Ahmet Rauf Akay


AKŞENER'E KURULAN KUMPAS

İsmail Saymaz, Sözcü'deki köşesinde sayın Akşener'e nasıl FETÖ kumpası kurulduğunu yazdı.


AKŞENER'E KURULAN KUMPAS
 

İsmail Saymaz, Sözcü'deki köşesinde sayın Akşener'e nasıl FETÖ kumpası kurulduğunu yazdı. Bu, 15 Temmuz'dan beri yargının nasıl işlediğini, insanların nasıl -siyasi nedenlerle- mağdur edildiğini gösteren örneklerden sadece bir tanesi.
 

Özetleyelim, sayın Akşener'i mahkum etmek için gizli bir tanık devreye giriyor. Görgüye dayalı hiç bir ifadesi olmayan bu şahsın ifadesinden dolayı Akşener'in bütün geçmişi, telefon kayıtları, ilişkileri didik didik ediliyor, ama hiç bir şey bulunamıyor. Ama onu sindirmek için de dosya kapatılmıyor. Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra o gizli tanığın tekrar ifadesine baş vurmak için aranıyor, uzun bir aramadan sonra PKK' üyesi olmaktan hapiste olduğu anlaşılıyor ve ardından sessiz sedasız Akşener hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar veriliyor.
 

Bu tekil bir örnek değil, yüzlerce, belki binlerce insan böyle ekmeğinden, işinden edildi. Bir çoğu özgürlüğünü kaybetti. Oysa yargı adaleti sağlamak için vardır. Bir ülkede yargı siyasetin kamçısı haline gelince orada artık adalet diye bir şey kalmaz.
 

Sayın Akşener, yıllarca" beni ifadeye çağırın" demesine rağmen yargı sağıra yatmayı tercih eti. İYİ Parti ile ilgili FETÖ imajı oluşturmak ve bunu sürdürmek için dosya açık tutuldu. Bazı çevreler üzerinde etki de bıraktı. Çünkü artık yargılamalar sadece mahkemelerde olmuyor, daha çok yandaş medyada, gazete manşetlerinde, televizyon programlarında oluyor. Biraz daha kazanmak, cepleri doldurmak adına insanlar mağdur ediliyor. Kimin kiminle hesabı varsa ona FETÖ yaftası yapıştırarak giyotinin önüne atıyor.
 

Bu davaların bu kadar kıyıcı ve genelleştirici olmasının bir sebebi de muhalefetin tutumudur. İktidar FETÖ korkusunu canlı tutarak -tek adam düzenini- bu korku üzerinden meşrulaştırıyor.Muhalefet de buna destek olarak terör istismarı üzerinden Erdoğan'ın kişisel iktidarını tahkim etmesine çanak tutuyor.  
 

Normalde yargı suçun üzerine gider, halbuki FETÖ davalarında sadece suç değil mensubiyet de cezalandırıldı. Çocuğun okullarına gidiyor, yurtlarında kalıyorsa fetöcüsün. Bankaya para yatırmış dernek veya sendikalarına üye olmuşsan Fetöcüsün. Kazara telefonla bu yapı ile ilişkisi olan biriyle bir kaç defa konuşmuşsan Fetöcüsün. İktidarı eleştiriyor, muhalefete destek veriyorsan Fetöcüsün. Özgürlükten, adaletten, demokrasiden bahsediyorsan Fetöcüsün.  
 

Dünyanın hiç bir hukuk sisteminde legal ilişkiler, bağlantılar suçun ve ceza yargılamasının konusu olamaz. Bu meselenin bu kadar deşilmesi sadece bu yapının bazı unsurlarının 15 Temmuz ihanetine- karışmış olması ile ilişkili değil. Türkiye'de din kokusu gelen her şeyden rahatsız olan bir kesim var. Bunlar için hangi cemaat-tarikattan önemli olduğu önemli değil, bu yapılarla iltisakı olanların şu veya bu nedenle cezalandırılması bir kazanım ve tatmin aracıdır. Onun için dine, dindara dokunan her harekete kayıtsız şartsız destek vermeyi ideolojik takıntılarının bir gereği ve kazanım olarak görüyorlar.Onlar da bu ateşi harlamak için ellerinden geleni yaptılar.
 

Suça karışan, dış mihraklarla ilişkisi olan, hele darbenin içinde olanların cezalandırılması devletin ve milletin bekasının gereğidir. Bundan asla taviz verilmemelidir.  Ama bu yapılırken, kurunun yanında yaş da yakılmamalıdır. Bu ülkede Fetö'ye en büyük desteği veren, onu semirten  tek parti AKP'dir. Yargıyı, Emniyeti bu yapıya peşkeş çeken AKP'dir.Aldatıldık savunmasının hukukta yeri yoktur. Hiç bir suç aldatıldım beyanı ile suç olmaktan çıkmaz. Bu davalarda gerçek bir yargılama AKP'nin desteğini

2 / 2

sorgulamakla başlar. Zamanında yargı kendi başına bırakılsa, zorlama yorumlarla bir mağdurlar kitlesi yaratılmazdı.
 

Akşener'e kurulan kumpas, bu davaların nasıl yürütüldüğünü, siyasetin yargıyı nasıl domine ettiğini gösteren örneklerden sadece bir tanesidir. Ya o gizli tanık PKK üyesi olmaktan içeri düşmeseydi ,olabilecekleri tahmin edebiliyor musunuz? İşte kuvvetler ayrılığı olmalı, yargı siyasetin vesayetinden kurtulmalıdır dememizin sebebi budur. Bu şekilde devam ettikçe daha kim bilir ne kadar sahte tankla ne kadar insanın canı yanacaktır.