Ahmet Rauf Akay


AKP, ESKİ TAS ESKİ HAMAM

AKP 8. Olağan Kongresini yaptı, her kongrede olduğu gibi yandaş kalemler partiye katılan bazı isimleri büyük sürpriz ve değişim olarak sundular.


AKP 8. Olağan Kongresini  yaptı, her kongrede olduğu gibi yandaş kalemler partiye katılan bazı isimleri büyük sürpriz ve değişim olarak sundular. 
Bir ağacın dallarına takılan süsler,o ağacı ne kadar değiştirirse AKP’de o kadar değişti.
Ağaç ve kök Erdoğan, diğerleri ise Erdoğan’ın elbisesine taktığı aksesuarlardır. Ortada yazıldığı ve iddia edildiği gibi bir değişim yok. Sürpriz diye takdim edilen isimler belli, Mesut Özil, Türk milli takımına karşı Alman milli takımını tercih etmiş bir futbolcu. Siyasi bir birikimi yok,sadece parlak bir futbol geçmişi var,onu da Türk milleti adına değil, Alman halkı adına kullandı. Sinan Akçil,orta düzey bir şarkıcı. Şarkıcı ile sanatçıyı ayırmak lazım. Sanat, büyük yüreklerin, büyük zihin ve duyarlılıkların  işidir, yeni şeyler yaratmayı gerektirir,terennüm etmek ikinci planda bir iştir.Serap Yazıcı Özbudun, bir bilim kadını, anayasa hukukçusu. Daha önce eşi Ergun Özbudun’la bir anayasa taslağı hazırlamış, ilgi görmemişlerdi.
Şimdi muhtemelen o taslağı gerçeğe çevirmek için transfer edildi. Bu kadar çabuk dönüş yapmak bir bilim insanına yakışır mı? Karar okuyucularımın. Kürşat Zorlu,eski MHP ve İYİ partili. Kürşat ismi tarihimizde kahramanlığı, yiğitliği, başeğmezliği simgeler. Tarihteki Kürşat, kırk atlısıyla Çin sarayını basmış, esarete karşı isyan ateşini tutuşturmuştu. Kırk kişinin baş kaldırısı bir milletin esaretten kurtuluşu olmuştu. Belli ki, Zorlu’ya bu ismi veren ailesi, onun da Kürşat gibi olmasını istemiş. 
Bir kaynağım anlattı, “2016’da Kürşat Zorlu da Fethullahçılıktan Ankara’da göz altına  alındı.İspiyonu yapan, şimdi milletvekili, o tarihte bir partinin avukatı olan kişiydi. Tabi bunu kendi adına yapmamıştı, partisinin politbürosunun emriyle yapmıştı. Zorlu, iki gün nezarette kaldı, iki gün boyunca polisleri, “beni çıkarın,ifademi alın, müdürle görüştürün,iki gün sonra evlilik yıldönümüm( veya çocuğumun doğum günü) diye adeta bıktırdı. Baktılar ki çok ağlak, ifadesini alıp bıraktılar. Onunla ilgili tüm düşünce ve inançlarımız yıkıldı.Tutuklulukta kuraldır; çıkan kişi arkadaşları ile tek tek vedalaşır, bir ihtiyaçları olup olmadığını sorar.(sigara- diş macunu gibi,)çünkü o sırada orada 30 civarında ülkücü daha vardı, susturulmak için sahte isimli bir mektupla göz altına alınmışlardı.Zorlu, eşyalarını topladı,arkasına bakmadan oradan ayrıldı.Giderken de nezaretlerin bulunduğu koridorda  kendini kasdederek
“ Buradan bir başbakan çıkacak” dedi.”
Zorlu’nun macerası bu kadarla sınırlı değil, önce aklanmak için Perinçek’in gazetesinde yazdı, bir süre sonra Habertürk’e geçti, böylece gözaltı lekesini silmeye çalıştı.
Aynı tarihte aynı nezarette olan kaynağıma sordum; “Fethullahçılıkla alakası yok ama bir davayı omuzlayacak yürek ve cesarete de sahip değil, adı Kürşat ama yüreğinde bir Kürşat yok”dedi. 
Birinci Kürşat Çin sarayını basmış özgürlüğün, kahramanlığın sembolü olmuştu. İkinci Kürşat ise saraya sığındı. Güvensizliğin, hayal kırıklığının remzi oldu.Ünal Karaman ve diğerlerini ise zikretmeye hiç gerek yok, bulundukları yerde de yok hükmündelerdi, gittikleri yerde de öyle olacaklardır. Onlar,en çok Erdoğan krallığının küçük bir dekor malzemesi olabilirler.Ama yaptıkları şey, oy hırsızlığı ve kendilerine oy veren seçmenleri dolandırmaktır.
Bu isimlerin hiç biri AKP’nin değiştiği anlamına gelmiyor, popçu veya topçu ile bir parti değişmez. Önemli olan zihniyet değişimidir.
Erdoğan’nın amacı,bunları yakasında rozet olarak kullanıp,aklı gözünde olanları etkilemek.Çünkü tabanın ne düşüneceğini biliyor” vay be falan futbolcu da bize geçmiş, filan şarkıcı da katılmış…” Bu katılımlar,bu algıyı yaratmak için.Yoksa Batı cephesinde değişen bir şey yok, eski tas eski hamam!