Süleyman Kalaycı


YA ONLARDAN OLACAĞIZ, YA KIYAM EDECEĞİZ

YA ONLARDAN OLACAĞIZ, YA KIYAM EDECEĞİZ


ABD başkanı trump 6 Aralık 2017 de Kudüs şehrinin İsrail?in başkenti olarak kabul ettiğini açıkladı. Oysa İsrail, Haziran 1967 de işgal ettiği bu şehri 1980 yılında birleşik başkent olarak ilan etmesine rağmen, dünya kamuoyu bunu kabul etmemişti. Birleşmiş milletler güvenlik konseyi de 4/8 nolu kararı ile bunun bir işgal olduğunu kabul etmiş ve bu kararı tanımamıştı.

Kudüs İsrail?in işgal ettiği bir şehirdir. ABD bu kararı ile hem işgali meşrulaştırmakta, hem dünya kamuoyunu hiçe saymakta, hem de, altında kendisinin imzası bulunan BMGK kararını geçersiz kılmaktadır. Bir bakıma diyor ki trump; ?ben dünyanın efendisiyim beni ne uluslararası hukuk, ne dünya kamuoyu, ne de Ortadoğu?da oluşacak karmaşa beni bağlamaz. Kan dökülmüş, savaş çıkmış, katliamlar olmuş, ocaklar sönmüş? Bana ne. Ben kendi bildiğimi okurum. Dünyayı yeniden şekillendirmek benim işim. İstediğim coğrafya da, dilediğim her şeyi yaparım. Kimseye de hesap vermem. Varsa gücünüz hodri meydan?? Diyor trump.

Adam haklı. İslam âlemi bu kadar duyarsız, bu kadar silik, bu kadar güvensiz, bu kadar zelil olursa, güçlü olanlar dilediğini yapar. İslam toplumlarını yöneten batıl ve batıcı yönetimler, kendi inançlarını yok sayarak, batının düşünce ve tavırlarını taklit ederek kendi benliklerini kaybetmişler ve bu zihniyeti de kendi toplumlarına zorla dayatmışlardır. Bugün ki yaşanan dramın altında yatan gerçek budur. Eğer İslam âlemi bu kadar zelil ve sefilse, bunun sorumluları batıyı efendi kabul eden, onlara yalakalık ve yataklık eden yönetim kadrolarıdır. Bu kadrolar yüz yıldır bu alçaklığı yapıyorlar. İslam toplumuna hâkim olanlar, yüz yıldır batının ve ABD nin atanmış valileri gibi onlara hizmet ediyorlar. Bu gerçeği görmeden, bu halden kurtuluş yok! İslam toplumuna. Yüce rabbim buyuruyor ki ? siz nefsinizde olanı değiştirmedikçe, ALLAH sizi değiştirici değildir? öyleyse kendimizi değiştirmekten başlamak gerek. Öne başımızdaki bu batıl sistemlere kıyam etmek gerek. Bizden olan emir sahiplerini iktidar etmek gerek. Bu emir sahiplerini kendi hukukumuzla donatmak gerek ki, Rabbimiz bu değişimle beraber bizi yardımına layık görsün.

Şüphesiz Allah?ın yardımından daha büyük bir güç yoktur. Eğer Müslümanlar Allah?ın yardımını istiyorsa, önce bu batıl sistemlerden kurtulmalıdır. Bakınız bütün yeryüzüne, bu küresel küfür güçleriyle uğraşan kim var? Hangi İslam ülkesi bir itiraz, bir karşı çıkış, bir direniş gösteriyor. Hangisi İslam kimliğini ortaya koyarak, onların gazabına meydan okuyor?

Eski CIA direktörü graham fuller diyor ki; ?ABD nin dünya hâkimiyetini önündeki tek engel İslam?dır. Onun için islamsız bir dünya istiyoruz. Vahhabileri kontrol ediyoruz, Şiileri kullanıyoruz. Tehlike Sünnilerdedir ve bunun merkezi de Türkiye?dir. Öyleyse Türkiye?nin yok olması gerekir? Fuller ?in düşüncesi bu. Bu düşüncenin sebebi ne? Bugünkü Türkiye önderliğinin, bu batıl sistemlere gösterdiği tepki ve tavırdır.

Türkiye Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde bir başkaldırı, bir direniş oluşturmaktadır. Her ne kadar sistem İslamileşmemiş olsa da lider, İslami kimliğinin gereklerini yapmaktadır. DEVLET Bahçeli ve Tayyip Erdoğan birlikteliği, küresel güçlere, güçlü bir Türkiye yi hatırlatmaktadır. İslam toplumlarının kendi içinde paramparça olduğu, küresel güçleri bırakarak, kendi içinden, kendine düşman çıkardığı bir devirde, bütün anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak, bir ve beraber olmanın önemini kavramış bu iki liderin önderliğindeki bir Türkiye, elbette küresel güçleri zorlamaktadır. Trump?ın bu utanmaz ve alçakça yaptığı açıklamaya, bu iki liderin aynı tepkiyi vermesi ülkem adına sevindirici bir tablodur.

Şunu unutmayalım, siyasi otoritesi yok edilmiş İslam âleminin, güçlü bir önderliğe ihtiyacı vardır. Küfür tek milletse (ki öyledir.) İslam da tek millet olmalıdır. Bakın Avrupa ve ABD, söz konusu

Müslümanlar olunca nasıl da birleşiyorlar. Çünkü onlar tek millet. Öyleyse Müslümanlarda bu gerçeği bilerek, bir ve beraber olmanın önemini kavramalıdır artık. Yoksa bu zalim Trump?lar daha çok zulümler açar başımıza. Bugün Kudüs, yarın Kahire, Şam, Tahran, Ankara? İstedikçe isterler. Ne zamana kadar? Diyor ki Rabbim ? siz onlardan olmadıkça, onlar sizi kabul etmezler.? Yani, ya onlardan olacağız, ya onlara kıyam edeceğiz. Geçmiş tecrübeler gösteriyor ki, onların ne dostluğuna, ne ortaklığına ne de müttefikliğine güven olmaz. Öyleyse kendi inanç ve ideallerimize sarılarak, yeni bir tavır geliştirmek zorundayız.

Musa (as) ın Firavuna, İbrahim (as) ın Nemrut?a, Hz. Muhammed (sav) efendimizin Ebu cehil düzenlerine başkaldırdığı gibi, Dünyayı yeniden şekillendirmek için kıyama kuşanma vakti gelmiştir vesselam.