Namık Açıkgöz


14 MAYIS SEÇİMLERİ. HERKESE BİR LAFIMIZ VAR

Cumhuriyetin 100. Yılında olduğundan mı, yoksa Türk siyasetinin çok sıkışıp kalmasından mıdır nedir, 14 Mayıs seçimleri çok gergin geçti ama bereket olumsuz bir şey yaşanmadı.


Cumhuriyetin 100. Yılında olduğundan mı, yoksa Türk siyasetinin çok sıkışıp kalmasından mıdır nedir, 14 Mayıs seçimleri çok gergin geçti ama bereket olumsuz bir şey yaşanmadı. İnşallah 28 Mayıs’taki ikinci turu da milletin akl-ı semimi sayesinde sükûnetle atlatırız.

Bu seçimlerden önce 14 Nisan 2023 günü En Politik’te “Entelektüel İntihar” diye bir yazı yazdım (https://www.enpolitik.com/kose-yazilari/entelektuel_intihar-6567.html) ve iktidarın da muhalefetin de ülkenin entelektüellerine ümit olma çizgisini yakalayamadığını; bu yüzden aklı başında pek çok insanın siyasetle ilgili hiçbir şey konuşmayarak sustuğunu ve susarak intihar ettiğini yazmıştım. Ondan başka da siyasi konularda yazı yazmadım.

Seçimin ilk aşamasında cumhurbaşkanı seçilemedi; meclis seçimleri bitti ve Cumhur İttifakı 323 milletvekili ile çoğunluğu sağladı. Millet İttifakı 212 milletvekili çıkardı. HDP’nin yedeği Yeşil Sol Parti ve içinde bulunduğu ittifak 65 milletvekili çıkardı. Böylece parlamentoda çoğunluk Cumhur İttifakında kaldı. Ak Parti’nin geçen seçime göre 30 kadar milletvekili kaybetti.

Zurnanın zırt dediği yer olan Cumhurbaşkanlığında, Cumhur İttifakı % 49.50 oy alırken Millet İttifakı   % 45’te kaldı. Seçimin sürprizi ise Ata İttifakının adayı Dr. Sinan Oğan oldu. Sinan Oğan % 5.17 oy aldı.

Milletvekili seçiminde kazanan kaybeden tartışması, cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimin gölgesinde kaldı ve tartışılmadı. Sanırım tartışılmayacak da.

Sonuçları iç ittifak açısından değerlendirelim.

CUMHUR İTTİFAKI

İlk turda yüzde elli üzeri oy bekliyordu Cumhur İttifakı ama yüzde elliyi bile bulamadı.

Niye?...

21 senedir iktidarda ol… Devlet imkânlarını rahatça kullanarak seçmeni motive edebil ama alabildiğin oy milletvekilliğinde % 36, cumhurbaşkanlığında % 49.50 olsun. Cumhur ittifakı bunu sorgulamalı.

Liyakatsizlik

Maalesef Cumhur İttifakı ve öncesi dönemlerde devlet kadrolarında liyakatin yerini sadakatin alması, okuyan-yazan seçmeni olumsuz etkilemiştir. Gözünün önünde dönen dolapları gören okur-yazarlar, önceleri eleştirmiş ama faydasız olduğunu görünce susmuşlardır. (İsteyene isimler verebiliriz de isteyen nerde?) Bu susma çok ciddi bir iştir. İktidar ila halk arasında tarafsız ve objektif iletişimi sağlayan bu kitlenin susması, kamuoyunda etkili olmuştur. İktidarı savunan bazı yazarlar, halta çok büyük nefrete yol açmıştır. İşte susanların kıymeti burada anlaşılmalıydı; anlaşılmadı.

Dil

Politik dil, argoyu kaldırmaz. Zaman zaman tatlı bir argo, konuşmaya renk katsa da galiz sözler içeren hitaplar, toplumu rencide eder. Devleti bütün dünyada temsil eden makamın daha olgun bir dil, bir irfan dili, bir bilge dili kullanması, toplumu kuşatır.

Eğitim, Kültür ve Gençlik

21 yılda kültür ve eğitim konusunda bir arpa boyu yol alınmadı; bu gidişle alınamaz da… İktidar pop kültürü ile irfanî kültürü ayırmadan baktı meseleye. Bu ülkede üretilen her kültür, bu ülkenin kültürüdür. İdeolojik farklılık gözetmeden, herkesin nitelikli kültür üretmesi için devlet kurumları ve belediyeler bütün imkânlarını seferber etmeli; STK’ları geniş bir bütçe ile desteklemelidir.

Yollar, köprüler, tüneller, TOGG, hava alanı, doğalgaz, petrol… Bunlar elbette güzel şeyler ama iktidar bunları toplumsallaştıramadı ve basit bir propaganda malzemesi olmakta öte toplumda heyecan verici bir unsur olarak kullanamadı. Bu gelişmelerle gençliğe bir tekno-kültür ülküsü verilemedi.

Sayın Cumhurbaşkanı, vaktiyle milliyetçilik ve Türklükle ettiği ilgili olumsuz sözlerin izini silecek hiçbir gayrette bulunmadı. Milliyetçi gençlik bu yüzden hâlâ sayın Cumhurbaşkanına mesafelidir.

Gençlikle ilgili olarak bursları, kredileri yükseltmek gençlere bir ülkü vermedikten sonra bir işle yaramaz. Gençlere para değil, ruhlarını saracak idealler-ülküler vermek gerek. 

MİLLET İTTİFAKI

Millet İttifakı, iktidarın 21 senelik “iktidar yıpranmışlığı” ile beraber, son 3 yılda yaşanan ekonomik sıkıntıları halka anlatamadı ve çare de üretemedi. Elinde çok etkin ve geniş bir sosyal medya imkânına rağmen derdini anlatamayan bir ittifak vardı. Öyle ki, bir insan sadece sosyal medya üzerinden gündem takip etmeye kalksa, Millet İttifakı  % 65-70 ile iktidara gelmek üzere; Cumhur İttifakı ölmüş de üstüne toprak atan yok havası yaşardı. Sanırım kendileri de sosyal medyaya inanmışlar ve 14 Mayıs akşamı en fazla hayal kırıklığına uğrayan grup oldular.

Millet İttifakının temeli yanlıştı. İyi, Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti ile beraber kurulan ittifak, dünyanın en garip ittifakıydı muhtemelen. İttifakın amiral gemisi sosyal demokrat-sol bir parti ama diğerlerinin hepsi sağ gelenekten. Ak Parti ve MHP’den oy alması planlanan partiler, amaçlarına ulaşamadılar ve Kemal bey hayata geçirdiği iyi niyetiyle kaldı. Tabii en önemli etkenlerden biri de HDP/Yeşil Sol Parti, resmen ittifakta yer almasa da Kemal beyi destekleyeceğini açıklaması, Kemal beye verilecek oyları tereddüde düşürdü. 

Not: Seçimden sonra depremzedeleri, verdikleri oy yüzünden üzenler, Millet İttifakına en büyük kötülüğü yapmışlardır. Bu tür bir hareket, insanlığa sığmaz.

ATA İTTİFAKI

Bu ittifak Zafer Partisi, Adalet Partisi ve adını daha önce hiç duymadığım (Benim cehlimdir.) Ülkem Partisinden oluşmuş. Cumhurbaşkanı adaları Dr. Sinan Oğan idi. Benim 1990 başlarında Nihat Çetinkaya ile beraber tanıdığım Oğan, geçen yıldan itibaren, “Partiler ülkücü aday çıkarmazsa, ben çıkıyorum ve ülkücü-milliyetçileri Türkiye’nin kilidi yapacağım.” diyordu. BU görüşünü 2023 başından itibaren daha yüksek bir sesle dillendirdi ve zamanı gelince bu ittifakın adayı oldu. Diğer partiler gibi kampanya düzenleyemedi ama % 5.17 gibi bı oy alarak herkesi şaşırttı. Bununla da kalmadı, HDP/YSP’nin Kemal beyi cumhurbaşkanı seçtirmeye gücü yetmediğini gösterip kendi oyunu kilit haline getirdi ve böylece amacına da ulaştı. BU seçimin en bariz hususiyeti Oğan’ın projesinin hayata geçmesi ve HDP/YSP’nin oyun dışına itilmesidir. Bakalım Oğan, ne yapacak? Pazarlık yapıp verilen oyları ve kendini harcayacak mı; yoksa “Bana oy verenler nitelikli insanlardır. Muhakemeleri sağlamdır. Ne yapacaklarını iyi bilirler. Onlara birilerinin bir şey demesine gerek yoktur.” diyerek tam bir lider tavrı mı sergileyecek? 

14 ve 28 Mayıs seçimleri, Türk demokrasisine ayak değiştirtecek gibi görünüyor. Yani “demokratik işleyiş” artık eskisi gibi olmayacak, bunun yerine “uzlaşmacı demokrasi” ikame edilecek gibi görünüyor.

Veya 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi bütün ittifakları yüksekten düşen karpuz gibi tuzla buz edeceğe de benziyor. Biz hayırlı olanı temenni edelim tabii.

28 Mayıs seçimleri de sükûnet ve barış içinde geçsin inşallah.