Kerime Yıldız


CELÂL ŞENGÖR?E BU CESÂRETİ MURAT BARDAKÇI VE ERHAN AFYONCU VERDİ

CELÂL ŞENGÖR?E BU CESÂRETİ MURAT BARDAKÇI VE ERHAN AFYONCU VERDİ


Türk Târih Kurumu, kurumun internet sitesinde çok mühim bir açıklama yaptı.

'Türk Tarih Kurumu, tarihe mâl olmuş, tarihî hafızanın şekillenmesinde mutlak etkisi olan devlet adamlarının mesnetsiz itham ve temelsiz isnatlarla karalanmasının maşerî vicdanı yaraladığını belirtmekte, bu gibi durumları takip etmektedir. Türk Tarih Kurumu, bilhassa son günlerde İstanbul'un fethiyle çağ açıp çağ kapamak suretiyle dünya tarihinin akışını değiştiren Müslüman bir Türk hükümdarına, Fatih Sultan Mehmet'e karşı tevili mümkün olmayan, ecdadı incitici, milletimizi rahatsız eden isnatsız beyanatları kınamakta, tarih ilminin büyük bir ciddiyetle tahriften uzak, ilmî düsturlar çerçevesince yapılması gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunmaktadır.'

Özellikle son cümleye dikkatinizi çekmek istiyorum. Târih ilmi, ciddiyetle ilmî dürtûrlar çerçevesinde yapılmalı meselesine..

Bu açıklamanın sebebi, Celâl Şengör?ün Fâtih hakkındaki iftirası. Bir deli, kuyuya bir taş attı; kırk akıllı çıkaramıyor. Akıllının birisi, ?O kendi işine baksın!? diye kestirip attı.

Şöyle biraz eskiye gidip kim kimin işine nasıl karıştırılmış, bir bakalım.

Ekranda 25-26 yaşlarında bir delikanlı. Orta Asya Genetik Uzmanı olarak Orhun Yazıtlarını anlatıyor. Acemice gülüşler ? Lüzûmlu lüzûmsuz el hareketleri? Ekrana erken çıkmanın, erken şöhretin şaşkınlığında. Şaşkın ama çok da istekli.

Delikanlı, aslen biyolog ve Prof. Dr. Celâl Şengör?ün oğlu kontenjanından ekranda. Memlekette Orhun Yazıtları uzmanı bitmiş, biyolog Âsım Şengör ?ün gezi hâtıraları kalmış.

Nurhan Atasoy, Murat bardakçı ve Erhan Afyoncu, baba kontenjanından isim yapan bu delikanlıyı cilâlayıp parlatmak için saatlerde dil döktüler. Rezillik diz boyu. Celâl Şengör de misâfir olarak stüdyoda. Ara sıra kenardan sufle yapıp  târih dersi veriyor.

Artık medya çağındayız. İstediğin kadar bilim adamı ol, medyatik olmanın dayanılmaz bir hafifliği var. 17 Ağustos depremi, en çok jeoloji profesörlerinin işine yaramıştı.  Ekrana çıkmak için deprem beklediler desem abartmış olmam.

Son yıllarda târih dizileri ve târih programlarıyla târihçiler de medyada görünür oldular. Bu görünürlük, ikbâl kapıları da açtı. Özellikle Târihin Arka Odası..

Deyim yerindeyse Târihin Arka Odası, bir ekol hâline geldi. Seyredildi. Halkta târih merakı uyandırdı. Fakat bir o kadar da târih ilmini magazinleştirdi. Yapımcılar adam bulamayınca eş dost ağırladılar. Deli kızın çeyizi gibi aynı isimleri döndürüp durdular. Olmadı, alâkasız adamları ağırladılar. Bunlardan birisi de jeolog Celâl Şengör?dü.

Şengör, Erhan Afyoncu ve Murat Bardakçı?nın muhteşem destekleriyle ekranda târihçilik yaptı. Yetmedi, oğlunu da kamuoyuna vakitlice tanıtmak için bu programda târihçi olarak sundu.

Neyse burası mühim değil. Alan memnun, veren memnun. Seyretmek istemezsen kumanda elinde.

Fakat sevgili jeoloğumuzun bu programlarla cesâreti o kadar arttı ki geçenlerde Fâtih Sultan Mehmed Han?ın Müslüman olmadığını söyledi. Daha doğrusu bu iddiâsını tekrar etti. Kaynağı da yabancı bir târihçiydi.

Bardakçı, ne de olsa akıllı adam, ses çıkarmadı. Neyin hatırlatılacağını iyi biliyor. Erhan Afyoncu, hemen meseleye el attı: ?Celâl Şengör, kendi işine baksın!? 

Anam babam, Şengör?ü kim târihçi i?lân etti? Kim bu cesâreti verdi?

?O kendi işine baksın!? demenin ne anlamı var şimdi?

Fâtih?e iftira atan Şengör?ü Arka Oda?da ağırlayan Muhteşem İkili, Kânûnî?yi yataktan çıkarmayan senaristi de programda ağırlayıp saatlerce kakara kikiri yapmışlardı. Çünkü o zaman bu rezil dizinin danışmanlığı söz konusuydu.

Târih dizileri ve programları reyting yaptı. Târihe karşı merak da uyandırdı ama neleri alıp götürdüğüne târih karar verecek.

Alıp götürdüklerinin vebâli, şöhret için bu oyuna âlet olan târihçilerin üzerindedir.

Türk Târih Kurumu?nun açıklaması, bu bakımdan çok ehemmiyetlidir.