TOPUK... DEĞERLER
“ve hakem yazmamak”
HAKEM ve hatta başkan-yönetici (en azından bir süre) yazmayacağımı söylemiştim. Lakin bizim ligimizin esas unsuru hakemler ile başkan ve yöneticilermiş. Bunu sağır sultan bile biliyordu ancak yine de bu kadar olduğunu düşünmemişim. Ama isim vermeyeceğim. Çünkü sorun şu ya da bu kişi değil, temel sorun zihniyet ve kalite sorunu.
İki maçta; Göztepe-Alanya ve Fenerbahçe-Rize maçlarında hakem kararları öne çıktı.
Göztepe-Alanya maçında hakem iki kez penaltı verdi, VAR ikazıyla penaltıları iptal etti. Göztepe golünü verdi hakem, yine VAR ikazıyla iptal etti. Pozisyonlar gerçekten de çok kritikti, hakem şansı/şanssızlığı bu olsa gerekti.
Fenerbahçe-Rize maçında da ilginç kararlar öne çıktı. Penaltı pozisyonunda VAR’ın müdahil olması tartışma konusu oldu. Ben, bu pozisyonlarda savunmacıların daha dikkatli ve hakemlerin daha sert olması gerektiğini düşünüyorum. Ama çok daha ağırlarına devam deniyor ligimizde.
Penaltı kararı ile birlikte Rizeli oyuncu sarı kart gördü ve ikinci sarıdan ihraç edildi.
---
ŞAİR (Özdemir Asaf) içi yanarken “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu/Birinciliği beyaza verdiler” demişti. Asaf’tan mülhem; “bütün değerlerimiz tükeniyordu, birinciliği ahlaka verdiler” diyorum.
Lütfen; akıl, ahlak, adap...
---
TOPUK... Genel yorumlar; “topuk yerde, güç transferi tamamlanmamış.”
Anlamadığımdan soruyorum, top oynamak bir yana yürürken bu başarılabilir mi? Topuğu yere koyup öndeki insanın bileğine/aşiline basmak mümkün mü?
---
Bir soru; penaltı kararı verildiğinde sarı kart göstermek zorunluluk mu?
---
Fenerbahçe Talisca’sına kavuştu. Brezilyalı 1,5 yıllık sözleşmeye imza attı.
Galatasaray -sürpriz ve adı medyada geçmeyen- Alvaro Morata ile anlaştı. Bek ve stoper transfer öncelik iken yine bir santrfor.
Sarı kırmızlı taraftarları bilememem ama futbolseverler için Galatasaray maçları daha keyifli bir hale gelebilir.
---
Önceki ve bir önceki sezon ligimizde santrfor rekabetinden bahsetmiş ve Piatek’i de dahil etmiştim. Buna karşın Polonyalı hayli gol atmasına karşın çok öne çıkamamıştı. Ancak bu sezon Piatek çok iyi gidiyor. Gol krallığında 18 gole ulaşan Piatek rakipleriyle arayı da bir hayli açtı.
AVRUPA MACERASI:
30.01.2025
Ajax-Galatasaray: 2-1
Bu kadar kolay gol yemek... Pozisyon olmadığında bile gol yemek... Rakiplere inanılmaz fırsatlar sunmak. Avrupa’da olunca hiç şansın yok. Temsilcimiz Rigas ve/veya Dinamo Kiev’den o kolay golleri yemese ilk 8’deydi.
Johan Cruyff Arena’da Ajax’a 28 şut (9 isabet) atıp yenilmek. Sadece Osimhen o net fırsatları gol yapsa (ki tek golü atan oyuncu) başka bir şey konuşuluyor olacaktı.
“Savunma zafiyetini” Okan Buruk, en azından bu kadro ile çözemediğine göre transfer gerek.
14. sırada yer alan Galatasaray’ın rakibi AZ Alkmaar oldu. Lakin bu turun ilk maçında sarı kart cezalısı Sanchez, Torreira ve Osimhen yok.
Midtjylland-Fenerbahçe: 2-2
Adını bile söylemekte/yazmakta zorlandığımız Danimarka takımı... Temsilcimizden daha aşağı kalmadı, 2-1 geriye düştüğü maçtan 1 puan çıkarmayı başardı.
Mourinho, yeterli gördüğü 2 puanı alarak takımını play-off’a attı.
1 puanı getiren goller golcülerden (Nesyri ve Dzeko) geldi. Fenerbahçe’nin rakibi Anderlecht oldu.
Twente-Beşiktaş: 1-0
Hollanda ekibi Beşiktaş’a fırsat vermedi. Yine kötü bir sezon geçiren Beşiktaş, Lyon ve Bilbao galibiyetleriyle umutlanmıştı. Temsilcimiz Avrupa’ya veda etti.
KADROLAR... Kadro değeri ve kalitesi... Aslında rakiplerimizin çok daha üstündeyiz. Hollanda takımlarının hepsi turnuvaya devam ediyor. Premier Lig’de “tarihi kötü sezon” geçiren Manu ve Tottenham 3 ve 4. sırada yer alıyor. Olimpiakos ve Rangers kendilerini ilk 8’e atıyor.
Avrupa Ligi’nin en çok gol atan takımı (19 gol) Galatasaray ancak averajı sadece 3...
Asist kralları Mertens ve Rafa Silva...
O zaman bize gerekli olan sistem ve oyun. Daha çok çalışıp daha çok koşmak.
Ancak Süper Lig’de birbirimizi yemekten bunlara hiç fırsat kalmıyor.
31.01.2025/Cuma
Eyüp-Sivas: 1-0
Sivas’ta Radakovic daha maçın başında (10’) kırmızı kart görünce maç Ömer Erdoğan için maç sıkıntıya dönüştü. Ancak takım yine de iyi direndi. Üstelik iki de net pozisyon yakaladı Sivas.
Eyüp’ün konsantre sorunu vardı. Özellikle ilk yarı etkili olamadı ev sahibi.
Maçın sonlarına doğru ev sahibi maaile gitti rakip kaleye. Murat Paluli’nin (85’) kırmızı kartından sonra Eyüp, golcüsü Thiam’ın attığı golle 3 puanı aldı.
Emre Mor, topsuz oyunda hiç yok gibiydi fakat top ayağında iken gerçekten çok iyiydi.
Konya-Bodrum: 3-1
Erken bir golle (6’-Yusuf Erdoğan) öne geçen Konya, son haftalardaki çok formda golcüsü Kramer’in 2 golüyle skoru 3-0’a getirdi ve galibiyet hasretine son verdi.
Skor 2-0 iken Bodrum penaltı (Taylan Antalyalı) kaçırdı. Bu gol olsaydı konuk takım ev sahibini daha fazla zorlardı muhtemelen.
01.02.2025/Cumartesi
Hatay-Antalya: 2-3
Hatay, iki kez geriye düştüğü maçta rakibini yakaladı ancak son düzlükte (86’) Antalya’nın golüne engel olamadı.
Geçtiğimiz sezonlarda da böyle oluyordu sanki; Hatay, Galatasaray maçlarından sonra puan almakta zorlanıyor.
FIRTINANIN İSTİKRARI YOK...
BELLONA KAYSERİSPOR-TRABZONSPOR AŞ: 0-0
Kırmızı Kart: Mendy (86’, Trabzon)
Trabzon arka arkaya iyi oyunlar çıkarmış, net ve farklı galibiyetler elde etmişti. Kazanmak ve oynanan oyun taraftara umut vermiş ve beklentileri arttırmıştı. Buna karşın Kayseri deplasmanında son derece sakin ve temposuz bir takım vardı. Banza da hayli tutuk bir gününde olunca gol atamadı konuk takım.
Yeni hocası Sergej Jakirovic ile iyi bir sınav verdi Kayseri. Genç Bosnalının (48 yaşında) topla fazla işi yoktu lakin hızlı ve dikine ataklar önemli bir plandı. Kayserili oyuncular bu planı sahada iyi de uyguladılar. Ancak kaleci Uğurcan Çakır yine iyi bir maç çıkardı ve kalesini gole kapattı.
Maçta Kayseri tribünlerinin -en azından bir kısmının- Uğurcan’a protestosu vardı. Düşük tempo protesto ikinci yarının sonlarında bitti. Seyircinin kızgınlığı, Uğurcan’ın kupa maçı sonrası yaptığı açıklamalarmış.
PİATEK; GOL AŞKINA
Başakşehir-Samsun: 4-0
Samsun, inanılmaz tutuk ve dezorganize bir günündeydi. Hatların birbirine yakın olması şöyle dursun birbirlerinden haberi yok gibiydi.
Buna karşın iyi bir gününde olan Başakşehir, golcüsüyle net ve rahat bir galibiyet elde etti. Piatek attığı 3 golün yanı sıra oyun olarak da maçın tartışmasız yıldızıydı.
02.02.2025/Pazar
Adana Demirspor-Kasımpaşa: 3-5
Göz göre göre gidiyor Adana temsilcisi. Gücü dahilinde mücadelesini vere vere. Rakibi karşısında iki defa öne geçen ev sahibi sonunu getiremedi.
Yeni hocasıyla (Burak Yılmaz) maça iyi başlamayan Paşa, özellikle skor 2-1 olunca canlandı. Penaltı ve arkasından gelen gollerle konuk takım maçı kazandı.
Güzel gollerin maçıydı. Kasımpaşa’da Aytaç Kara ve Adana Demirspor’da Alioui’nin golleri öne çıktı.
AVRUPA AŞKINA...
Göztepe-Alanya: 0-1
Göztepe tribünleri yine her zamanki coşkusundaydı. Taraftar takımından iyi oyununun devamını ve Avrupa’da temsil hakkını almasını istiyordu.
Maç tam da beklenildiği gibi başladı, öyle de devam etti. Ev sahibi oyun boyunca Alanya yarı alanında oynadı oyunu.
Alanya sabırla savunma yaptı. Rakip kaleyle çok fazla işi olmadı. Fakat futbolda kısmet/şans faktörü de vardı, o bugün Alanya’yı seçti. Konuk takım maçı Lima’nın golüyle 1-0 kazandı.
Bir penaltı kararı, VAR ile iptal. Bir kez daha penaltı kararı, yine VAR ile iptal. Bir gol, VAR ile iptal. Arda Kardeşler için gerçekten şanssız bir gün olmalıydı. 3 kararın VAR’dan dönmesi çok da rastlanılacak bir durum değil. Yalnız pozisyonların da ilginç olduğunu söylememek haksızlık olur. VAR müdahaleleri de tam yerindeydi doğrusu.
Göztepe’nin acar futbolcusu Romulo da gününde değildi. Nitekim Stoilov ilk 45’in sonunda Brezilyalıyı (oyuncu sakatlanmış, geçmiş olsun) oyundan aldı. Diğer Brezilyalı Juan ise şanssızdı. İkinci devrede oyuna giren diğer Brezilyalı Emersson takımın en iyisiydi.
Maçın yıldızı Nuno Lima oldu. Portekizli savunma görevinde hatasıza yakın bir oyun oynarken 3 puanı getiren golü de atmayı başardı.
“KADIKÖY ŞÖLENİ”
FENERBAHÇE AŞ-ÇAYKUR RİZESPOR AŞ: Dzeko (45+8’-P ve 79’), Nesyri (89’)/Ali Sowe (6’ ve 13’)
Kırmızı Kart: Olawoyin (45+6’, Rize), Ghezzal (78’, Rize)
Öncelikle Fenerbahçe camiasına başsağlığı dileğimi ileteyim. Mehmet Salih Dereli ve Ogün Altıparmak’ın yakınlarına sabır diliyorum.
Acun Ilıcalı, yeni transferleri nedeniyle olsa gerek pazar günü Kadıköy bir şölene sahne olacak mealinde bir şeyler söylemişti.
Öyle olmadı. Fenerbahçe yavaş ve temposuz başladığı maçta bir de Ali Sowe’nin gollerine engel olamayınca ilk 15 dakika da 2-0 geriye düştü. Futbolda vardı böyle şeyler ve takım geri dönüş yapabilirdi ancak... Sarı lacivertliler gollere bir tepki göstermekten, “isyan etmekten” uzak kaldı. 45. dakikaya kadar ev sahibinin tek isabetli şutu (Kostic’in cılız vuruşu) vardı. Buna karşın Rize Ghezzal ile 3. gole de çok yaklaştı.
21’de Rizeli İbrahim Olawoyin “aldatmadan” sarı kart gördü. Bence basit bir karttı lakin yorumcuların büyük bir çoğunluğu doğru olduğu görüşündeydi.
Dakikalar 45’i gösterdiğinde 6 dakika süre ilavesi tabelası gösterildi. Tam o aralarda duran top atışında Rize ceza sahası karıştı, hakem bir ihlal görmedi, oyun devam etti. Top tekrar Rize kalesine gelirken Amrabat Ghezzal’ın ayağına bastı. Oyunu durduran hakem Amrabat’a sarı gösterirken VAR uyarısı geldi. Fenerbahçe taraftarı endişeye kapılırken penaltı kararı çıktı ve penaltıya neden olan Olawoyin ikinci sarı ile ihraç oldu. Maç bir anda Rize 10 kişi ve skor 1-2’ye döndü.
Mourinho içlerinde Talisca da olmak üzere kim varsa sahaya attı. Eksik Rize savunmaya daha fazla gömüldü, ilk devredeki çıkışlar da mümkün olmadı. Oyun uzun ve yüksek toplarla Rize ceza sahasına sıkıştı. Fenerbahçe pozisyonlar buldu, direkten dönen toplar oldu ancak bir türlü gol gelmedi.
78’de ilginç bir kırmızı kart çıktı. Oyuncu değişikliği için Ghezzal yavaş hareketlerle kenara yöneldi. Hakem gelip kendisine sarı kart gösterdi. Ardından Ghezzal hakeme bir şeyler söyledi. “F.. off” demiş. Ghezzal ihraç oldu. Ancak ikinci sarıdan mı yoksa direkt mi ihraç olduğu anlaşılamadı.
“F.. off ya da you” çok da fark etmez, hakeme hakaret varsa kırmızıyı görürsün ancak hakem bu pozisyonda yönetim beceresi gösteremedi ve belki de Ghezzal, futbol tarihinde oyundan geç çıktığı/vakit geçirdiği için kart gören ilk futbolcu oldu.
9 kişi kalan Rize hemen akabinde Dzeko’nun golüne engele olamayınca maç 2-2 oldu. Maçın sonuna doğru, bir gün güneşe kafa atacağını sandığım Nesyri yine çok iyi yükseldi ve skoru 3-2 olarak belirledi.
Bu maçın bir yıldızı var mıydı? İlk yarıdaki oyunu ve golleriyle Sowe tam bir yıldızdı. Gollerden sonra Fenerbahçe savunması Gambiyalıyı hayli hırpaladı. Mourinho’ya göre bir diğer yıldız da Samet Akaydın’dı.
Fenerbahçe’de Carlos farkındalık göstermezken Skriniar sağlam ve sert bir savunmacı olduğunu gösterdi. Fenerbahçe’nin en iyisi yine Dzeko oldu.
Kötü bir hakem VAR uygulaması kayıtlara geçti. Penaltı kararı için VAR’ın müdahalesini yanlış görenler çoğunluktaydı. Buna karşın ben birkaç pozisyona dikkat çekeceğim.
Mithat Pala-Dzeko mücadelesi... Taç çizgisinin oralarda çok basit bir temasa faul çaldı hakem, Fenerbahçe faul atışı kazandı.
Samet Akaydın-Dzeko mücadelesi... Yayın olduğu bölgede. Samet’in müdahalesi net faul, hakem devam dedi. Avantaj kararı verdim derse de olmaz, oradan bir serbest vuruş daha avantajlıydı.
Mocsi-Nesry... Topla oynayan Mocsi’ye sarı çıktı. Eyvallah, kontrolsüz hareket denebilir.
Amrabat-Ghezzal... Topla oynama şansı olmayan Amrabat rakibini iterken aşile basıyor. Benim buradaki standardımı (oyuncu sağlığı) okurlar bilir; net kızımızı.
Neticede hakem-VAR sonuca doğrudan etki etti. Ha! Etmeseydi ve ilk yarı 2-0 bitseydi ne olurdu? Onu kimse bilemez... Bambaşka bir ikinci devre oynanırdı.
PARDON! GALATASARAY’IN MAÇI YOK MUYDU?
03.02.2025/Pazartesi
GAZİANTEP FK AŞ-GALATASARAY AŞ: 0-1
Gol: Ahmed Kutucu (5’)
Galatasaray önde baskı ve yüksek tempolu oyunuyla çok gol atıyor fakat çok da gol yiyordu. Çok gol yemediği maçlarda rakiplere çok pozisyon veriyordu. Ancak yediğinden fazlasını attıkça sorun yoktu ama bu her zaman -özellikle Avrupa’da- kolay olmuyordu.
Gaziantep deplasmanı için yeni transfer Morata kadrodaydı.
Ayrıca maçın hakemi Kadir Sağlam için yeterince spekülasyon yapılmıştı. Bay Sağlam bu spekülasyonlara maçta cevap verdi, nerdeyse bütün takdir haklarını ev sahibi lehine kullandı. Ya da bir başka deyişle hataları eşit/adil dağıtamadı...
Konuk takım önceki hafta Konya maçında, uzun bir aradan sonra kalesini gole kapatmayı başarmıştı. Bu maça da 3-5-2 (ya da 3-4-1-2 diyorlar) ile çıktı takım. Önde baskıyla başladı, daha maçın başında, Mertens’in korner atışında Ahmed Kutucu siftah yaptı.
Golden sonra Galatasaray duruldu, ortada bir oyun oynandı. Buna rağmen devre arasına 2 farkla gitme fırsatlarından yararlanamadı.
Selçuk İnan’ın Gaziantep’i ikinci devre daha önde başladı oyuna. Baskı ev sahibine pozisyonlar da getirdi. Ancak alınan riskleri Galatasaray değerlendirebilseydi maç erken kopabilirdi, olmadı.
İkinci devre ara ara orta sahalar çabuk geçildi, topu alan karşı kaleye gitmekte pek zorlanmadı.
Maç tek golle bitti ve 3 puanı alan konuk takım puan farkını yeniden 6 olarak belirledi.
Evinde daha iyi bir oyun oynayan Gaziantep, ikinci devredeki oyunuyla puana yaklaştı. Özellikle Okereke müthiş bir pozisyonu harcadı.
Okereke’ye cevap Ahmed Kutucu’dan geldi, Ahmed çok yaklaştığı ikinci gol fırsatını heba etti.
Galatasaray bu maçta da kalesini gole kapadı fakat savunma yine sıkıntılı göründü. Galatasaray stoperlerinin en büyük zaafı, hava toplarına müdahale edememesi ve yere inen toplarda rakibe imkân tanımasıydı. Takım, genel olarak rakiplere (yerli rakiplere) organize atak fırsatı vermiyor ama pozisyon veriyor. Ayrıca Kaptan Muslera bu maçta hiç iyi görünmedi.
Gaziantep’te kaleci Mustafa Burak Bozan takımını oyunda tutan oyuncu oldu. Buna karşın maçın yıldızı -takımı kaybetti ama- Kozlowski oldu. 21 yaşındaki Polonyalı harika bir oyun çıkardı.
Oyunda kaldığı süre boyunca Mertens çok görünmedi lakin tehlikeli ataklar da Belçikalıdan geldi.
Ben, futbolun doğasına aykırı “saçma penaltıları” kabul etmiyorum zaten. Hayret, bu defa yorumcuların çoğunluğu benimle aynı fikirde oldu, Sanchez’in pozisyonunda penaltı görmediler.
Kartlar ve faullerde asla ve asla bir standart yoktu. Mutlak 2 kırmızı kart (Sorescu ve Lungoyi) görmezden gelindi.
Sonuçta Galatasaray taraftarı ve futbolseverler için güzel ve keyifli bir maç olmadı.
Haftanın maçı;
Haftanın maçını seçemedim... Hakem yönetimi açısından en temiz maç olabilecek Konya-Bodrum maçı belki.
Haftanın takımı;
Haftanın takımını da seçemedim. Başakşehir desem Samsun oyunda hiç yoktu... Alanya desem doğrusu Göztepe en az 1 puanı hak etmişti. Kasımpaşa da olmaz. İlk devre performansıyla Rize olabilirdi fakat onlar da maçı kaybetti.
Haftanın futbolcusu;
Ali Sowe (Rize, ilk devre performansıyla... İkinci devre şansı yoktu)
Haftanın performansları;
Kramer (Konya), Kozlowski (Gaziantep)
Haftanın golü;
Ali Sowe (Rize, ilk gol),
Haftanın güzel golleri;
Aytaç Kara (Kasımpaşa), Alioui (ADS), Ahmed Kutucu (GS)
Haftanın asisti;
Hajradinovic (Kasımpaşa)
Mertens (GS)
Haftanın hakemi;
Burak Pakkan (FB-Rize) (Şaka)
Haftanın pozisyonu;
Ghezzal’ın atılması esnasında kararı anlayamayan Tadic’in sağ elini kaldırarak verdiği fotoğraf.
Gündeme gelmedi ama Fenerbahçeli oyuncuların taç atışında topu -centilmenlik gereği- Rizeli oyunculara vermemesi ve Rizeli oyuncuların Fenerbahçeli futbolcuları alkışlaması.
Haftanın söylemi;
Ghezzal: F.. off dediğim için oyundan atıldım.
Ghezzal: Circus continue.
Haftanın talihlisi;
Mourinho (FB TD)
Kadir Sağlam (Gaziantep-GS hakemi)
Haftanın talihsizi;
İlhan Palut (Rize TD)
Stoilov (Göztepe TD)
GÖZE TAKILANLAR;
*KARA GECE... Türk futbolunun ve yazarların/yorumcuların malum cümlelerinden/manşetlerinden biridir ki ben pek sevmem ve katılmam. Takımdaşlık ve taraftarlık açısından hamasi bulurum. Ancak...
Geçen sezon (bir önceki sezon da olabilir) Rize-Galatasaray maçı... Galatasaray 1-0 kazanmıştı. Gol öncesi bir orta saha mücadelesinde Abdülkerim Bardakçı ile Olawoyin (İlginç; yine İbrahim Olawoyin) karşı karşıya gelmiş ve sonrasında hakem taç kararı vermişti. Taçla başlayan Galatasaray akınında maçın tek golü atılmıştı.
O zaman KARA GECE manşetlerini atanlar, yorumlarını yapanlar şimdi neden bu kadar sessiz kaldı?
*ÖZÜR... Ben de başlığımı “KARA GECE” olarak atmaya niyetlenmiş ve fakat sevmediğim için vazgeçmiştim. İyi ki de vazgeçmişim. Zira yorumculara göre maçta pek hata olmamıştı. Bir tek penaltı kararı (hiç kimse o kararda çıkan kırmızı karttan bahsetmedi) tartışılabilirdi.
Demek ki ben maçı pek objektif seyretmemişim.
Nitekim Acun Ilıcalı da maçta pek bir şey görmemişti.
*Mealen Acun Ilıcalı: Hakemin çok tartışılacağı bir maç değildi/Ben pek bir şey görmedim/Bizim oyuncumuz Fred de atılmıştı/Yabancı VAR var işte/(Burası önemli) Adalet doğruluk demek değildir/Hataların eşit dağıtılmasıdır/İnsanoğlu hata yapar/Doğrusu ben anlamadım... Anladım da...
GÖZE BATANLAR;
*Ülkem gittikçe enteresan bir hal almaya başladı; başkalarını acımasız, haksız ve hadsiz eleştirenler, çok kısa zamanda eleştirdiklerini yaşamak zorunda kalıyor.
*Fred’in gördüğü kırmızı kartta yorum yapanlar bugün Ghezzal’ın kırmızı kartında hangi yorumları yaptılar. Yaman çelişkiler var mıydı? Vallahi kayıtların hepsi orta yerde duruyor.
*TRİO... Geçen sezonlarda övgüyle bahsettiğim bir programdı. Çoğu zaman katılımcılarla aynı fikirde olmuyordum ama bakış ve görüş açısı deyip saygıyla seyrediyordum. Ama programın şirazesi kaydı sanki;
Trioculara göre Amrabat-Ali Sowe pozisyonu: Amrabat’ın tabanı var ama kesinlikle temas yok. Kart gerekmez, sadece faul.
Trioculara göre Mocsi-Nesyri pozisyonu: Mocsi’nin sol ayağına bakın, dizden kırılarak geliyor. Nesyri’nin bileğini yaralayabilir. Nesyri’nin bileği kırılabilir. Karar doğru; faul ve sarı kart.
Trioculara göre Amrabat-Ghezzal pozisyonu: Topuk yerde, güç transferi yok. Faul, sarı kart yeterli.
*Acun Ilıcalı’ya bir soru: Fenerbahçe-Rize maçı... Hakem-VAR yönetiminde bütün takdir hakları ev sahibi takım lehine oldu. Gaziantep-Galatasaray maçı... Hakem-VAR yönetiminin bütün takdir hakları ev sahibi takım lehine oldu. Şimdi hatalar, eşit mi dağıtılmış oldu?