Nusret Çiçek


KADININ TEK TARAFLI BEYANI ADALETİ ZEDELİYOR

Hanı şu nesebi gayri sahih 6284 sayılı kanun. Severiz başkalarını taklit etmeyi… Güya aileyi koruyacak, kadına şiddeti önleyecekmiş...


Hanı şu nesebi gayri sahih 6284 sayılı kanun.

Severiz başkalarını taklit etmeyi…

Güya aileyi koruyacak, kadına şiddeti önleyecekmiş.  

Aksine, bu kanun yürürlüğe girdiğinden beri şiddet bir tarafa, kadın cinayetlerinde oldukça artış olduğunu esefle izliyoruz.

 Aile geçimsizliği de hat safhaya çıktı.

 Peşinden hızı kesilmeyen boşanmalar.

Kadına veya hangi kadına neden şiddet uygulandığını her yönü ile gerçekten araştıran olmuş mudur?

Yoksa LGBTİ ile Feministler ne demişse o mu?

İnsanı ilişkilerde sorumluluk nedir bilmeyen erkekler mutlaka vardır.

İpini koparmışlar…

Aynı şekilde yuvasına bağlılığın sadakatini kavrayamayıp ortalıklarda dolaşarak her gece bir yatak değiştiren kadınlar da var.

Erkek arkadaşları ile bekâr evleri… 

Her olumsuzluğun giderilmesi şiddetten öte eğitim ve öğretimle alakalıdır.

“Kork Allah’tan korkmayandan” derler ya…

Allahtan korkmayan neden çalıp çırpmasın, haram işlere tevessül etmesin.

İslamiyet’i sosyal hayatımızdan ayrı tutan laiklik başı dumanlı kozmopolit bir toplum oluşumuzun başlıca nedenidir. 

Din ayrı dünya ayrı!

Sözde Allah’ı(cc)  yaşantımızdan uzaklaştırarak vicdanımıza hapsettik.

Aramızda anne babasına, çocuklarına kıyabilecek her çeşidinden yüreği katılaşmış vicdanları kararmış insanlar var. 

Piyasaya kendini salmışlar var.

Sebepler sonucu doğuruyor.

Mesela… Kadının tek taraflı beyanı yüzünden 15 yıl ceza yemişse karşılığı elbette ki intikama dönüşecektir.  

Çoğu zaman basit bir olay yüzünden erkeğin evinden altı ay uzak kalması intikam almakla sonuçlanıyor.

Sırf bu yüzden karısını çocuklarını öldürenler var.

Şu anda elimde bulunan bir davadan bahsedeceğim.

Hanımın şikâyetine dayalı olarak 12 yıl ceza alan müvekkil hapishanede gün sayıyor. Aynı yerde çalıştıklarından arkadaş olmuşlar. Gönül ilişkisi  içerisinde olduklarına dair bir sürü resimleri var. Akşam yemeğinde alkol alarak sabaha kadar hanımın evinde beraber kalmışlar. Sonra ne değişmişse, hanım bana zorla tecavüz etti diye şikâyetçi oluyor. Üzerinde zorla tecavüz edildiğine dair en ufak bir çizik morarma bile yok, raporu tertemiz, tek delil 6284 sayılı kanun. 

Kadın demişse doğrudur! 

Şimdi soruyorum, hanı kadın erkek eşitliği vardı?

Erkek de bu  suçu  işlemediğini tepinerek söylüyor.

Onun ki neden geçerli değil?

Meslekte iken benim de başımdan geçti.

Elmadağ Başsavcısıyım.

Babayı kızına tecavüz etmek suçundan kelepçeleyip getirdiler.

Nasıl olur diye aklım hafızam almadı.

Dosyada kızın iddiası var, ayrıca sağlık ocağından iğfal edildiğine dair rapor.

Görünüşe göre her şey tamam, ama ben vicdanen rahat edemedim.

Şaşırdım, bir baba böyle bir iğrençliği nasıl yapar?

Adama ne sorsam ayakta duracak hali yok bayılıp bayılıp gidiyor.

İğfal edildiği iddia edilen kızın yanına memurları katarak Ankara Adli Tip Kurumundan tafsilatlı rapor istedim. Gelen raporda kız bakire, herhangi bir tecavüze uğramamış. Rapor olunca da çözüldüler. Üvey anne kocasından intikam almak için kızı öğretmiş. Babayı serbest bıraktım kızı tutukladık. Şimdi olsa rapora da gerek yok, bana zorla tecavüz etti dese yeterli.

Bir hafta sonra  babayı cinayete teşebbüsten getirdiler.  

Karısını ölüm derecesinde bıçaklamış. 

Adam bu sefer bayılmıyor, dimdik ayakta.

İfadesinde, “O  gün çaresini bulsaydım kendimi öldürecektim, şimdi ise cezaevinde severek yatmaya geldim sayın başsavcım” diyordu.

Demek oluyor ki  suçluluğun evrenselliği delildir.

Delilsiz tek taraflı beyana dayanarak hüküm kurmak zulüm sayılır.

Kadını koruyalım derken milletin başına daha büyük işler açıyoruz.

Kadının tek taraflı beyanı, piyasada serbest dolaşanlara gelir kapısı.

Nasıl olsa delil aranmıyor, bana tecavüz etti dediğinde cezaevi yolculuğunu göze almayan erkek istenileni yapmak zorunda, ver parayı kurtul!

...

Bu toplum bu tip bir yanlışa daha fazla dayanamaz.

Sesimiz yeni Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş hanıma  ulaşır mı bilemem.  6284 sayılı kanunu yeniden ele alarak ailenin bütünlüğü yanında kadın ve erkek ilişkilerine yönelik bilimsel tedbirler alınmalıdır.

Çocuklarımızı kız erkek öğretmeliyiz değil eğitmeliyiz.

Aile sağlığı dersi müfredata konulabilir.

Kadının erkeğe karşı erkeğin de kadına karşı mükellefiyetleri olduğunu inancımız emrediyor. Öyle ayaklara cihaz bağlamakla, erkeği evinden uzaklaştırmakla, kadının tek taraflı beyanını delil kabul etmekle bir yere varamayız. Cezaevleri “tek taraflı beyan” mağdurları ile dolup taşar. 

Bir de kadın cinayetlerinin sayısını artırmış oluruz.