Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü…
Çocuk Hakları Günü’nün hikayesinin ardında da, barış ve adalet için mücadele eden, dünyayı güzelleştirmeye çalışan bir kadın vardır aslında…
Uluslararası Çocukları Koruma Derneği’nin kurucusu Eglantyne Jebb adlı bir İngiliz kadın, 1923 yılında çocuklarla ilgili beş temel ilke ortaya koyar. Bu ilkeler, 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından ‘Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’ olarak kabul edilir. Bu belge, çocuk hakları alanında kabul edilmiş ilk uluslararası belgedir.
Bu bildirgeyi hayata geçiren duygu ise, Birinci Dünya Savaşı’nda çocukların yaşadığı trajedilerdir. Eglantyne Jebb, savaşta ölen, yaralanan, yetim ve öksüz kalan o mazlum çocukların sesi olur ve çocuklara karşı insanlığı vicdana davet eder.
Onun ortaya koyduğu ve Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’ne giren ilkeler; terk edilmiş çocukların korunması, çocukların doğal biçimde gelişmesine olanak sağlanması ve her türlü istismara karşı korunması, hasta çocukların beslenmesi ve tedavi edilmesi, felaket anında önceliğin çocuklara verilmesi ve çocukların kardeşlik duyguları içinde yetiştirilmesi ile ilgilidir.
Milletler Cemiyetince bildirgenin sonuç kısmına; ‘Tüm ulusların erkek ve kadınları; insanlığın ırk, uyrukluk ve din ayırımı gözetmeksizin sahip olduğu en iyi şeyi çocuğa vermekle yükümlü bulunduklarını «Cenevre Bildirisi» denilen bu Çocuk Hakları Bildirisi ile tasdik ederler!’ denilmiştir.
Bildirgeyi imzalayan devletlerden biri de Türkiye’dir. Ve 1928 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından imzalanmıştır.
Hukuk kitaplarında, çocuk hakları ile ilgili iyiniyetli çabaların 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile kesintiye uğradığı, savaş sonrasında Milletler Cemiyeti’nin yerine Birleşmiş Milletlerin kurulmasıyla Çocuk Hakları alanındaki çalışmaların yeniden başladığı; ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 1924 tarihli ‘Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’ndeki ilkelere beş ilke daha eklenerek 10 maddelik 1959 tarihli ‘Çocuk Hakları Bildirgesi 'nin kabul edildiği yazar.
1989 yılına gelindiğinde ise, BM Genel Kurulu bu bildirgelere dayanarak günümüzde yürürlükte olan 54 maddelik ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni kabul eder. Ve 1959 tarihli bildirgenin kabul edildiği 20 Kasım tarihini ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ olarak ilan eder.
Çocuk Hakları Sözleşmesi, dünyada en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir.
1990 yılında yürürlüğe giren bu sözleşmeye ülkemiz taraftır. İsrail dahil 196 ülke taraf olmuştur. Ve o günden bu yana 20 Kasım günü tüm dünyada ‘Dünya Çocuk Haklar Günü’ olarak kutlanmaktadır.
Söz konusu sözleşme ‘ayrım gözetmeme, çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkı’ olmak üzere dört temel ilke üzerine oturtulmuştur.
Ayrım gözetmeme ilkesi madde 2’de düzenlenmiştir. Yaşama ve gelişme hakkı ise madde 6’da düzenlenmiştir; bu hükümde ‘Taraf Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler. Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.’ der.
O halde tam da, yeri ve zamanı gelmişken, bu bildirgeleri ve sözleşmeyi hazırlayan/kabul eden/imzalayan/ yükümlülük altına giren herkese bazı şeyleri sormak istiyorum…
Ey Birleşmiş Milletler!
1924 tarihli Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ve 1959 tarihli Çocuk Hakları Bildirgesi, 1989 yılında kabul ettiğiniz ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin ve ilan ettiğiniz Dünya Çocuk Hakları Günü’nün dayanağı değil midir?
Bu uluslararası belgeler tüm dünya çocuklarını kapsadığı halde, Gazzeli çocuklar için niçin uygulanmıyor?
Gazzeli çocuklar bu dünyanın çocukları değil mi (!)
Çocuğa karşı ‘ayrım gözetmeme ilkesini, yaşama ve gelişme hakkını’ uluslararası bu belgelerle koruma altına aldığını söyleyenler, her yerde bunları yayınlayanlar, yıllarca bizleri bunlara inandıranlar, hala dünya barışına sunduğu katkıları allandıra ballandıra her yer de anlatanlar sizler değil misiniz?
Filistin’de sadece bugün değil, tam 56 yıldır çocuklar öldürülüyor…
Gazzeli o yavrucağın dediği gibi, o toprakların çocukları büyümeden ölüyor…
Bu konuda bugüne kadar neler yaptınız? Niçin barışı sağlayamadınız?
Ya bunun nedenlerini insanlığa anlatın…
Ya o sözleşme ve bildirgelerin sadece Batılı ülkelerin çocukları için geçerli olduğunu itiraf edin ya da o bildirge ve sözleşmelerin gereğini derhal yerine getirin…
Ey tüm ulusların erkek ve kadınları!
1924 tarihli Çocuk Hakları Bildirgesi’nde, insanlığın sahip olduğu en iyi şeyi, çocuğa vermekle yükümlü olduğunu kabul edenler, sizler değil miydiniz?
İnsanlığın sahip olduğu en iyi şey, gök yüzünden yağan bombalar mıdır…
Hangi din, hangi kitap, hangi ahlak zulme izin vermiştir.
Niçin konuşmazsınız?
Zulme sessiz kalmak da zulme ortak olmak değil midir…
Ey dünya devletleri!
Keza 1924 tarihli Çocuk Hakları Bildirgesi’nde, ‘İnsanlığın ırk, uyrukluk ve din ayırımı gözetmeksizin sahip olduğu en iyi şeyi, çocuğa vermekle yükümlü bulunduğunu’ tasdik edenler, sizler değil miydiniz?
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni dünyada en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesine dönüştüren de sizler değil miydiniz?
Ve çocuğa karşı hiçbir nedenle ayrım gözetmeyeceğinizi, dünyadaki tüm çocukların yaşama ve gelişme hakkını koruyacağınızı taahhüt eden sizler değil miydiniz?
Madem ki, o taahhütleri tutmayacaktınız, o imzaları niçin attınız?
Bu dürüstlük müdür, ahlak mıdır yoksa riyakarlığın ve ahlaki redaetin dik alası mıdır?
Söyleyin, medeniyet ve demokrasi, insan hakları yolunda nasıl bir ilerlemedir bu…
Her şey sizin çıkarlarınız içim mi yazıldı yoksa…
Sizin medeniyetiniz tek dişi kalmış canavar mı hala…
Ey dünya liderleri!
İnsanlığın geçmişte yaşadığı acılardan niçin hala ders çıkarmazsınız…
Gezegenlerde yaşam ararken dünyada yaşama niçin kıyarsınız…
Binlerce çocuğa kıyılmasına nasıl göz yumarsınız…
Bilmez misiniz, yeryüzünde ve gökyüzünde her şey adalet üzerinedir…
Adalet!
Ne iktidarlarınızı ne de devletlerinizi koruyamazsınız, o yoksa…
Ey insanlık!
En çok sana acımak lazım aslında…
Daha kaç yüzyıl katlanacaksın bu riyakarlığa…
Soruyorum sana;
Gazze’de binlerce çocuk katledilirken sessizliğe gömülen insanlık!
Dünya Çocuk Hakları Günü’nü hangi yüzle kutlayacaksın….
Bugün dünya çocuklarının yüzüne ne yüzle bakacaksın….
Gazzeli çocukların çığlığı 43 gündür arş-ı alayı titretiyor…
Nasıl olur da,hala susarsın….
Bugün de ayağa kalkmazsan,
düştüğün o yerden bir daha nasıl kalkacaksın!