Gözlerimizi dünyaya bedensel ve ruhsal açıdan tertemiz olarak açıyoruz. Ancak başta ailemiz olmak üzere sosyal çevremiz ve eğer sürdürülebilir olmasını sağlayabildiysek aldığımız eğitim, bizim toplum içerisindeki davranış ve kültürel bakış açımızı belirliyor.
5 Haziran Dünya Çevre Günü ile de hem ülkemizde hem de dünyada çeşitli etkinlikler ile temizliğe ve çevreye dikkat çekilmeye çalışıldı.
Temizlik bizlere armağan edilmiş bu güzel tabiata ödememiz gereken bedelin olmazsa olmazıdır. Kadim kültürümüz temizlik kelimesine çevre temizliğinin yanında çok daha başka anlamlar da yüklemiş bu konu ile ilgili deyimler dilimize pelesenk olmuştur. Vicdanım temiz, temiz iş çıkardık, borcum temizlendi, hayatımı temize çekiyorum, temiz bir sayfa açıyorum? gibi olumlu mesajlar her zaman hayatımızın içinde yer almıştır.
Ama, bizim asıl dikkat çekmek istediğimiz konu; ?Aslan yattığı yerden belli olur? atasözündeki temizlik kavramı olsa gerek. Başka bir atasözümüz ile de ?Evini temiz tut misafir gelebilir, kendini temiz tut Azrail gelebilir? denilmektedir. Yani burada aslana temiz olmaktan başka bir şans verilmemiş kültürümüzde temizlik konusunun altı kalın kırmızı kalem ile çizilmiştir.
Peki, köklü bir medeniyetten gelen bizler acaba, temizlik konusunda gerektiği gibi davranabiliyor muyuz?
Takvimler 2018?i gösteredursun ülkemizde deodorant reklamında Orhan Gencebay bir otobüse ter kokusuyla binmiş bir gence ?Deodorant kullan? diyor, duş almak yetmez diyor. Hiç kimse dört dörtlük olmamakla birlikte, çevresini tiksindirecek nitelikteki davranışlarını uluorta sergilemek ayrıcalığına da sahip olamaz, olmamalıdır.
Yere tükürme, ey vatandaş
Nisan ayında bir Pazar sabahı misafirimle cadde üzerindeki balkonumda kahvaltı yapalım dedim, yapmaz olaydım. Abartmıyorum, kahvaltı süresince sabahın erken vakti sokaktan geçen beş kişiden dördü ya yere tükürdü, ya aksırdı, ya sümkürdü de geçti. Balkonuna oturup tırnak kesenleri saymıyorum bile.
Parklarda evcil hayvanlarını tıraş edip, benden sonra o banka bir yaşlı bir engelli bir çocuk gelip oturabilir diye düşünmeyenlere ise söyleyecek hiçbir sözüm yok. Temiz insan olmak konusundaki değerlerimizi ne zaman yitirdik veya bu değerlere hiç sahip olduk mu? Gelir düzeyimiz artmasına arttı ama neyimiz baki kaldı?
Dünyada yapılan bir araştırmada el yıkama konusunda ülkemiz yüzde 76?lık oranıyla ilk sırayı alıyor. Evlerimizin içinin temiz olduğundan hiç şüphemiz yok. Ancak hemen evimizin önü, sokağımızın başı maalesef kirli. Atıklarımızı çöpe atarken özensiz davranıyoruz. Hala şehrin ortasında arabamızdan izmarit, pet şişe ve çeşitli ambalajları rahatlıkla atabiliyoruz. Ortak alanlardaki tuvalet ve lavaboları nasıl olsa bir daha gelmeyeceğim mantığı ile kullanıyoruz. O güzel son model arabalarımızda çocuklarımızın yanına sigara içmeye devam ediyoruz.
?Medeni insan bulunduğu yeri imar eden insandır?
?Medeni insan, bulunduğu yeri hem maddi hem de manevi ve kültürel olarak imar eden kişidir? diyorum. Aldığımız eğitim ve öğretim, aile terbiyesi ile birleştiğinde topluma faydalı bir insan yapar bizleri. Komşularımıza, iş ve okul arkadaşlarımıza karşı davranış ve söylemlerimiz bizim insani duruşumuzu ve toplumdaki yerimizi belirler.
Bir köy öğretmeninin görev yaptığı okulundaki öğrencilerin eğitim ve öğretimi kadar, okul çevre düzenlemesi ve bakımını ile ilgilenmesi onun medeni duruşunun bir gereğidir. Şehirlerdeki apartman bahçelerinin bakımsız olması, orada yaşayanların hayata ve çevreye bakış açılarıyla yakından ilgilidir. Bireysellik önemlidir, ancak sadece kendimize faydalı bir bireysellik toplumsal hayatımıza zarar verir hale gelebilir.
Hepimiz hepimizin manzarasıyız
Giyimimizle kuşamımızla, kişisel bakımımız, evimiz, sokağımız ile izlenmesi hoş bir manzara olmalıyız hiç tanışmadığımız güzel insanlara.
Suyun, sabunun bol olduğu, şıklık için gerekli tekstil mamullerinin ucuz olduğu günümüzde hem kişisel hem de çevre temizliğimize özen göstermeliyiz.
Daha temiz ve hijyenik bir dünya ve Türkiye için lütfen çevremize duyarlı olalım.
