Aygün Attar

Tarih: 24.01.2018 19:39

İstikamet Kızılelma

Facebook Twitter Linked-in

Milli mefkûre Milli Devletin harsıdır.

Şuurlu bir vatanperver millet mefkûresinin her şeyin üstünde olduğunu idrak ettiğinden söz konusu Vatan olunca üzerine düşen görevi tereddütsüz gerçekleştirir;

tıpkı Milli Mücadele döneminde, tıpkı Kıbrıs çıkarmasında, tıpkı 15 Temmuz darbe teşebbüsü karşısında sergilediği tavır gibi?

İçinde bulunduğumuz günlere mührünü vurmakta olan Devletimizin bekası, sınırlarınızın güvenliği, ülkemizin selameti için gerçekleştirilen Afrin çıkarmasında olduğu gibi?

Tankların üstünden el sallayarak sıcak çatışmaya giden Mehmetçiğin ağzından dökülen ve her kelimesi cilt cilt yazılmış kitaplardan daha etkili, üç beş kelimeden müteşekkil olan kısacık cümleler aslında bu milletin temel ihtiyacı olan milli mefkûrenin nelere  kadir olduğunun somut göstergesidir.

?Mefkûre; asırlara bakan, içinde doğduğu milleti ruhlandıran ve onları tek kalp haline getiren, biraz da müphem ve esrarlı bir şeydir.?

Mefkûre; vatanın selamete ermesi için feda olmaya gönüllü olarak talip olmak,

ailesine ?beklemesinler? diye haber göndermek, canını kurban ettiği milleti için şahadetinden  sonra malını da hibe ederek ?Türkmenelindeki balalar için kreş ve çocuk yuvası yapılmasını? vasiyet etme  büyüklüğünü gösterebilmektir.

Peki, ister PKK/PYD terör örgütü  ile yıllardır süren ve karşı tarafın büyük devletlerin yardımı ile ahlaksızca vicdansızca sürdürdüğü asimetrik savaşta ister yakın tarihte yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü isterse de içinde bulunduğumuz tarihi günlerde kahramanlık destanı yazan bu kutlu millet, ulviyetine saygı duyduğumuz, her defasında hayati sorunlarla karşılaştığımızda bizi ayakta tutan mücadele azmimizi harekete geçiren milli duygularla nasıl besleniyor?

Çünkü ecdadın mirasına sahip çıkan gençlik, Mehter marşlarının sedalarının yankılandığı Balkan coğrafyasını, Türkistan?ın Tanrı dağlarında uluyan Bozkurt?ları Tebriz?de selamlayan Güney Azerbaycan?ı, Urumçi?yi Türkmeneli?ni bir bütün olarak görüyor.

Allah?ü Akber dağlarından esen rüzgar Anadolu?da ses nefes olur, öz -söz olur, Yavru Vatandan bakan bir çift göz olur?

Ülkü olur, Baş koymuşum Türkiye?nin yoluna diyen kalabalık, Bir millet İki Devlet diyen Azerbaycan, tek cümle ile Turan olur?

Turan davasına gönül veren herkesi saygı minnet ve şükranla anıyoruz?

Emperyalizme meydan okuyan kahraman milletimizin muzaffer komutanı Mustafa Kemal Atatürk ?ün yolunda ve onun emaneti olan Cumhuriyetimizin değerlerinden taviz vermeden bu ülke için can verenlere selam olsun.

Afrin harekatı için emir komuta zincirine ek olarak manevi istikamet olarak Kızıl Elma?yı tayin eden şerefli Türk askerlerini Allah korusun.

Kızıl Elma ülküdür, idealdir, Türk Cihan Hâkimiyetinin sembolüdür?

Milli duygularımızı harekete geçiren hep aynı şan, şöhret dolu anlayıştır ama ne yazık ki bu yönde ne yazılı ve sözlü basın aracılığı ile yahut da okullarda eğitildiğimizi söyleyemeyeceğim. Sadece kritik anlarda milletten yükselen duygular sayesinde gündeme gelen, kritik anlara ülkeyi adım adım yaklaştıran dönemlerde ise aksine milletin bu duygularını törpülemeye çalışan bir yaklaşım söz konusudur.

Çok kısıtlı mali imkânlara sahip milli hassasiyete sahip yayımı temsil eden tv ve bir iki gazetenin ister liberal sol isterse belirli cemaatler tarafından finanse edilen geniş imkanlı emsalleri karşısında güdük kaldığı hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir.

Sır değil ki başındaki Milli ismine rağmen Eğitim sistemimiz müfredatında milli mefkûreye yönelik öğretiye yer vermemektedir. Hatta topraklarının en genişlediği dönem yüzölçümüne göre dünyanın altıda birine sahip altı yüz yıl dünyaya alnının akıyla hükmeden Osmanlı Devleti hakkındaki kronolojik tarihten bile rahatsızım diyen kitleyi memnun etmek için yer yer sünnet edilmiş bir tarih öğretisi karşımıza çıkmakta; 

Mesela, evladı Fatihan?ın Avrupa?da hunharca katledilmesinin derslerde yeterince  yer almaması, bu acı olayın yüzüncü yıldönümünün Batılıları rencide etmemek için geçiştirilmesi, 

Birinci Cihan harbinde Ermeni - Rus zulmüne maruz kalan ehli Müslüm?ün yakılması koca Van şehrinin yıkılması gibi önemli konuların üstünden sükutla geçilmesi, Milli Mücadele ruhundan rahatsızlık duyanlara jest olsun diye Mustafa Kemal Atatürk?ün ve silah arkadaşlarının rolünün itibarsızlaştırılması, hatta neredeyse koca Çanakkale Savaşı?nı tarihten silme çabası, Kurtuluş Savaşı?nı Yunan?a karşı verilmiş mücadele gibi gösterme çabası?

Turan kelimesinden ödü patlayanları hoş tutmak için koca Türkistan?ı görmezden gelmek Milli Eğitim Bakanlığı?nın faaliyetleri içerisindeki çok fazla sorunlardan sadece bir kaç tanesidir.

Oysa tüm sıkıntılı dönemlerde ülkemiz içinde bulunduğu en ağır zamanlarda milli manevi duygularla beslenmiş olanların yüksek ruhla gerçekleştirdiği kahramanlıklarla zafere ulaşabilmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan?ın ?milli ve yerli? kadrolar vurgulamasının altındaki hakikat da bu gerçekliği yansıtıyor kanımca?

Türkiye olarak  yaşayarak gördük ki din kisvesi altında hücrelerimize kadar yerleştikten sonra Devleti ele geçirme teşebbüsünde olanların milliyetçi kesimi hasım görme sebebi de soylu Türkistan?ın şeref destanı olan Ergenekon destanından sözde terör örgütü yaratma çabaları da  bu topraklarda son milliyetçi kalana kadar Vatan Devlet Bayrak için mücadele edeceği gerçeğinden duydukları korkuydu?

?Şehidler Ölmez Vatan Bölünmez? söyleminden rahatsız olanlara inat bu mübarek topraklar için şehit olmak  ve koşullar ne olursa olsun Vatanı böldürmemekte yeminlidir vatanperverler.

Çünkü ?Mefkûreler taarruzîdir. Tedafiî mefkûreye mefkûre değil, miskinlik derler.?

Miskinlik  ise ?Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım? diyerek tarih yazan ,

kükremiş sel gibi bendini çiğneyerek aşan Türk milletine yakışmaz?

?Geniş maarif, büyük sanayi ve kuvvetli ordu?

Bunlar millî mefkurenin aletleridir. 

Millî mefkûreye bunlar sayesinde varılır.?

Bir milletin en büyük lojistiği onun mefkûresidir.

Ama ve lakin milli mefkûreye sahip liyakatli insanları üst düzey yönetim kadrolarında, üniversitelerde pek göremiyoruz.

Özellikle milli eğitimin üzerine bu konuda ciddi vazife düşmektedir.

Milli menfaatleri temin eden, Devletin bekası, ülkenin güvenliği ve bölünmez bütünlüğü gibi en ali değerler eğitim camiasının gayretli çalışmaları sayesinde halka tahsil kurumlarının en alt basamaklarından itibaren öğretilmelidir.

 Üniversitelerde karşılaştığımız kamu malına zarar verme olayları, teröre destek veren gruplar kontrolsüz kitlenin ?gönüllü himayedarları? sayesinde palazlanmışlar.

Herkese  bu ülkede istisnasız olarak tüm vatandaşların tek hamisinin Devlet olduğu gerçeğini öğreten de eğiten de Milli Eğitim olmalıdır?

?Biz Türk gençliğine geniş ve büyük mefkûresini gösterdiğimiz zaman artık yabancı propagandaların tesiri kalmayacaktır.?

Afrin çıkarması ve bu harekâtın ilk şehidi olan rahmetli Musa Özkaral şehadetinden önce yazdığı ?Biz aşkı, Vatan için canını verenlerden öğrendik? notu ile ?Türkmenelindeki balalara kreş, çocuk bahçesi yapılması? vasiyeti ile bize kimsenin veremeyeceği en güzel dersi verdi aslında.

İki yıllık evliliğinin dokuz ayını Türkiye sınırındaki en tehlikeli bölgelerde geçiren, geriye beş aylık küçük yavrusunu ve acılı ailesini bırakan şehidimiz bize Vatan sevgisini, hayatı öğretti.

?Hayat bir ileriye doğru atılıştır. Atılamayan, yerinde sayan geriliyor demektir. Ve gerileyenler ise ölüme mahkûmdur.?

 Vatanın gerilememesi için ölümü göze alanlara selam olsun?

?Gençlik kanlı canlı, çok yüksek bir mefkûre ister. Gençlik kahramanlık göstermeye çok isteklidir. Onun bu isteğini Türk Irkının istikbali için en doğru olabilecek yola sevk etmek lâzımdır. Bu sağlam ırkın istikbali açıktır. Ona yalnız hedefini göstermek ve ?Marş marş? kumandasını vermek kâfidir.?

İstikamet Kızıl Elma; marş Mehmed?im marşı?

Nefer Şehid

Ordu Gazi 

Türkiye muzaffer olacak?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —