ZERDÜŞT DEĞİL, CİHAN AYDIN ve ORKUN KÖKÇÜ
#Derbiler haftası...
Böyle Buyurdu Zerdüşt (Herkes ve Hiçbiri İçin Bir Kitap)... Alman Friedrich Nietzsche’nin dünyaca ünlü eseri.
Futbolun da bir felsefesi varsa “Böyle İstedi Cihan Aydın-Böyle İstedi Orkun Kökçü” demekte bir sakınca olmaz.
---
Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine Orkun Kökçü çok büyük bir imza attı. Beşiktaş’ın 24 yaşındaki büyük transferi, gördüğü kırmızı kart ile derbinin seyrini değiştirdi. Maçı Fenerbahçe kazandı ama Beşiktaş’ı yıkan ve yakan isim Orkun oldu.
---
TFF ve Başkan Hacı Osmanoğlu’nun açıklamalarından sonra hakemlerin bahis skandalı gündeme oturdu. Yüzlerce hakem bahis oynamıştı ve/veya hesapları vardı.
Onca tartışmanın sonunda günah keçisi herhalde Zorbay Küçük oldu.
Buradan bir sonuç çıkar mı? Bu federasyondan doğrusu hiç umudum yok.
11.Hafta
01.11.2025/Cumartesi
CİHAN AYDIN BÖYLE İSTEDİ... BİRAZ DA KISMET.
GALATASARAY AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 0-0
Hakem Cihan Aydın, genel olarak beğendiğim hakemlerdendir. Ancak bu maçta başka bir Aydın vardı. Eski eyyamcı abilerinden ve/veya Süper Lig’in son yabancı hakemi Vincic’ten öğrenmiş olduğu şekilde yönetti maçı; aman tempo yükselmesin... Oyun olabildiğince yavaş oynansın... Temasa izin vermeyeyim, oyun sıklıkla dursun...
Tam da böyle oynandı oyun. Belki de çok daha kaliteli ve heyecanlı maç kısır kaldı.
Netice de atamayan kazanamadı, yemeyen kaybetmedi. Bu iş en çok da hakeme yaradı. Hakem şansı da yanında olan Aydın belki de haftanın hakemi seçilir.
Nasıl denmesin... Vincic herkesin beğenisini almamış mıydı?
Fatih Tekke oyun anlayışını takımına oturtmuştu artık. Bu maçı da iyi oynayan Trabzon çok iyi bir ilk devre oynadı. Rakibini durdurdu, fazla fırsat vermedi. İlk devre Tekke’nin istediği şekilde sonlandı.
İkinci devre, süre geçtikçe konuk takım geriye yaslandı. İlk devre kadar etkili olamadı Trabzon.
Buna rağmen maçı kazanabilir miydi? Birinde eski kalecisi Uğurcan Çakır’ın izin vermediği iki de net pozisyon buldu bordo mavililer.
Sanchez’in yokluğunda Lemina stoper oynadı. Lemina stoperde iyi bir mücadele çıkardı fakat Galatasaray orta sahası etkisini kaybetti. Galatasaray önde baskı kurmakta zorlandı. Tabii bunda oyun boyunca Trabzon’un 19 yaşındaki Fildişili oyuncusu Oulai’nin müthiş oyunun da etkisi vardı.
Sarı kırmızılılar ikinci devre hakemin aksine tempoyu yükseltmeyi başardı. Süre ilerledikçe oyunu rakip kaleye yıkmayı başardı ev sahibi. Bir derbi için yeterince pozisyon üretti fakat tabelayı değiştiremedi.
Osimhen’in bir şutu direkten dönerken filelerle buluşan 2 top ofsayt nedeniyle geçerlilik kazanamadı. Ayrıca Nijeryalının iki de penaltı beklentisi karşılık bulmadı.
Maç başladığı gibi bitti.
Şüphesiz Oulai maçın en iyi oyuncusu oldu fakat en etkili isim, bir net pozisyon ve bir direkten dönen topuyla Zubkov oldu.
Lemina Galatasaray’ın en iyisiydi. Kaleci Uğurcan’a çok iş düşmedi fakat bir kritik kurtarışa imza attı.
02.11.2025/Pazar
ORKUN KÖKÇÜ BÖYLE İSTEDİ.
BEŞİKTAŞ AŞ-FENERBAHÇE AŞ: 2-3
Goller: El Bilal Toure (5’), Emirhan Topçu (22’)/İsmail Yüksek (32’), Asensio (45+3’), Duran (83’)
Kırmızı kart: Orkun Kökçü (26’, Beşiktaş)
Dakika 26... Beşiktaş beklenilmedik bir şekilde skoru 2-0’a getirmiş. Oyun ve psikolojik üstünlüğü ele almış. Sergen Yalçın ve taraftarın keyfi yerinde. Ancak Orkun Kökçü Alvarez’i indirdi. Hakem sarı kart dedi fakat VAR incelemesi kırmızıyı getirdi, Beşiktaş 10 kişi kaldı.
Dakika 30... Asensio korner atacak. Ancak hangi akılla taraftarın arttığı su şişelerinden biri İspanyol’a isabet etti. Oyun durdu. Korneri bu defa Kerem Aktürkoğlu kullandı. Maçın en iyilerinden İsmail Yüksek önce kafayı vurdu. Dönen topu sert bir şutla tamamladı ve tabelayı 2-1’e getirdi.
Ardından devre bitmeden Fenerbahçe skoru eşitledi.
Evet, bir derbiyi yaklaşık 75 dakika 10 kişi oynamak gerçekten çok zordur. Fakat evinde bu kadar mahkûm oynamak 10 kişi de olsan kabul edilemez. Beşiktaş ilk devre bir ara zayıf amatör küme takımı gibi panik yaptı, gelen her topu ileri şişirdi. Bu rakibin inanılmaz baskısını getirdi ki dayanılmazdı.
Oysa iyi başlamıştı Sergen Yalçın’ın takımı. Skoru da almıştı lakin olmadı.
Kırmızıdan sonra ilk devre Salih Uçan ile oyuna müdahale eden Yalçın, Rashica ve Abraham değişikliklerinde çok geç kaldı.
Ha! Bir de... Genç Orkun, büyük bir hata ile takımını 10 kişi bıraktı. Bununla birlikte, böylesi bir maçta Sergen Hoca’nın kırmızı kartı asla kabul edilemez.
Derbi için geçen hafta Sergen Yalçın’ın kader ve karar maçı demiştim. Yalçın, yenilmesine rağmen kader ve karar ertelenmiş oldu.
Maça şokla başlayan Fenerbahçe bu maçı 11’e 11’de değiştirebilir miydi? Bilinmez. Ancak sarı lacivertliler kırmızıdan sonra müthiş bir baskı kurdu. Rakibin paniklemesinden de faydalanan konuk takım bu baskının karşılığını ilk devrede 2 golle aldı.
Ancak sarı lacivertliler, ikinci devre bir 15 dakika Beşiktaş’ın oyunu görece dengelemesine engel olmadı. Ancak 60’tan sonra ciddi etkili bir oyun oynadı takım. Lakin gol bir türlü gelmedi.
Dakika 83... Maç 2-2 iken ve ortada pozisyon yokken, bu maçta bir de gol atan Emirhan Topçu ağır kaldı. Duran’ın baskısı kısmet olarak kendine döndü ve Kolombiyalı skoru belirledi.
Rakiplerin puan kaybettiği haftanın kazananı açık ve net bir biçimde Fenerbahçe oldu.
Maçın kader oyuncusu Orkun oldu. Maçın ikilisi, özellikle kırmızıdan sonra İsmail Yüksek-Alvarez oldu. Son haftalarda yükselen performansıyla dikkat çeken İsmail, attığı golle maçın olduğu kadar haftanın da oyuncusu seçilmeyi hak etti.
Hakem Ali Yılmaz... Maça iyi başladı. Ancak ilk çeyrekte Oosterwolde’ye göstermediği sarı kart büyük hataydı ki bu biraz hakemi bozdu. Örneğin Orkun’un hareketinde kırmızıyı ancak VAR incelemesi sonunda çıkardı.
Kırmız kart ve art arda gelen Fenerbahçe golleri de Ali Yılmaz’ı etkiledi. İkinci devre takdir haklarını biraz da zorlayarak ev sahibi lehine kullandı.
Maçın içinde yaşananlar hakem şanssızlığı olarak nitelendirebilir fakat Fenerbahçe’nin kazanması da hakem şansıydı... Yoksa Ali Yılmaz’ın başı gerçekten çok ağrırdı.
Sonuç itibarıyla bu maçın altından kalkan Ali Yılmaz’ın yolu açık olsun.
31.10.2025/Cuma
Başakşehir-Kocaeli: Ev sahibi rakibini 90+1’de Şahmuradov’un penaltı golüyle 1-0 yendi. Doğrusu konuk takım aslında en az 1 puanı hak etmişti.
Cuma maçları iyi oluyor demiştim. Evet, hafta keyifli bir maç ile başladı.
01.11.2025/Cumartesi
Beklenin aksine Göztepe-Gençlerbirliği maçı başa baş geçti. Ankara ekibi İzmir’in sarı kırmızılarını çok zorladı. Nitekim yeni teknik direktör Volkan Demirel, takımın oyunundan memnun olduğunu söyledi.
Göztepe, 45+1’de Juan’ın attığı golle rakibini 1-0 yendi, ara verdiği 3 puanı aldı.
02.11.2025/Pazar
Konya-Samsun: 1-3
Goller: Umut Nayir (59’)/Musaba (5’), Ndiaye (13’), Bazoer (57’, KK)
Oldukça iyi başladığı sezonun son haftalarında kazanma sıkıntısı yaşamıştı Konya. Bu maçta da kötü değildi ev sahibi. Ancak bu ligin iddialı ve güçlü takımı Samsun, 3 isabetli şuttan 2 gol çıkarmayı bildi. 1 gol de Bazoer’den gelince kırmızı beyazlılar çok kıymetli 3 puanı 3 golle aldı.
Kayseri-Kasımpaşa: 3-2
Goller: Furkan Soyalp (11’), Denswil (32’), Tuci (81’)/Winck (19’), Kubilay Kanatsızkuş (67’)
Muhtemelen haftanın maçı oynandı Kayseri’de. Ev sahibi kaçtı, konuk kovaladı. Son kez Tuci ile kaçan Kayseri, bir kez daha yakalanmayınca ligdeki ilk galibiyetini aldı.
Heyecanı yüksek maçta ev sahibine son dakika kurtarışlarıyla 3 puanı getiren Onurcan Piri dikkat çekti.
03.11.2025/Pazartesi
Haftanın sıkı maçları son güne saklanmış.
Eyüp-Antalya; İstanbul ekibi daha üstün oynadığı maçta Boli’nin golüne de engel olamayınca haftayı puansız kapattı.
Rize-Karagümrük... Doğrusu Karagümrük ev sahibinden daha iyi mücadele etti fakat son sözü 82’de Mocsi söyledi ve Rize 1-0 kazandı.
Alanya-Gaziantep; günün en tempolu ve hareketli maçıydı... Ama aynı zamanda en bereketsiz... Müsabakadan gol sesi çıkmadı. Gaziantepli Kozlowski iyi oyununu bir golle süsleyebilseydi haftanın performanslarından birine imza atabilirdi.
Not: Sevgili okur, maçların tamamını seyredemediğim için haftanın değerlendirmesini yapmıyorum... Daha doğrusu yapamıyorum.
GÖZE TAKILANLAR;
*İlginç bir şekilde “sahtekarlıklar” önemli ölçüde azaldı. Temas olmadan kendini yere atan, canhıraş bağırıp kırk takla atan futbolcu sayısı azaldı. Hadi bakalım!
GÖZE BATANLAR;
*Yeni nesil teknik direktörler... Genç teknik direktörler. Başarılı olmanızı gerçekten çok istiyorum ama kenarda bir duruşunuz olsun. Her pozisyonda futbolcularınıza taktik vermeyin. Her pozisyona itiraz etmeyin. Bu kadar kart görmeyin lütfen. Futbolcularınızın ve takımınızın önüne geçmeyin. Gerçekten bir ağırlığınız olsun ve “molla” diyelim size.
Yorum-Haber: Yüksel Durak
