Süleyman Kalaycı

Tarih: 15.01.2018 17:59

'ABDÜLHAMİD YALNIZLIĞI' VE ERDOĞAN-BAHÇELİ İTTİFAKI (1)

Facebook Twitter Linked-in

Tarihten ders almak, tarihin acılarını, tarihin zaferlerini doğru tahlil etmek, bir milletin geleceği açısından son derece önemlidir. Dününü doğru değerlendirmeyen toplumlar kaybetmeye mahkûmdur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 700 yıla yakın bir zaman cihan devleti olmuş, dünyayı yönetmiş Osmanlı imparatorluğunun bakiyesidir. 1. Dünya savaşından sonra yaşanan yıkılış ve T.C. ile yeniden doğuş hamlesi her ne kadar, galip devletlerin etkisi altında kalarak ve onların dünya siyasetleri içinde hareket ederek, hayata geçmiş ise de, birebir işgal ve bağımlılık konumunda da olmamıştır.

Küresel güçler, Osmanlıyı yıkıp, parçalarken, hem yerli işbirlikçilerini, hem de siyasi ve askeri güçlerini birleştirerek, Osmanlıyı yalnızlaştırmış ve sonrada parçalamışlardır. Osmanlının son ?KUDRETLİ? Padişahı olan Abdülhamid Han, bu küresel oyunları görmüş ve 33 yıl gibi uzunca bir zaman Osmanlının direnci olmuştur. Ancak bu küresel güçler Abdülhamid Han?ı yerli işbirlikçileri sayesinde o kadar yalnızlaştırmışlardı ki, İslam Halifesi olan Abdülhamid Han?ı, ?Şeriat elden gidiyor? çığlıklarıyla tahttan indirmişlerdir. Onu tahttan indiren heyet bir Türk, bir ermeni, bir Arnavut ve bir Yahudi den oluşuyordu.

Küresel güçler, derin siyasetlerini bozan Abdülhamid Han?a böyle bir son öngördüler ve yerli işbirlikçiler eliyle, Osmanlının SON KUDRETİNİ iktidardan indirdiler. Sonrası malum, koskoca imparatorluk yıkıldı gitti. Geride kalan coğrafya, bu küresel güçlerin yıkıp yağmaladığı, sömürdüğü, parçaladığı birer peyk ülkeler haline dönüştüler.

Günümüz dünyası, ABD nin yenidünya düzeni ne göre yeniden şekillenme arifesini yaşıyor. Avrupa, İngiltere ve ABD, dünyayı birlikte yağmalıyor ve birlikte yönetiyorlardı. ABD yönetimi, silah gücünü orantısız bir biçimde ele geçirip, siyon Hristiyan olan evanjelistlerin eline geçince, Avrupa ve İngiltere doğal ortaklıktan çıkarıldılar. Artık ABD İslam coğrafyasının zenginliklerini kimseyle paylaşmak istemiyor. Bilinen laik Hristiyanlık, ABD nin evenjalist ideallerini tatmin etmiyor. Bu yüzden, vadedilen topraklara sahip bir İsrail devleti doğal ortak ilan edilerek, dünya yı yeniden şekillendirmek istiyor. Yapılan icraatlar ortada, Arap baharı, demokratikleşme, adı altında, Libya, Irak, Suriye, Mısır karmaşa ve işgallerle yeniden şekilleniyor, geride İran ve Türkiye var. Bu iki devletin varlığı ve mevcut iktidarların, ABD ya bağımlı olmaması, ABD nin planlarını bozuyor.

Türkiye yi dize getirmek için, mevcut iktidarı ve bu iktidarın lideri R. Tayyip Erdoğan?ı etkisi altına alamayınca, içten ve dıştan baskılarla olaya müdahale etti. Gezi olaylarıyla başlayan, Fetö ile devam eden girişimler sonuçsuz kaldı. Ekonomik ve siyasi baskılar bir işe yaramış görünmüyor. R. Tayyip Erdoğan direniyor. Fakat aynı Abdülhamid han gibi yalnızlaştırılıyor. Erdoğan harekete başlarken, yanında milli görüşten arkadaşları vardı, kadrosunda fetöcü askerler, hâkimler, savcılar, yazarlar, düşünürler, iş adamları vardı. Şimdi onların hiçbiri yanında değil, bilakis karşısındalar ve onunla mücadele ediyorlar.

Abdülhamid?in karşısında ittihatçılar vardı, ermeni örgütleri vardı, Yahudi örgütleri vardı, derviş vahdeti gibi din istismarcıları vardı, onunla 31 Mart ayaklanması yaşandı.

Erdoğan?ın karşısında yine benzer güçler var, ermeni asala örgütünden bozma PKK/ PYD örgütleri, thkp-c örgütü, derviş vahdeti yârine, Fetö, 31 mat yerine 15 Temmuz var. İttihatçılar yerine onların devamı CHP var.

Senaryo aynı senaryo. Bunları bilmemek için aptal olmak lazım. Tarih bu yüzden önemlidir. Geçmişi doğru bilirseniz, tedbiri ona göre alırsınız. Ancak bu senaryoya uymayan bir durum var günümüzde. Bu oyunu gören ve milli hassasiyetleri yüksek bir lider sn. Dr. Devlet bahçeli. Türkiye?deki milliyetçi hareketin lideri konumunda olan Devlet Bahçeli bu küresel tezgâhı çözmüş ve iktidara olan muhalefet şerhlerini bir kenara bırakarak, iktidara bütün gücüyle destek vermeye başlamıştır. Bu destek, Erdoğan?a ciddi bir moral katmıştır. Onu yaşadığı yalnızlıktan kurtarmıştır. Bu açıdan Erdoğan ve Bahçeli ittifakı, hem iktidara, hem ülkemize, ABDÜLHAMİD YALNIZLIĞI yaşatmayacaktır ümidindeyim vesselam.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —