HAKEM AKLI Bir gün “Hakem Haklı” demek dileğiyle
Önceki haftalarda kuralları bilmenin hakemlik yapmak için yeterli olmadığını yazmıştım. Bu görüşüm gittikçe daha fazla ağırlık kazanıyor. Hakemlerimiz, zorluk derecesi kolay maçları maç içinde kendileri zorlaştırıyor. VAR’a bile gerek olmayan pozisyonlarda karar vermiyorlar/veremiyorlar, VAR’da mümkün olduğunca etliye sütlüye karışmayayım diyor.
Yine birkaç hafta önce “yabancı hakem” tartışmalarının gündeme geldiği günlerde “Yabancı Federasyon” önerisinde bulunmuştum. Federasyon şimdilik çareyi “Yabancı Gözlemcilerde” buldu. Yakın zaman içinde yabancı gözlemcilerle birlikte VAR kayıtlarının açıklanacağı “müjdesini de” verdi federasyon.
Kuralları bilmekle birlikte futbolu ve futbolun doğasını bilmedikçe ve/veya göz önüne almadıkça sorunları çözmek pek mümkün görünmüyor.
“Hakem Aklı” demişken bu sezon hiç şüphesiz 2 takımın maçları ön plana çıkıyor. Başka maçlardaki hatalar maalesef unutulup gidecek fakat Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarındaki hatalar hep gündem olacak. O zaman hakemlerin çıkıp gördüğünü çalması -aslında her zaman böyle olmalı ama- gerek… Korkmadan, düşünmeden…
Böyle düdükleri herkes bilir, bilecektir. Böyle olduğunda kimse başka şeyler aramayacaktır… Aradığında haklı olmayacaktır.
Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği İstanbul Şubesi 14. Olağan Genel Kurulu, Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde dün gerçekleşen seçimle tamamlandı. Seçimde Ferdi Karadoruk aldığı 333 oyla en yakın takipçisi mevcut dernek başkanı ve il gözlemcisi Adil Uçankan’a 129 oy fark atarak seçimi kazandı.
Erman Toroğlu’na göre Türk hakemliğinde 30 yıllık bir dönem sona ermiş, Serdar Çakır, Cüneyt Çakır dönemi bitmişti.
Durumu elbette Toroğlu gibi bilmiyorum ve eski hakemler kadar bilme şansımız da yok. Hayırlı olsun deyip Ferdi Karadoruk ve ekibine başarılar diliyorum.
Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Toplantısında yaptığı konuşmada Başkan Ali Koç, “Utanma, üzülme, riyakârlık... Hiç böyle şeyleri yok. Utanma refleksi olmayan camia” dedi.
Bu ifadeler gerçekten esef verici. Başkan ve yöneticilerin birbirlerini eleştirmek ve suçlamak yerine doğrudan 100 yıllık camiaları hedef almaları can sıkıcı, üzücü.
Başkan ve yöneticiler üslup ve dil konusunda dikkatli davranmayacaklar, sorumluluk almayacaklar. Bu belli… Ama lütfen camiaları ve 100 yıllık tarihleri hedef alarak öfke ve kine neden olmasınlar. Lütfen…
02.02.2024/Cuma
ATAKAŞ HATAYSPOR-VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK: 3-1
Goller: Massanga (41’, 90+5’), Strandberg (51’-P)/Lasagna (86’)
Hatay geçen hafta kazanınca oldukça rahatlamıştı. Ev sahibi 2-0’lık skoru yakalamasına rağmen maçı zorlaştırdı. Karagümrük golü biraz daha erken atsaydı Hatay için 3 puan aslanın ağzına girerdi.
Massanga yalnız maçın değil haftanın performanslarından birine imza attı.
MKE ANKARAGÜCÜ -EMS YAPI SİVASSPOR: 0-0
Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti başkentinin bir stadyumunun olmaması anlaşılır gibi değil. Hadi stadyum yapılana kadar Eryaman ile idare edelim. Edelim de bu zemin nedir Allah aşkına…
Bu zeminle birlikte beraberliğe dünden razı iki takımın mücadelesi futbolsevere ceza gibiydi. Daha doğrusu ortada mücadele bile yoktu.
Ev sahibinin kanatları ve santrforu Ali Sowe çalışmayınca pozisyon üretilemedi. Emeğe saygısızlık olmasın ama Ankaragücülü futbolcular topu eveleyip gevelediler.
Konuk takım da oyunu Manaj’a göre kurmuş fakat bu oyuncuyu topla buluşturmak gerekmez mi? Maçın son dakikalarına kadar Sivas’ın karşı kaleyle hiç işi yoktu.
KARADENİZ BEREKETİ…
YILPORT SAMSUNSPOR-GALATASARAY AŞ: 0-2
Goller: Nelsson (5’), Barış Alper Yılmaz (11’)
Yoğun ocak ayı ve yine yoğun geçecek maç takviminde Galatasaray için iki zorlu Karadeniz deplasmanı vardı. Trabzon beklenmedik ölçüde iyi geçmişti. Samsun deplasmanında da sarı kırmızılılar erken 2 gol bulunca tahminlerden daha kolay bir 3 puan alındı ve takım maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdu.
Konuk takım müthiş başladığı oyunun karşılığını kornerden bir golün hemen ardından Barış Alper’in çok şık golüyle aldı. 15. dakikadan sonra GS belki de yoğun maç programından dolayı tempoyu düşürdü, oyunu orta saha mücadelesine çevirmek istedi ve bunda da başarılı oldu.
İlk yarının gollerden sonraki bölümünde Samsun daha etkili olan taraf oldu lakin etkili tek şutları Muslera’nın üstüne gitti.
İkinci devre Samsun, Holse’nin mutlak pozisyonu ve müthiş şutuyla başladı. Ancak Muslera maçın, belki de haftanın ve belki de yılın kurtarışını yaptı, ev sahibine izin vermedi.
Bu devre GS, ilk yarının 15-45 dakikasının aksine daha etkiliydi. Dolayısıyla maçın ikinci devresi daha keyifli oldu.
Samsun Holse’den başka o kadar net olmasa da fırsatlar buldu. GS ise Icardi, Mertens ve Kerem Aktürkoğlu ile net fırsatları harcadı.
Samsun’da Emre Kılınç ve Taylan Antalyalı çalışkandı ancak oyuna etki edemediler. Oyundan çıkarken Taylan taraftarının ıslıklarına ve yuhalamasına maruz kaldı.
Bu iki oyuncuyla birlikte kaleci Okan Kocuk’un bir zamanlar GS’de oynaması speküle edildi. İyi ama Samsun takımında bu 3 oyuncudan daha iyi oynayan kim vardı mesela? Belki biraz Holse…
GS’de elbette golü atanlar öne çıktı ancak takım oyunu vardı sahada. Buna karşın Sanchez, Kaan Ayhan, Kerem Aktürkoğlu ve Mertens’in pas hataları dikkat çekti.
Tabii Muslera’nın kurtarışlarıyla skoru tutması çok önemliydi.
R. van Drongelen-Barış Alper Yılmaz eşleşmesi dikkat çekti. İkili mücadele anlamında çok iyiydi. Kazanan ve daha başarılı olan Barış Alper oldu. Hollandalı oyunu zaman zaman provoke etti.
Hakem-VAR… Tugay Kaan Numanoğlu… Maç kolaydı ve Numanoğlu iyi de başladı. Ancak özellikle ikinci devrede kendileri maçın önüne geçmek istedi sanki. Başardı da…
Icardi-Satka pozisyonunda hakem ve VAR ne göremedi de devam kararı çıktı. Gerçekten çok ilginç ve bunu biri bizlere açıklasa harika olmaz mı? Bu pozisyona penaltı değil diyen yorumcu çıkmadı örneğin.
Numanoğlu ve VAR, Kaan Ayhan’ın şutunda da Samsunlu oyuncunun el teması olmadığına hızlı bir şekilde karar verdi.
Icardi’nin ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golü de fazlasıyla tartışıldı.
Numanoğlu bu kolay maçta sınıfta kaldı. Bütün bu pozisyonlar da zorlamayla “hakem takdiri” dedik diyelim… Ama bu maçı R. van Drongelen’in kartsız bitirmesi… İşte bu kabul edilebilir değildi. Hakemin notunu çat diye kıran olay tam da buydu.
Markus Gisdol bile gördü, oyuncusunu aldı, hakem seyretti.
Bir notta Erman Toroğlu’ndan… Toroğlu, Kaan Ayhan’ın şutunda el temasını net olarak gösteremeyen yayıncı kuruluşu eleştirdi ki çok haklıydı.
03.02.2024/Cumartesi
ÇAYKUR RİZESPOR AŞ-TÜMOSAN KONYASPOR: 0-0
Hızlı, hareketli, heyecanlı bir maç oldu. Her iki takım da kazanmak isteyince oldukça tempolu bir maç ortaya çıktı.
İkinci yarıya ev sahibi çok daha etkili başladı. 65’ten itibaren konuk takım oyunu dengeledi ve son bölümlerde daha etkili oldu.
Maçta gol olmamasının önemli nedenlerinden biri her iki takım kalecisinin iyi performansıydı. Kaleciler bugün kalelerini kapatmıştı.
Kaybedene yazık olacak maçta taraflar puanı paylaştı.
Konya için tehlike çanları çalmaya devam ediyor. Süper Lig’in kalitesi için taraftarı olan şehir takımları önemli ve gerekli.
RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ-İSTANBULSPOR AŞ: 2-0
Goller: Piatek (36’, 71’)
Başakşehir, özellikle ilk yarıda eski günlerinden kısa bölümler sundu futbolseverlere. Etkili ve kazanmayı daha çok isteyen taraftı ev sahibi. Josef de Souza orta sahayı tutarken forvette Piatek etkiliydi.
Piatek, sezon başı santrfor rekabetinde önemli adaylarımdan biriydi fakat bir türlü oyuna girememişti sanki. Polonyalı son haftalarda forma girdi ve takımını sırtlamaya başladı. Attığı 2 golle maçın yıldızı oldu.
Konuk takım son haftalara göre pasif kaldı biraz. Oyun kurmakta zorlandı futbolcular. Böyle olunca yenilgi kaçınılmaz oldu.
TAM ZAMANINDA CENGİZ…
BITEXEN ANTALYASPOR-FENERBAHÇE AŞ: 0-2
Goller: Cengiz Ünder (42’), Batshuayi (90+5’)
Yarıştaki rakip bir gün önce kazanınca Fenerbahçe için 3 puan almak daha da önemli oldu. Buna karşın Sergen Yalçın’ın Antalya’sı sağlam ve sıkı bir takımdı.
Maç, genel anlamda denk takımların mücadelesi şeklinde geçti ancak pozisyon etkinliği ve zenginliği açısından FB çok daha iyiydi.
FB’de Dzeko ve Szymanski yine durgundu. Tadic ve Cengiz Ünder fazlasıyla pasifti. Muhtemelen “oyuncu değiştirme listesindeki” ilk iki aday onlardı. Ancak ilk yarının sonlarında Tadic-Cengiz işbirliğinde Cengiz’in çok güzel golü FB’yi rahatlattı.
Oyundan çıkana kadar konuk takımın en çok pozisyon bulan oyuncusu da Cengiz’di.
İkinci yarı Antalya daha sıkı oynadı fakat Buksa pek alan bulamadı, dolayısıyla pozisyona giremedi. Livakovic’in kurtardığı pozisyonda kafa şutu zayıf kaldı.
Batshuayi’nin son dakika golü skoru belirleyen gol oldu. Konuk takım bu zorlu deplasmanı da 3 puan ile geçerek bu haftayı da lider kapattı.
Bu kötü zeminde daha iyi bir oyun mümkün müydü? Bilemedim lakin bizim saha zeminlerimiz neden bu kadar bozuk? Neden hâlâ bu sorunu çözemiyoruz.
Ligimizin oyun kalitesine karşın FB ve GS’nin amansız yarışı her hafta heyecanı yeniliyor ve zinde tutuyor. Bu rekabet futbolseverlere büyük bir heyecan veriyor ancak taraftarlar için bu heyecan bazen taşınamaz hale geliyor. Aman sağlığa dikkat!
GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ AŞ-MONDİHOME KAYSERİSPOR: 1-1
Goller: Gökhan Sazdağı (68’-KK)/Eray Özbek (11’)
Topu rakibe bırakıp oynama alışkanlığı, topla oynayan takımlar karşısında işe yarayabiliyor. Ancak rakibin de topla fazla işi yoksa oyunun zorluk derecesi artıyor. Bu açıdan karşısında zorlu bir rakip buldu ev sahibi. Rakip iyi kapanıyor ve çabuk atağa kalkıyordu. Konuk takım bir de öne geçince Gaziantep için işler hepten zorlaştı.
Bu bölümde Kayseri ikinci golü de bulup bu deplasmandan 3 puanla dönebilirdi.
İkinci yarı ev sahibi riskleri de göze alıp daha önde oynadı. Bu durum maçın heyecanını arttırdı. Her iki takım da önemli fırsatlar buldu. Ancak Gaziantep, talihsiz bir şekilde Gökhan Sazdağı’nın kendi kalesine attığı golle beraberliği buldu.
Kalan bölümde Gökhan rakip kalede çok önemli iki pozisyona girdi lakin kaleci Nita ve şans oyuncudan yana değildi. Kendi kalesine atıp karşıyı boş geçince haftanın talihsizi oldu Gökhan.
Bu maçta da kaleciler iyi performans gösterdi. Kayseri’nin golünü atan genç oyuncu Eray Özbek’in sakinliği, topu çekişi ve attığı şut kayda değerdi. Yolun açık olsun çocuk…
Maxim’in düşürülmesine hakem penaltı çaldı. Ancak hakem-VAR kararı ihlali ceza sahası çizgisinin hemen önüne taşıdı, pozisyon faule dönüştü. Yayıncı kuruluşun tekrarlarında ihlalin nerede yapıldığına dair bir kanaat zannederim kimsede oluşmadı. Ben de, çizgi üstü, dolayısıyla penaltı olarak düşündüm. Burada kararı hakemin vermesi çok daha iyi olurdu.
KAYIP ARANIYOR
SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL AŞ-YUKATEL ADANA DEMİRSPOR AŞ: 2-1
Goller: Diaby (11’), Umut Nayir (22’)/Nani (90+10’)
Kırmızı Kart: Halil Akbunar (72’, Pendik)
Ligin en renkli ve seyir zevki yüksek oyununu sunan, Başkan Murat Sancak’ın demesiyle neredeyse “Herkesin ikinci takımı olacak olan” Adana Demirspor’da geriye gidiş hızlanarak devam ediyor. Birçok oyuncusunu kaybeden takım da oyuncuların hırs ve isteği bitmiş, takımın bir amacı yok gibi. Bunların üstüne Yusuf Sarı’nın sakatlığı tuz biber oldu. Hikmet Karaman’ın işi gerçekten çok zor…
Ara transfer dönemini en iyi değerlendiren takım Pendik olmalı. Özellikle Umut Nayir ve Thiam ile birlikte Halil Akbunar ve Midtsjö’nün formu ve katkısı da yükseldi.
Ev sahibi hızlı bir başlangıçla skoru 2-0’a getirdi. Daha da atacak birçok pozisyon ve fırsatlar da buldu takım.
Pendik, hak ettiği galibiyeti muhtemelen sandığından daha kolay kazandı.
04.02.2024/Pazar
KASIMPAŞA AŞ-CORENDON ALANYASPOR: 2-1
Goller: Gökhan Gül (36’), Fall (59’)/Prozo (28’-KK)
Haftanın oldukça iyi maçlarından biriydi. Her iki tarafta kazanma isteği ve planıyla sahadaydı.
Konuk Alanya bir kısmet golüyle, Prozo’nun kendi kalesine attığı golle öne geçince rahatladı. Oyun planını önde iken uygulamak çok daha kolaydı.
Ev sahibi yediği golden sonra tempoyu yükseltti ve zaman zaman karşı kalede baskı kurdu. Olumlu tarafı kontratağa da izin vermedi. Aradığı golü çabuk bulunca da kontrolü ele geçirdi.
Skor 2-1’e gelince tempoyu yükselten taraf Alanya oldu. Bu durum konuk takıma pozisyon ve fırsatlar getirdi. Direkten dönen müthiş şut (ki spiker gol anonsunu yaptı yanlışlıkla) şanssızlıklarıydı.
TD Fatih Tekke, Kasımpaşa’yı tebrik ederken kendi oyuncularına teşekkür ederek maçı özetlemiş oldu.
GENÇ KARTAL UÇUYOR
BEŞİKTAŞ AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 2-0
Goller: Semih Kılıçsoy (44’, 62’)
Şampiyonluk iddiaları kalmasa da derbiydi bu. Zor günler yaşansa da büyük maçtı bu. Hem taraftardan gönül alma meselesiydi. Bir de üçüncülük iddiası vardı ki yabana atılmamalıydı.
Beşiktaş evindeki maçı kazanarak taraftarının en azından bu hafta için gönlünü aldı, üçüncülük koltuğunu devraldı.
Üst üste gelen yenilgilerden sonra bu maçı da kaybedince işler biraz daha zorlaştı Trabzon için. Ancak böyle zamanlarda ayağa kalkmayı başarmak büyük takım olma özelliğidir. Trabzon bunu başaracak güçtedir. Bu yıl olabilenin en iyisini yapmak gerek ancak asıl konu gelecek senenin planlamasını yapmak olmalıdır.
Adının büyüklüğüne karşın maç o kadar keyifli olmadı. Özellikle ilk yarı oldukça sıkıcıydı. Buna karşın her iki takım zayıfta olsa bir iki pozisyon buldu.
İkinci yarısı daha hareketli olan maçın en güzel tarafı “Genç Kartal Semih Kılıçsoy’un” 2 golle maça damgasını vurmasıydı. Semih’in bu formu Milli Takım için çok önemli. Forvette Montella’nın iyi bir seçeneği daha olacak.
Semih’e karşın Trabzon’da Enis Destan fazla şans bulamadı.
Bu maçın hakemi Arda Kardeşler ve VAR sınıfta kaldı. Trabzon’un bir penaltısı vardı ki yorumcuların neredeyse tamamı penaltı kararında birleşti. Bu pozisyon hakem-VAR’dan geçip gitti.
Penaltı ve faul kararlarında hakem takdiri elbette çok önemlidir fakat disiplin cezaları kaçırılmamalı. Örneğin Rashica’nın bu maçı kartsız tamamlaması tuhaftı. Baniya ve Mendy’nin kartsız geçmesi tuhaftan da öteydi. Merak ediyorum; kart için ne gerekli acaba?
Semih Kılıçsoy bu maçta sakatlanmadıysa gerçekten kaderine şükretsin. Dövdüler yahu çocuğu…
Gerçekten Semih bu maçta ciddi faullere maruz kaldı. Ancak birçoklarının eften püften temaslarda kırk taklalar atmasına karşın Semih dimdik durdu, asla kötü niyetli davranmadı, faulleri provoke etmedi. Bunun için de genç oyuncuyu tebrik ediyorum.
Haftanın Maçı
Rize-Konya (0-0)
Haftanın Güzel Maçı
Gaziantep-Kayseri (1-1)
Haftanın Heyecanlı Maçı
Kasımpaşa-Alanya
Haftanın Takımı
Beşiktaş
Haftanın Futbolcusu
Barış Alper Yılmaz (GS)
Haftanın performansı
Semih Kılıçsoy (BJK)
Cengiz Ünder (FB)
Haftanın Performansları
Muslera (GS), Massanga (Hatay), Piatek (Başakşehir), Eray Özbek (Kayseri)
Haftanın Golü
Cengiz Ünder (FB)
Barış Alper Yılmaz (GS)
Güzel Goller
Piatek (Başakşehşir), Eray Özbek (Kayseri)
Haftanın Hakemi
-
Haftanın iyi hakemleri
Abdülkadir Bitigen (Ankaragücü-Sivas)
Haftanın Asisti
Mertens (GS)
Haftanın Pozisyonu
Muslera’nın Holse’nin gollük şutunu kurtarması
Haftanın Talihsizi
Gökhan Sazdağı (kendi kalesine gol ve bir şutunun direkten dönmesi)
Halil Akbunar (İyi oynadığı maçta talihsiz kırmızı kart)
Haftanın Talihlisi
Semih Kılıçsoy (Ciddi faulleri sakatlanmadan atlattı)
Haftanın Söylemi
Erman Toroğlu: Ligimizde çalınan faullerin yüzde 60’ı yanlış.
MOR KART
Drongelen (Samsun, provokatif oyun)
Tugay Kaan Numanoğlu (Samsun-GS hakemi)
Arda Kardeşler (BJK-Trabzon hakemi)
GÖZE TAKILANLAR
* Dünyanın hemen her yerinden maçlar seyrediyoruz. Yayıncı kuruluşlar, pozisyon tekrarlarında, ekran başındaki seyirciyi adeta pozisyonun içine sokuyor. Pozisyonlarda varsa ihlaller açık ve net biçimde gösteriyorlar. Buna karşın Süper Lig’in yayıncı kuruluşu ihlalleri “büyük bir başarıyla” göstermiyor/gösteremiyor.
* Galatasaray’ın şutunun direkten dönmediği bir haftada özellikle Konya, Gaziantep, Kayseri ve Alanya’nın direkten dönen topları dikkat çekti.
GÖZE BATANLAR
* Her ne şekilde olursa olsun yüze temaslar ve ayağa basmalar cezalandırılmadıkça şiddet artacak, oyuncu sağlığı ciddi anlamda tehdit altında kalacak. Ekstra pozisyonlar dışında (Halil Akbunar örneği) istemeyen hiçbir futbolcu meslektaşının yüzüne temas etmez, bileğine basmaz…
* Bu ligde Icardi’nin lehine penaltı çalmak “haram” olmalı. Ceza sahası içinde Arjantinlinin başına gelmeyen kalmadı dense yeridir ama hakem-VAR penaltı kararı vermiyor.