Muhsin Kafkas


ARI MAYALI SİLGİLER

Geçenlerde bir yerde elimi yıkamak için lavaboya vardım. Nereden bilirdim ki lavabo ve sıvı sabun ikilemesi beni alıp başka diyarlara ve zamanlara götüreceğini. Penbe renkli sıvı sabunukokladım birden beni ilkokuluma Elmas Kızın kokulu silgisine götürdü.


Geçenlerde bir yerde elimi yıkamak için lavaboya vardım. Nereden bilirdim ki lavabo ve sıvı sabun ikilemesi beni alıp başka diyarlara ve zamanlara götüreceğini. Penbe renkli sıvı sabunukokladım birden beni ilkokuluma Elmas Kızın kokulu silgisine götürdü.

Birden kendimi derin hülyaların, yaşanamamışlıkların içerisinde buluverdim.

Seneler geçti, bugün çıktı yine karşıma. Ciğerlerime doldurdum bir müptezel gibi; bağımlıktan kurtulmak için her yolu deneyip ilk fırsatta şeytana uyan adamlardan farkım yok gibi, nefesim ciğere ulaşmadan ikincisini çekiyorum.  Aman Allahım!!!

Ne güzel birkoku.

Belkide koku değil beni etkileyen. Kokunun uyandırdığı masum duygular.Karnım tok ama birden o arı mayalı silgilerden kutularca yiyesim geliyor. 

Benim cennetimde yenilebilen kokulu silgi ağaçlarım olsun. Arı mayalar uçuşsun etrafımda. O arılar insanları sokmaz ki…

Zehirleride yoktur.

Sadece bal yaparlar.

Neyse kendime gelmeliyim!!!

Yoksa müdür gelene kadar kafayı çekerim ben, dönüverdim  birdençocukluğuma. Biraz takılayım, alışamadım zatenben  büyüklerin hayalsiz, menfaatperest, çıkrcı, satıcı, kem dünyasına.

Efendim sene bin üç yüz küsur, mütareke yılları. 

Şirin için Kerem …

Özür özür, Aslı için Kerem dağları ya deldi ya delecek.

Portakal, elma, ayva, ceviz, fındık, fıstık eşliğinde ve çoşku içinde yerli malı haftası kutladığımız devirler...

Hele o soğumuş mısır patlakları. Akşama doğru öğlenden beğenilmeyen yanık patlamamış koyu siyaha çalmış mısırın dişlerin altında büyük bir hışımla kırılıp mısırın özünün tadına varılmasının keyfi…

 İlk mektep talebesiyiz. Geçtim kokulu silgiyi kokusuzundan bir tane alıp ortadan bölmüşüz. Kardeşimle kardeş payı hesabı kullanıyoruz. Kurşun kalemlerimizi annemizin turuncu kör meyva bıçağıyla açıyoruz, yok öyle kalemtraş falan... 

Evde fasulyeler kaynatılıp soğutulmuş; sonra ortadan bölünmüş ve küçücük sevimli bir bez torbaya konmuş. 

Sayı çubuğu da ne ola ki, anamın sağda solda topladığı ince ve düzgünce ağaç dallarını mümkün mertebe eşit boyutlarda dizmiş, Bakkal Naci’den  aldığımız paket lastiği ile deste yapmışız. Günler bu günler yani.

Derken yanımızda oturan arkadaş sürgülü kapaklı tahta kalem kutusundan pembe bişey çıkartıp sıraya koyar. Sülükçü  Kırtasiye’ye kokulu silgiler gelmişmiş de bu da 25 kuruş verip almışmış da onu anlatıyor havalı havalı. İzin verdi silgiye doğru uzandık, aldık. 

Amanın yumuşacık pembecik şeker mi şeker bir şey. 

Bu, bu, bu silgi değil... 

 

Başka bir şey... 

Hayran hayran bakıyoruz pembe, yumuşak, üstelik silgi dene bu nesneye. 

Burnuma yaklaştırdım. 

yarabbim! Ne güzel kokuyor. 

Parfüm diye bir şey görmemişiz, duymamışız bile. 

Tütün kolonyası hadi biraz daha ileri gidelim beyaz zambak kolonyası kokusunu biliriz o kadar...

Bayramda izin verirler ise aldığımız koku namına bir dirhem lezzet.

'Ayyy bu çok güzel kokuyor, şeker gibi...' Arkadaş mağrur ve mutlu bakıyor. (birazdan silgisinin başına geleceklerden habersiz garibim) şeker olarak gönderme yaptığımız da kızamık şekeri, pembedir ya hani. 'Çok güzel kokuyor şeker gibi' hala mağrur ve mutlu. Çocuk aklı dayanamadık ucundan birazcık ısırdık. Hakkatten de şeker mi acaba diye tabi. Deneme yanılma dünyası bu dünya. Öyle öyle öğreneceğiz ya.

(Tabiki içinde şaka unsurları barındıran hikayemiz.)

Siyahtan maviye dönen önlük zamanlarında beşibiyerde kıymetindeki koku...

 

Harfleri bükerken hata yapmanın en cazip haliydi. Koku difüzyonu kısıtlı olduğu için olsa gerek tek kişilik hazlar yaşatırdı sınırlı hayallerimize…

İçimde ısırma, yeme istegi uyandıran silgi türü. 

Şimdilerde; market rafları arasında; yumuşatıcı, deterjan koklayan kadınların bir zamanlar okul sıralarında pek fazla koklamış oldukları anlaşılan nesnedir bu…

Bugünden vazgeçip beni en az yirmi sene öncesine götüren, mutluluğu tarifsiz kokusuyla benim için geçmişi bugüne taşıyan, genellikle fosforlu yeşil ve pembe renginde olan silgilerdir. 

Çocukken sadece kokusuydu güzel olan, şimdiyse hatırlattığı her şey ile.

Yalnız bir itirafta bulunayım. O güzel hatırlattığı tüm duygulara rağmen dünyanın üretilmiş en kötü silgileriydi.

Silmeye çalışırsın silmez.

Hemencecik kırılır, dağılmaya müsait bir yapısı ile bizi illallah ettirirdi