24 Şubat tarihinde Fenerbahçe-Kasımpaşa maçından sonra yazımın başlığını, değiştirme ihtimalini de göz önüne alarak “Skandal fahiş VAR” olarak atmıştım. 27 Şubat Galatasaray-Antalya maçından sonra “Bedel” başlığını ilave etmek zorunda kaldım.
FB-Kasımpaşa maçının sonundaki pozisyonunun penaltı olup olmadığını tartışmak “cambaza bakmaktır.” Bu pozisyonu saatlerce tartışmak “kayıkçı kavgasıdır”, “hedef saptırmaktır.”
Bu tartışmalar ancak, hakem golü verseydi ve VAR karışmasaydı yapılabilirdi. Oysa sahadaki hakemler herhangi bir ihlal görmedi. Buna karşın VAR, elinde bir KANIT olmadan olaya müdahil oldu.
VAR, sahadaki hakemlerin “insan olduğu ve hatalar yapabileceği” gerçeği ve gerekçesiyle SKANDAL, FAHİŞ hataları düzeltmek için sisteme dâhil edildi. Hızı artan, temposu yükselen oyun için çok da güzel bir uygulama oldu. Ancak TFF ve MHK hakemlerinin hele de VAR’da SKANDAL, FAHİŞ hata yapacağı kimsenin aklına gelmemişti.
Bu pozisyonda VAR, evrensel hukuk kaidelerini de altüst ederek Kasımpaşa’ya, “Ben seni suçlarım, sen masum olduğunu ispat et” demiştir.
Pazartesi ise GS-Antalya maçında da hatalar üst üste geldi. Hakem, yardımcı hakemler ve VAR, bir maç nasıl kötü yönetilir için örnek gösterdi. VAR’ın karışmaması ve karışması gereken pozisyonlar birbirine girdiği gibi sahadaki hakem heyeti de kontrolü kaybetti.
Maçtan önce alelacele Icardi’nin cezası gündeme gelmiş, zaten karışık olan çarşı hepten karışmıştı.
FB maçı ve Icardi derken TFF-MHK-VAR bir bedel ödemek zorunluluğu hissetmiş olmalı ki, GS bu maçta, VAR tarihinin en kolay penaltısını aldı. Daha önce Icardi’ye yapılan açık ihlallerde ortalarda görünmeyen VAR, Tete’nin maruz kaldığı minik darbeyi atlamadı. Çıkan ve çıkmayan kartlar tartışma konusu oldu.
SAÇMA CEZA… GS’nin Arjantinlisi Icardi, bu ligin en centilmen futbolcularından birisi. Beklentilerine karşılık bulmadığında taşkınlık yapmayan, pozisyonlarda abartıya kaçmayan ve itirazlarında son derece makul olan futbolcu, Ankaragücü maçında çirkin bir hareket ile itham edildi. “Beşer şaşar” demiş atalar, Icardi de şaşmış olabilir. Ancak net bir kanıt, net bir görüntü yoktu orta yerde.
PFDK acil toplandı, oyuncuya 1 maç ceza verdi, Tahkim onayladı.
Suç varsa 1 maç ceza ayıp… Daha önceki örneklerinde olduğu gibi 3-5 maç olmalıydı.
Kanıt yoksa ceza yine ayıp.
Huyundan vazgeçmeyen federasyon, daha önceki tecrübelerine rağmen skandal, fahiş bir karar vermiş oldu böylece. Doğal olarak İsa ya da Musa ya da yaranamadı.
Son haftalarda Ali Şansalan ve Zorbay Küçük iyi maçlar yöneterek umut vermişti. Bu iki hakem bu hafta da maçlarını çok iyi yönetti. Bu iki hakeme Tugay Kaan Numanoğlu’nu da katmak mümkün. Ancak aynı hakemleri büyüklerin maçlarında da görmek gerek.
Cihan Aydın, umut veren genç hakemlerimizden biriydi. Fakat bu hafta kötü bir maç yönetti. Bu maçtan derslerini çıkarabilirse devam edebilecektir. Çıkarmazsa düşüşü de yükselişi gibi hızlı olabilir, aman dikkat!
Zirvede yarış bütün hızıyla amansız bir şekilde devam ederken ligin dibinde de sular kaynamaya başladı. Puan cetvelinde 10. sıradan itibaren takımların puanlarının birbirine yakın olması mücadeleyi daha zorlu ve heyecanlı bir hale getirdi.
Galatasaray Avrupa Ligi’nde sağlam ve sıkı bir rakiple eşleşmişti. Yine de turu geçeceği düşünülüyordu. Olmadı, temsilcimiz Sparta Prag’a kaybetti.
Kupalarda tek temsilcimiz olarak kalan Fenerbahçe UEFA Konferans Ligi son 16 turunda Belçika’dan Union Saint-Gilloise takımı ile eşleşti.
KUPA AVRUPA
İNGİLİZ İŞİ İNCE İŞÇİLİK…
22 Şubat 2024/Perşembe,
Sparta Prag-Galatasaray: 4-1
Türkiye’de hakem -sonradan VAR ile birlikte- tartışmaları bitmez. Bu sezon da şampiyonluk için yarışan iki takımın maçlarında ve diğer takımların maçlarında tartışmalar bütün hızıyla devam etmekte.
Galatasaray, hakem-VAR sorununu Şampiyonlar Ligi grup maçlarında da yaşadı. Verilmeyen penaltılar, çekilen, çekilemeyen ofsayt çizgileri…
Bu maçın hakemi bir Premier Lig hakemiydi; Anthony Taylor… İngiliz, sabıkalı bir hakem... 12.10.2023 tarihinde Avrupa Şampiyonası elemeleri, Hırvatistan-Türkiye maçında Hakan Çalhanoğlu’na çaldığı penaltı inanılmazdı. Nitekim karar VAR’dan dönmüş, penaltı iptal edilmişti.
GS’nin Molde’yi 3-2 yendiği maçı da yönetmişti Taylor. Neyse ki fazla sorun yaşanmamıştı.
Ancak geçen yıl Sevilla ile Roma arasında oynanan UEFA Avrupa Ligi final maçının hakemi de Taylor’du ve İngiliz, Romalı taraftarlar ile Roma kulübesini çıldırtmıştı. Roma TD Mourinho maçtan sonra Taylor’u beklemiş ve sözlü sataşmada bulunmuştu.
Prag maçında ince bir işçilik çıkardı Taylor. Hakem yönetimlerinde asıl ince işçilik çaldığın faullerde, gösterdiğin kartlarda olmaz. Tam tersine çalmadığın faullerde ve göstermediğin kartlarda ortaya çıkar. İnce işçilik bir tarafı fena halde bozar.
Taylor, daha maçın başında Kerem Demirbay ile Berkan Kutlu’ya çıkardığı çok kolay sarı kartlarla işe başladı. Spartalı her oyuncunun yere yatışına kesinlikle faul düdüğü çaldı. Buna karşın Barış Alper Yılmaz’ın ayağına basılmasını “görmedi.”
Taylor, benzer şekilde bir pozisyonda Kaan Ayhan’ı sarı ile cezalandırdı ancak VAR’dan gelen uyarı ile oyuncumuzu attı. Oysa pozisyon açıktı ve direkt kırmızıyı çıkarmalıydı.
Sonuçta İngiliz kötü bir maç yönetti ama UEFA Taylor ile aynı fikirde olmalıydı ki geçer not (8,4) aldı.
Hayır, temsilcimiz hakem yüzünden elendi denmemeli. İlk yarıda oldukça iyi bir maç çıkaran GS öne geçecek fırsatları da yakaladı ama olmadı.
İkinci yarıda Sparta iyi bir oyun oynadı, baskı kurdu. GS baskıyı kıramadı. Kaan’ın kırmızı kartından sonra denge tamamen bozuldu ve goller arka arkaya geldi.
Sistemden ve oyun disiplininden asla taviz vermeyen, bir an bile kopmayan Sparta turu geçen taraf oldu.
Yenilgiden daha kötüsü, bizim takımlarımızın -yanılmayı çok isterim ama- hiçbir zaman böylesine sistemli ve oyun disipliniyle oynayamayacakları düşüncesi bir kez daha yinelendi.
TARAFTAR… Sparta seyircisinin, üstelik bir bütün halinde, bu oyunu bildiği ve “okuduğu” görüldü. Taraftar pozisyonlara bir bütün halinde tepki verdi, takımını ateşledi, hakemi de baskı altına aldı.
Taraftar gruplarının, bu maçı sadece seyirciye odaklanarak yeniden seyretmesini öneririm.
Galatasaray eve erken döndü. Avrupa’da tek takımımız Fenerbahçe kaldı.
FB, Konferans Ligi’nin son 16 eleme turunda Belçika’dan Union Saint-Gilloise eşleşti. Yönetici Selahattin Baki, “genetik şanssızlıklarının” sürdüğünü belirterek eşleşmeyi en zorlu rakip olarak nitelendirdi ancak futbolseverlerin çok büyük bir bölümü Union SG ismini muhtemelen ilk kez duydu. Hayırlısı…
23.02.2024/Cuma
YÜRÜYÜŞE DEVAM
YILPORT SAMSUNSPOR-ÇAYKUR RİZESPOR AŞ: 3-0
Goller: Drongelen (12’), Holse (54’), Ntcham (78’-P)
TD Gisdol ile oyununu her geçen gün yükselten Samsun’un evinde bileği zaten kolayına bükülmüyordu. Samsun taraftarı da bu durumu görmüş, tribünleri doldurmuştu. 20 bin civarında seyirci vardı.
Ev sahibi erken bir golle öne geçti. Golden sonra Rize daha atak oynamaya başlayınca keyifli bir maç çıktı ortaya. Samsun goller kaçırdı, Rize kaleci Okan Kocuk’u geçemedi.
İkinci yarı tek taraflı bir oyuna döndü maç. Bu devre konuk takım etkili olamadı. Holse’nin şık golünden sonra bir de penaltı golü atan kırmızı beyazlılar 3 puan daha yazdı puan cetveline.
Maç sonu Samsun galibiyeti kutlarken Rizeli oyuncular az sayıdaki taraftarına gitti, özür diledi. Taraftar yenilen takımına destek verdi. Hoş bir görüntüydü. Yensen de yenilsen de’nin açık bir örneği verildi.
24.02.2024/Cumartesi
NE OLUYOR ORADA?
MONDİHOME KAYSERİSPOR-MKE ANKARAGÜCÜ: 3-2
Goller: Nazon (53’), Jeanvier (62’), Mane (90+3’)/Bassogog (45’), Efkan Bekiroğlu (45+4’)
Kayseri geçen hafta deplasmanda Başakşehir’i yenmişti. Bu maçı da kazanması takımı ve Burak Yılmaz’ı şüphesiz çok rahatlatacaktı. Ancak maça konuk takım çok daha iyi başladı, ilk devreyi çok iyi oynadı. Ancak 45 dakika boyunca gol gelmedi. Devre 0-0 bitecek sanılırken Ankaragücü uzatma dakikalarında 2 golü rakip filelere bıraktı.
Burak Yılmaz, devreye 3 oyuncu değişikliği ile başladı. Gemileri yakan ev sahibi karşı kaleye yüklendi. İlk yarının tersine bir oyun ortaya çıktı. Bunda biraz da Ankaragücü’nün skoru koruma telaşı etkili oldu. Sarı kırmızılılar 2 gol ile maçı 90 dakikaya 2-2 olarak getirdi. Mane’nin uzatma dakikalarında attığı gol geri dönüşün imzası oldu.
Bu galibiyet Kayseri’yi ilk 10’a taşırken Başkent takımı son haftalardaki kayıplarıyla yeniden küme düşme hattına yaklaştı.
Ankaragücü TD Emre Belözoğlu, maç sonrası açıklamasında “gereğini yapacağız” diyerek istifa sinyali verdi.
Belözoğlu, daha sonra yapılan toplantıda yönetimin istifayı kabul etmediğini ve göreve devam edeceğini açıkladı.
ÇANLAR SUMUDİCA İÇİN ÇALIYOR OLABİLİR Mİ?
GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ AŞ-RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ: 0-2
Goller: Piatek (60’), Abeid (90+8’)
Santrfor rekabetinde önemli adaylarımdan biri olan ama çok uzun süre suskun kalan Piatek, özellikle ligin ikinci yarısında çalışmaya başladı. Polonyalı bu maçta da golünü attı. Çalışkanlığıyla ikinciye de çok yaklaştı ama olmadı.
Maçı daha iyi olan taraf kazandı ve Çağdaş Atan aradığı morali buldu.
Gaziantep’in topla çok işi yoktu ama hızlı ve etkili ataklarla puanları toplamayı başarıyordu. Ancak bir süredir takım etkili atak yapamıyor, pozisyon üretemiyordu. Bunda en büyük pay Maxim’in form düşüklüğü olabilirdi. Taraftarında Maxim ile bağı kopunca işler daha da kötüleşti.
Draguş’un çok istemesine ve çalışkanlığına rağmen puan mümkün olmadı.
Haftanın pozisyonları sanki bu maça sığdırılmıştı;
Deniz Türüç 76’da takımının ikinci golünü attı, ofsayt kararı çıktı. Ofsayt çizgisi çekilemeden Gaziantep golü attı, VAR faul tespit etti, hakem golü iptal etti.
Ofsayt çizgisi ekrana geldi, Deniz’in topuğu ofsayttı.
Maçın son bölümünde Draguş’un harika röveşatasını kaleci Muhammed Şengezer müthiş bir refleksle kornere çeldi.
Maçın en iyisi Başakşehir’den Dubois oldu. Fransız, bir sağ bekten öte Başakşehir’in oyun aklı oldu.
BİR SANİYE VAR…
FENERBAHÇE AŞ-KASIMPAŞA AŞ: 2-1
Goller: Mert Hakan Yandaş (64’), Batshuayi (90+6’)/Porozo (58’)
CİHAN AYDIN… Umut veren genç hakemlerin başında geliyordunuz. Lakin bu maçı çok kötü yönettiniz be arkadaş! Ya da hiç yönetemediniz.
Hayır! Skordan ve son penaltı pozisyonundan bağımsız olarak söylüyorum bunu. Fenerbahçe’yi tuttunuz, Kasımpaşa’yı ezdiniz de demiyorum. Çok kötü maç yönettiniz…
Tamam, Porozo-Ferdi Kadıoğlu pozisyonunda faulü atladınız. Hadi, buna biraz zorlamayla takdir hakkı diyelim. Ama İsmail Yüksek’e faul kararınız ve sarı kartınız büyük hataydı.
Oosterwolde-Fall pozisyonunu yakaladınız fakat bu defa yer tespitiniz hatalıydı. Mücadele ceza sahası çizgisi üzerindeydi. VAR, elinde kanıt olduğu için burada devreye girmeliydi, girmedi.
Tadic ve Çağlar Söyüncü’nün ayağa basmalarını, Djiku’nun sarı kartlık tokadını kaçırdınız.
Bu maçı dönüm noktası olarak belirlemenizi ve dersler çıkarmanızı futbolumuz adına istiyorum.
Bir krediniz hâlâ var, lütfen…
VAR/ERKAN ENGİN… Siz, skandal, fahiş hataları düzeltmek için oradaydınız. Ancak SKANDAL, FAHİŞ hatayı siz yaptınız. Hem de iki kez…
Oosterwolde-Fall pozisyonunda KANITINIZ VARDI, hatayı düzeltemediniz.
Son penaltı pozisyonunda KANITINIZ YOKTU, olaya müdahil olup HATAYA neden oldunuz.
Bir sezon için çok sayılabilecek iki hatayı bu maçta yaptınız.
Hiç olmadı. Üzgünüm ama sizin krediniz yok. Çok daha önce tüketmiş olmalısınız.
FB, heyecan ve seyir zevki veren futbolunu unuttu bir zamandır. Korkusuz Gazetesi’nden Argun Darıcı’nın söylemiyle “Fenerbahçe fıtık ediyor.”
Ligin boyunun kısaldığı haftalarda kazanmak elbette çok önemli ancak camia fazlasıyla gerilmekte…
TD İsmail Kartal’da fazlasıyla gergin. Muhtemelen bu gerginlik çözüm bulmayı engelliyor. Kartal, bir süredir ilk 11 ve oyuncu değişikliklerinin eleştirisinin baskısını yaşıyor olmalı.
Kasımpaşa maçını takım çok zor kazandı. Konuk takım 70. dakikaya kadar oynadığı oyunu devam ettirebilseydi kazanmak imkânsız olabilirdi.
FB, camia olarak kendine dönmezse, özeleştiri yapıp hatalardan ders çıkarmazsa, sürekli hataları dışarıda aramak ve başkalarını suçlamaktan vazgeçmezse aslanın ağzındaki şampiyonluğa ulaşması mümkün olmayacak gibi.
SAMİ UĞURLU… Teknik direktör gerçekten tebrikleri hak eden bir performans koydu ortaya. Uğurlu, mütevazı kadrosuyla güzel işler yapıyor. Hajradinovic ve Aytaç Kara önderliğinde takımı 5. sıraya taşıdı.
Son maçlarda Hajradinovic ve Aytaç Kara öne çıkmaz oldu. Bu, iki oyuncunun form düşüklüğünden olmadı. Oyun, tam bir takım oyununa dönüştü.
Mağlubiyete rağmen, FB’yi evinde Ludogorets haricinde hiçbir takım bu kadar zorlamamıştı.
Bütün bunlara karşın, Sami Hoca’nın maç sonu açıklamalarında centilmenliği ve değerlendirmeleri gerçekten kayda değerdi.
Kadro değeri ve kalite farkına rağmen, oyunun nasıl oynanabileceğini, reklamı kendinden önce giden birçok teknik direktöre göstermiş oldu.
FB’de Mert Hakan ve Ferdi öne çıkarken Kasımpaşa’da herkes, kaleciden santrfora, takımın bir parçası olarak oynadı.
FİNALDEN 3 PUAN
TÜMOSAN KONYASPOR-ATAKAŞ HATAYSPOR: 2-0
Goller: Uğurcan Yazğılı (52’), Oğulcan Ülgün (56’)
Ligin dibindeydi ev sahibi. Artık her maç final gibiydi. Evindeki maçlarda 3 puan olmazsa olmazdı. Takıma Ömerovic’in eli değmiş, oyun daha iyi bir hale gelmişti fakat 3 puan için kazanmak gerekiyordu. İyi oyuna rağmen ilk yarı gol olmayınca 0-0 bitti.
İkinci devreye Uğurcan Yazğılı ve Ethemi ile başlayan Ömerovic, kısa sürede istediğini elde etti ve iki farklı skoru yakaladı Konya.
Fakat aynı Ömerovic Çikalleshi’yi alıp yerine Sambou’yu sürdü. Bu değişiklik Konya’nın önde baskısını ve etkisini kırdı. Ancak Hatay iyi değildi.
2-0’a kadar sadece savunmayı düşündü konuk takım. 2-0’dan sonra rakip kalede müthiş bir baskı kurdu fakat baskı sadece 5 dakika sürdü. Sonrasında oyun rölantiye döndü.
Bu maçta seyirci desteğini ardına alan Konya 3 puan ile nefes aldı. Ancak bundan sonraki her maç final niteliğinde ki gelecek hafta rakip Pendik…
Hayır, Konyalı değilim ve Konyaspor’u da tutmuyorum. Ancak seyircisi olan şehir takımlarını, ligin kalitesi için önemsiyorum.
25.02.2024/Pazar
MANAJ FARKI
EMS YAPI SİVASSPOR-SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL AŞ: 4-1
Goller: Menig (26’), Caner Osmanpaşa (59’), Manaj (69’), Koita (90+5’)/Gökcan Kaya (16’)
Pendik iyi başlayan taraftı. Umut Nayir’li kadro iyi oyunun karşılığını erken bir gol ile buldu. Ancak golden sonra bazı şeyler rayında gitmedi. Bir de karşıda Manaj vardı.
Rey Manaj-Sivas birlikteliği ilginç bir hâl aldı. Oyuncu Sivas’ı, taraftar Manaj’ı sevdi.
Sezon başı santrfor rekabetine Arnavut’u dâhil etmemiştim. Kendisini çok tanımıyordum. Ama o haftalar geçtikçe ve özellikle 2024 yılında müthiş bir form yakaladı. Manaj, sadece golleriyle değil oyuna katkısıyla da fark yaratıyor.
Gol krallığı yarışmasında Icardi’yi yakalayan (14 gol) oyuncu adından daha çok söz ettirecek.
Farklı galibiyete karşın ev sahibinin çok iyi oynadığını söylemek mümkün değil. Farkı yaratan gerçekten Manaj oldu.
Bir de kısmet tabii… Alpaslan Öztürk’ün golünün çok küçük bir farkla ofsayta takılması hem kendisinin hem de takımının şanssızlığıydı.
ESKİ GÜNLER Mİ?
TRABZONSPOR AŞ-YUKATEL ADANA DEMİRSPOR AŞ: 1-0
Gol: Trezeguet (21’)
Kırmızı Kart: Martinez (90+4’, Adana Demirspor)
Sivas, Manaj ile yürürken Trabzon’da Mısırlısı Trezeguet ile yoluna devam ediyor. Müthiş bir form yakalayan Mısırlı kupa ile birlikte son dört maçta dördüncü golünü attı ki bunlar hep tur ve puan getiren goller oldu.
Bordo mavililer ilk yarıyı oldukça iyi oynadı. Rakibin kalesi yeterince bunaltıldı, pozisyonlar üretildi, fırsatlar yaratıldı. Ancak ikinci gol gelmeyince Adana Demirspor oyunda kaldı.
İkinci devre daha ortada bir oyun oldu. Daha öne çıkan konuk takım bu devre pozisyon da buldu. Ancak gol atacak ayaklar sıkıntılıydı. Yusuf Sarı, bu maçta yeterince etkin olmadı.
Kötü gidişi durduramayan Mavi Şimşekler’de Başkan Murat Sancak istifa etti.
TEMBEL OYUN
VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK-CORENDON ALANYASPOR: 1-1
Goller: Eysseric (24’)/Ahmed Hasan (90+5’-P)
Kırmızı Kart: Mendes (33’, Karagümrük)
Puan cetvelinde sıkıntılı sıralamalarda yer alan iki takımın mücadelesi. Ev sahibi Karagümrük görece bir adım önde. Nitekim erken bir gol atan ev sahibi kazanmaya yakın olan taraf. Ancak 33. dakikada sakar bir faul; Mendes Hadergjonaj’ın bileğine istemsiz de olsa bastı. Hakem Tugay Kaan Numanoğlu faulü çaldı ve sarı kartı gösterdi. Oysa pozisyon yardımcı hakeme çok yakındı ve yardımcı olmalıydı, olmadı. VAR, Numanoğlu’nu ikaz etti, ceza kırmızıya döndü. Mendes yaptığından zaten pişmandı, meslektaşından özür dilemişti. Kırmızı kartın ardından hakem ile tokalaşarak sahadan çıktı. Oyunu gereksiz itirazlarla çirkinleştirmeyip cezasına razı olan Mendes örnek bir davranış sergiledi.
Ev sahibi 10 kişilik oyunu pek oynayamadı. İkinci yarıda buldukları iki net pozisyonu değerlendiremeyince maçı tek isabetli şutla tamamladı.
10 kişi kalan rakibi karşısında Alanya topa sahip oldu fakat oyunu hızlandıramadı, tempoyu hiç yükseltemedi. Dolayısıyla etkili olmadı.
Bu yavaş oyunda Alanyalı oyuncuların pasları bile ilginç bir şekilde “tembel pastı.”
90 dakika boyunca etkili olamayan Alanya ilave edilen sürede iki pozisyon buldu ki biri Ahmed Hasan’ın penaltı pozisyonuydu.
Penaltı düdüğü kolay çalındı sanki ama gerçekten iyi bir maç yöneten Tugay Kaan Numanoğlu’nun kararına saygı duymaktan başka yapacak bir şey yoktu.
Ben, Ahmed Hasan’ın penaltıyı kaçıracağını düşündüm ama Mısırlı takımına 1 puan getiren golü attı.
SAVUNMA MI, HÜCUM MU?
İSTANBULSPOR AŞ-BEŞİKTAŞ AŞ: 0-2
Goller: Semih Kılıçsoy (23’), Muçi (54’)
Şüphesiz Santos savunmacı bir teknik direktördü. Beşiktaş’a geldiği günden bu yana topu rakibe bırakmakta pek sıkıntı görmedi. Ancak “topa sahip olmamak, topu rakibe bırakmak orta sıralardaki takımların işidir” deyince taktiğin değişeceğini düşündüm. Geçen haftalarda da kazansa bile BJK taraftarının böyle bir oyundan çok hoşlanmayacağını söylemiştim.
Oyun yine pek iç açıcı olmadı. Buna karşın Manaj’ın Sivas’ta yaptığını 18’lik Semih Kılıçsoy siyah beyazlılarda yapıyordu haftalardır. Kısa sürede 8 gole ulaşan oyuncu, Manaj’la birlikte 2024’ün en çok gol atan futbolcusu oldu. Hem attığı goller gerçekten zorlu ve güzel. Bu maçta takımını öne geçiren gol haftanın golü olmaya aday bir gol oldu.
Golden sonra oyun biraz daha orta saha mücadelesine döndü ama pek tat vermedi. Muçi, attığı ilk golle skoru perçinlemiş oldu.
İkinci yarıya iyi başlayan İstanbul geçen hafta sallanmıştı. Ona rağmen Antalya’da 2-0’dan 2-2’yi bulmuştu. Bu hafta o güç görünmedi. Bir diğer deyişle konuk takım savunması izin vermedi.
Her şeye rağmen Santos’un takımı gol yemeden kazanmaya başladı. Ancak gelecek hafta derbide işleri pek kolay görünmüyor.
Galibiyet karşın sarı kart görerek cezalı duruma düşen ve GS maçında oynayamayacak olan Gedson Fernandes can sıktı. Lakin Portekizlinin bu maçı tamamlaması, hakemin ikinci sarıyı atlamasından oldu.
26.02.2024/Pazartesi
BEDEL VAR
GALATASARAY AŞ-BITEXEN ANTALYASPOR: 2-1
Kerem Aktürkoğlu (12’-P, 45+1’)/Sander (33’)
Abdulkadir Bitigen… Ligin iyi hakemleri arasında gösteriliyor. VAR’da da Özgür Yankaya var.
Galatasaray’ın penaltısı… Çok kolay bir penaltı… Evet, bir temas var ama VAR, var olalı beri herhalde GS için böyle kolay bir karar çıkmadı. Özellikle Icardi’ye yapılan ne ihlaller görmezden gelindi.
Carlos Vinicius’un attığı gol… Çok kolay iptal edildi. Orada da Carlos’un ellerinin rakibin sırtına bir teması var. Bu temas bir faul gerektiriyor ise ceza sahası mücadelelerinden her maç 50 tane penaltı çıkar.
Hadi bu kararların gerekçesi var diyelim. Ama Carlos’un bu maçı kartsız bitirmesi kabul edilemez. Antalya’dan Buksa ve Erdoğan Yeşilyurt ile Galatasaray’dan Torreira ve son dakika da olsa Zaha’nın kızarması gerekti.
Bir de Kerem Aktürkoğlu’nun golünde ofsayt tartışması var ki bu olacak şey değil. Bir sistemi bütünüyle kabul etmek zorundasınız ya da bütünüyle karşı çıkmak… Kimse kusura bakmasın ama bazen çizgi var deyip bazen çizgiyi tartışmak boş laf.
Yazılarımda şunu ısrarla vurguluyorum; hakemler kötü maç yönetiyor.
Özellikle GS ve FB maçlarında büyük baskı altında kalıyorlar ve bu baskıyı kaldıramıyorlar.
FB-Kasımpaşa maçında çal Oosterwolde’nin penaltısını.
GS-Antalya maçında ver Carlos’un golünü. Göster kartları. Siz sağ biz selamet hocam.
Böyle maçlar yönettiğinizde eleştiriden kurtulsanız gene de anlayacağım ama…
Galatasaray’ı bu sezon hiçbir takım, hiçbir yerde böyle zorlamamıştı. Antalya inanılmaz iyi bir oyun çıkardı. Öyle ki bu takımın, daha geçen hafta İstanbulspor’a karşı oynadığı oyun henüz hafızalarda bütün canlılığıyla duruyorken. Ancak Antalya, iyi oyununa karşın GS kalesine sadece 2 isabetli şut gönderebildi.
Sergen Yalçın’ı ve Antalya’yı tebrik ederim. İyi bir hakem-VAR yönetimiyle bu maç çok daha iyi olabilirdi.
Prag’ın moral bozukluğu vardı elbette. Üstüne Icardi’nin saçma cezası. Yorgunluk ve daralan kadro…
Bununla birlikte iyi bir geçiş oyunu oynayan takıma karşı basit top kayıpları ve pas hataları gelince oyun ritmini tutturamadı ev sahibi. Bunda bir etken de konuk takımın 22 faul yapması vardı ki çok yüksek bir sayıydı.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen bir kez daha evinde fire vermedi sarı kırmızılılar ve kazanmayı bildi.
Antalya’da Larsson çok çalıştı. Takımın en iyisi Saric oldu. Güray Vural, Veysel Sarı ve hatta Buksa sinirli göründü.
GS’de Kerem, Nelsson ve yeni transfer Köhn iyiydi. Köhn’ün GS’de sol bek sorununu çözdüğünü söylemek erken sayılmaz herhalde.
Haftanın Maçı
Konya-Hatay (2-0)
Haftanın Güzel Maçı
Kayseri-Ankaragücü (3-2)
Haftanın Heyecanlı Maçı
Fenerbahçe-Kasımpaşa (2-1)
Haftanın Takımı
Konya
Haftanın Futbolcusu
Manaj (Sivas)
Haftanın performansı
Dubois (Başakşehir)
Haftanın Performansları
Sami Uğurlu (TD, Kasımpaşa), Sergen Yalçın (TD, Antalya), Piatek (Başakşehir), Draguş (Gaziantep), Saric (Antalya), Kerem Aktürkoğlu, Nelsson (GS)
Haftanın Golü
Semih Kılıçsoy (BJK)
Güzel Goller
Holse (Samsun)
Haftanın Hakemi
Ali Şansalan ve Zorbay Küçük’ten biri.
Haftanın iyi hakemleri
Tugay Kaan Numanoğlu
Haftanın Asisti
-
Haftanın Pozisyonu
Draguş’un röveşatası, Muhammed Şengezer’in kurtarışı
Haftanın Talihsizi
Draguş (Emeğinin karşılığını alamaması)
Haftanın Talihlisi
Hadergjonaj (Sakatlanmadan haftayı atlattığı için)
Haftanın Söylemi
Selahattin Baki (FB Yöneticisi): Genetik şanssızlığımız sürüyor… En zor kurayı çektik.
MOR KART
Maalesef Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarının hakem yönetimi
VAR, TFF, TFF kurulları
GÖZE TAKILANLAR
* “Pazara kadar değil, mezara kadar” diyen taraftarlar nereye gitti de en küçük bir hatada, beklenmedik bir yenilgide takımını/oyuncusunu protesto eden, ıslıklayan, yuhalayan, acımasızca eleştiren, hakaret eden kişiler türedi.
Bu bağlamda Samsun maçı sonrası Rizeli az sayıdaki taraftarı tebrik ediyorum. 3-0’lık skora rağmen takıma destekleri müthişti.
Yorum-Haber: Yüksel Durak
