Kerime Yıldız


SATIR ARASINDAKİ PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA!

SATIR ARASINDAKİ PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA!


Sabah sabah başlığın câzibesine kapılıp tıklayıverdim. ?AKP Kadınları Yenemeyecek!? Sözcü yazarı Soner Yalçın?ın köşe yazısı.

Yazdığı şeylere katılabilirsiniz, karşı çıkabilirsiniz veya ne bileyim, en azından tartışabilirsiniz. Meselâ, Hadise?nin klibi konusunda hem haklı hem haksız. Şöyle ki;

Cezâyı duyunca Hâdise?nin videosuna baktım. Ortada şarkı falan yok. Bal gibi erotizm var. Yine de cezâ meselesine gülesim geldi. Hâdise?ye gelene kadar ne hâdiseler var! Reklamlarda bile neler neler var.

Meselâ ben, hükûmete yakın olma iddiâsında olan bir gazetenin internet sitesine inanamıyorum. Baldır bacak, aga nigi haberleri arasında dalga geçer gibi şehid haberleri verilmesi, içimi parçalıyor. Ya düzeysiz, İslâmla hiçbir alâkası olmayan magazin haberlerinin altındaki İslâmcı (!) yazarların dâvâ yazılarına, Amerika eleştirisine ne demeli? Altı kaval, üstü şeşhâne! Katıla katıla gülesim geliyor. Babam, her tarafınız Amerika olmuş, nesini eleştiriyorsunuz? Dâvâdan anladığınız ne?

Kadınların sigarasına saran ilâhiyatçılar, niye bir kerecik bu konuda eleştiri yapmıyorlar?

Bu İslâmcı yazarlar, bir ara Kertenkele diye bir filmi Müslümanca olduğu için öve öve bitirememişlerdi. Diziye şöyle bir bakmıştım. Sütun bacaklı kadınlar geçidi. ?Bu mu sizin sanat anlayışınız?? diye isyan edince dilinden Necip Fâzıl?ı bırakmayan bir mamut (pardon mâhut demek istedim), diziyi eleştirenlerin sanattan anlamayan sümüklü böcek kafalılar olduğunu yazmıştı.

Millî Gazete ve cemaat gazeteleriyle büyüyen münevverlerin (!) hâline bakın! Gerçi cemaat gazeteleriyle büyüyenlerin bu hâle gelmesi, gâyet normal. Ne de olsa ucu Amerikâ?ya çıkan bir İslâm?ı öğrendiler.

Bu kısım, bizim ikiyüzlülüğümüz. Fakat Soner Yalçın?ın, kadınların cinsellik objesi olarak sömürülmesine, bir Marksist olarak karşı çıkmasını beklerdim.

Bunların hepsini geçelim. Dedim ya tartışmaya açık. Gelelim pimi çekilmiş bombaya..

Diyânet?in ve Ak Parti'nin, ?Ölü kadınla cinsel ilişkiye girilebilir? fetvâsı verdiği, nerede görüldü veya duyuldu?

Nerede verildiğini, ben açıklayayım:

2013?de Mısır karıştığında bizim akl-ı evvel bir yönetmenimiz, şöyle bir tweet atmıştı:

?Ölen bir kadınla daha kaç saat ilişkiye girebiliriz diye tartışan bir Meclis demokrasiyi getiremezdi zâten. Öyle de oldu maalesef?

Mısır?da Halk Meclisi?nde böyle bir kânun teklifi verildiği iftirasını havada kapan yönetmen, Mısr?daki Hürriyet ve Adalet Partisi Sözcüsü Hasan Abdülgani hakkındaki şu haberi okumamıştı elbet:

?AA muhabirinin sorularını cevaplayan Abdülgani, bu tür haberlerin Mübârek rejimi sonrası İslâmî kesimin ilk kez büyük çoğunluğa ulaştığı Halk Meclisi'nde, Müslüman Kardeşler ile Hürriyet ve Adâlet Partisi'nin çalışmalarını baltalamak üzere kasıtlı çıkarıldığını söyledi.

Halk Meclisi'nde bu konuda verilmiş bir kânun teklifi bulunmadığını, söz konusu olayın komisyonlarda dahi konuşulmadığını belirten Abdülgani, ?Haberlerde, Mısır Ulusal Kadın Konseyi Başkanı Dr. Murvet El Talavi'nin ölen eş ile cinsel ilişkiye girme ve kızlar için evlenme yaşının 14'e düşürülmesini öngören kânun tasarısının Meclis?ten geçmemesi için Halk Meclisi Başkanı Dr. Saad El Katatni'ye mektup yazdığı belirtiliyor. Sayın Katatni'ye gönderilen böyle bir mektup yok.' şeklinde konuştu.

Söz konusu haberlerin uydurulduğunu ve son 3 aydır Müslüman Kardeşler'i karalama kampanyasının bir ürünü olarak gazetelerde yer aldığını ileri süren Hürriyet ve Adalet Partisi Sözcüsü Hasan Abdulgani, ?Bu haberler kesinlikle yalandır ve gerçek ile uzaktan yakından alâkası yoktur.? dedi.?

Şimdi biraz daha eskiye gidelim. Danimarkalı Yahudi yönetmen Susanne Bier'in 2010?da çektiği Haevnen adlı film, 2011 yılında ?en iyi yabancı dilde film? oskarını aldı.

Başroldeki doktor, Afrika'da bir Müslüman mülteci kampında  gönüllü çalışıyor. Dikkat etmezseniz sıradan bir misyoner filmi gibi. Fakat öyle bir sahnesi var ki aslında her şey, bunun üzerine kurulu. Bana göre, oskar almasının sebebi de bu sahne.

Doktor, intikam duygusu olmayan bir hristiyan. Tedâvi ettiği hastalardan birisi, bir kabile reisi. İnanılmaz çirkin bir adam. Başında takke var. Kendi halkına zulmediyor. Doktor kurtaramadığı bir hastasının başındayken bu adam gelip ölen kadını istiyor. Sebebi de adı Ömer olan adamı, ölü kadınlarla birleşen bir sapık. Bunu söylerken pis pis sırıtıyor. Doktor, bu konuşmadan sonra patlıyor ve onu, zulmettiği insanların eline veriyor. Yâni bir Müslümanın sapıklık boyutu, iyi bir Hristiyanın tahammülünü yıkıp geçiyor.

Yahudi bir yönetmen, Müslümanların ölülerle ilişkiye giren sapıklar olduğunu anlatan bir film çekiyor. Birileri, Mısır Halk Meclisi?nde aynı sapkınlığın tartışıldığını yayıyor. Bizden bir yönetmen, Mısır'daki Müslümanları sapık gösteren bir tweet atıyor. Üstelik bunu, darbeye direnen binlerce insanın katledildiği bir günde yapıyor. 

Aradan dört buçuk yıl geçiyor. Bir köşe yazarı, Ak Parti iktidarının ve Diyânet?in, ?Ölü kadınla cinsel ilişkiye girilebilir? dediğini yazıyor.

İslâmcı veya Marksist, böyle münevverlerin (!) olduğu bir ülkede düşmana ne hâcet?

Sen ülkemi bu münevverlerden koru Ya Rabbim!

Not: Bu yazıdan Diyânet'in bir takım yanlışlarını savunduğum çıkarılmasın. Dedim ya tartışılacak çok şeyimiz var.