlu’da destek verdi” iddialarına Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Millet İttifakı CHP Muğla Milletvekili Adayı Selçuk Özdağ anında bağlanarak gerekli düzeltmelerle balans ayarı yaparak cevap verdi ve İnce’nin iddialarını çürüttü.
Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin canlı yayın konuğu Sözcü TV’de ki programda sarfettiği, “Bak Selahattin Demirtaş, cezaevinde yatıyorsan Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırıldığı için yatıyorsun. Dokunulmazlıkların kaldırıldığı zaman Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’dı. Ali Babacan ve Kılıçdaroğlu’da destek verirken CHP içerisinden bir tek ben buna karşı çıkmıştım” iddialarının ardından programa bağlanan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Millet İttifakı CHP Muğla Milletvekili Adayı Selçuk Özdağ İnce’nin ortaya sürdüğü iddiaları gerekli açıklamaları yaparak anında çürüttü.
TÜRKİYE'NİN POLİS DEVLETİ OLMASINA GÖZ YUMMADIK
İnce’nin iddialarına bir manada balans ayarı yaparak o dönemde yaşananlara açıklık getiren Özdağ canlı yayın programına bağlandığı Sözcü TV’de şu ifadelerde bulundu; “O dönemde Muharrem İnce Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili ben de o dönemde yine Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında Genel Başkan Yardımcısıydım. Ben o süreçte dokunulmazlıklarla ilgili, CHP’lilere de, HDP’lilere de gittim ve, “Kürsü dokunulmazlığı haricinde bütün dokunulmazlıkları kaldıralım” diyorsunuz. Bu doğru değil. Şayet öyle olursa Türkiye polis devleti olur. Milletvekilleri suç işlerse Milletvekilliği bittiği gün Cumhuriyet Savcıları bizleri çağırır ki zaman aşımı yoktur. İfademizi alırlar ve fezlekemiz hazırlanır ifadesinde bulundum. Bu ifadelerimin ardından da bu tür yaklaşımların doğru olmadığını savundum” diye konuştu.
MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARININ KALDIRILMASI DOĞRU DEĞİLDİ
Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Genel Başkanlığını yaptığı Adalet Kalkınma Partisi tarafından Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili ek bir madde konulduğunu kaydeden Özdağ, “Ben buna yine karşı çıkmıştım. Gazetecilerin de tutuksuz yargılanmaları gerektiğini savundum. O nedenle Muharrem İnce bu hususta yanılıyor. İster Sayın Davutoğlu ister bizler Milletvekillerinin dokunulmazlığıyla ilgili evet oyu vermedik. Çünkü Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması doğru değildi. Doğru olmadığını da Milletvekilliği yaparken bazı isimlerin tutuklanmasında bunu gördük” dedi.
ÖZDAĞ HABERTÜRK'TE TEPKİSİNİ DİLE GETİRMİŞTİ
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Millet İttifakı CHP Muğla Milletvekili Adayı Selçuk Özdağ, AK Parti’de Manisa Milletvekilliği yaptığı dönem olan 1 Ekim 2017 tarihindeki açıklamasında, Dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı olduğunu, cezaevinin, mezar kazılıp insanların diri diri o mezara sokulması ile aynı anlama geldiğini, gazetecilerin ve siyasetçilerin tutuksuz yargılanması gerektiğini dile getirmişti.
TÜRKİYE'NİN İTİBARINA ZARAR VERECEK DAVRANIŞLARDAN KAÇINILMALI
O dönemde Habertürk’te Gazeteci Kübra Par’ın söyleşi konuğu olan Özdağ şu ifadelerde bulunmuştu; “Bunu parti içerisinde dile getirdim. CHP ve MHP ile de konuştum. “Bakın, bunu kaldırırsanız yarın Kılıçdaroğlu tutuklanabilir, hakkında çok fezleke var. Bu doğru değil” dedim. Şimdi de aynı kanaatteyim. Dokunulmazlıklar kalkmamalıydı. Milletvekilleri, milletvekilliği bittiğinde işledikleri suçlardan yargılanmalı. Türkiye’de teröre bulaşmamış, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü içerisinde siyaset yapan veya gazetecilik yapan herkesin tutuksuz yargılanması taraftarıyım. Tutuksuz yargılarsınız, yurtdışına çıkma yasağı getirirsiniz. Ben 7 yıl cezaevinde kaldım. Hürriyetsizliğin, cezaevinin ne demek olduğunu biliyorum. Cezaevi, mezar kazılıp insanların diri diri o mezara sokulması, her gün bir kürek toprağın üzerine serpilmesi demek. O toprağın üzerine çıkabiliyorsanız yaşıyorsunuz, yoksa ölüyorsunuz. O nedenle hiç kimsenin hürriyetinin elinden alınmasını istemem. Yargı çok hassas olmalı. İleride telafisi mümkün olmayan hatalar yapılmamalı. Teröre bulaşmamış, terörü, anarşiyi teşvik etmemiş her siyasetçi ve gazeteci tutuksuz yargılanmalı. Tazminatlara sebebiyet teşkil edecek kararlar verilmemeli. Türkiye’nin itibarını negatife çevirecek bir davranışa girilmemeli.”