Dr. Muzaffer Yurttaş


Hayattan çıkartılan dersler!

Hayattan çıkartılan dersler!


Okullar açıldı, eğitim sezonu başladı. Milli Eğitim Bakanımız güzel şeyler söylüyor. İnşallah hayal edilenler hayata geçirilir. İlk emri 'OKU' olan bir dinin mensupları olarak, eğitimin önemini biliyoruz. Okullar, derslikler, binalar yapmak önemlidir, ancak yeterli değildir. Buralardaki öğrencilerimize öğretimin yanında eğitimi, talimin yanında terbiyeyi, ilimin yanında irfanı verdiğimiz takdirde amaçlarımıza ulaşmamız mümkün olacaktır. Sadece kapı pencere, bilgisayar vb. ilgilenmeyin. Öğrenci okuldan ne aldı? Bunu değerlendirin.

Okulda başarılı olmak hayatta başarılı olmak anlamına gelmiyor. Okul dışında da öğrenmeniz gereken kocaman bir dünya var. Çocuklarımızın ve gençlerimizin hayata iyi hazırlanmaları gerekiyor. Okul bittiğinde, üniversite sona erdiğinde diploma çoğu zaman bir işe yaramıyor. Özellikle özel sektör tecrübe, sertifika istiyor. Diğerlerinden farklı olanı tercih ediyor. İşte okul yıllarında bu tecrübeleri elde edenler kolay yol alıyor. Hayatta en zor şeyler dersler değil. Dersler ve sınavlar dışında pek çok zorluklar ve çözülmesi gereken problemler sizi bekliyor. Problem çözmeyi severseniz hayatta engelleri kolay aşarsınız. Kısa ve kolay yoldan başarılı olmak mümkün değil. Çalışmadan başarılı olmak hayaldir. Başarının ilk şartı çok çalışmaktır. Hayatta başarılı olan insanlar üstün zekalı olanlar değil disiplinli ve gayretle çalışanlardır. Çoğu insan yattığı yerden masa başında para kazanmayı, okuldan mezun olduğu gün ofislerde işe başlamayı hayal ediyor ama işin sonu hiç de öyle göründüğü gibi olmuyor.  Bazı insanları gözlerinizde fazla büyütmeyin. Uzaktan havalı görünenler içine girdiğinizde kof bir balon olabilir. Unutmayın çabuk yükselenler çabuk sönenlerdir. Boş şeyler çabuk yükselir. Siz alın teri ile gayretle basamak basamak yükselmeyi hedef edinin. Başarılı ve mutlu olmak sadece çok para kazanmak anlamına gelmiyor. Hayatta çok daha anlamlı gayeler vardır. Yardım etme, inancını yaşama, ahlaklı olmak, şefkatli ve merhametli olmak gibi. Milli ve manevi değerlere sahip, mazisini bilen ve atiye en güzel şekilde hazırlanan gençliği en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. Şairin deyimi ile 'Orada kim var? denildiğinde, ben varım, benim olmadığım yerde kimse yoktur' şuurundaki gençliği yetiştirmek için var gücümüzle ve tüm kurumlarımızla birlikte bir çalışma ortaya koymalıyız.  Binaların maddi mimarlarından daha önemli olan cefakar ve fedakar öğretmenlerimize, büyük görevler düşmektedir. Değerleri keşfetmeyi ve çocukların yeteneklerini ortaya çıkarmak için çalışmalıyız. Veliler de sadece kendi gönlünden geçeni değil evladının yeteneklerini de dikkate alarak bir rota çizmeli, çocuğunun yeteneklerine göre bir seçim yapmasında ona yardımcı olmalıdır. Herkesin doktor, herkesin mühendis olması gerekmiyor ve zaten mümkün değil. İnsan Yetiştirmenin önemini biliyoruz. ?Bir yıl sonrasını düşünen ekin eksin, on yıl sonrasını düşünenler ağaç diksin, yüz yıl sonrasını düşünenler ise insan yetiştirsin? Geleceği düşünen bizler gençliğimizi en güzel şekilde gelecek asırlara ve yıllara göre yetiştirmeliyiz. Bir düşünür ?Bir insanı eğitmeye babaannesinden başlamak gerekir? diyor. Eğitim süreklilik ve ciddiyetle yaklaşım ister. Eğitim devlet politikası haline getirilmeli, her hükümetle birlikte sistem değişikliği aileleri ve öğrencileri allak bullak ediyor. Bir sistemde karar verip cesaret ve ciddiyetle devam edilmelidir. Bu ülkenin çocuklarına, hiçbir sorunun kalıcı, hiçbir sorunun çözümsüz olmadığını görmelerini sağlamalıyız. Bizim çocuklarımız, kendi öz değerlerinden, kendi tarihlerinden, kendi medeniyetlerinden aldıkları ilhamla, evrensel değerleri özümseyerek, inşallah bu coğrafyada tarihi çok farklı şekilde yazacaklardır. Gençliğimiz bir pergel gibi bir ayağını Anadolu?ya sabitleyecek ama diğer ayağı ile dünyayı dolaşacak. Mevlanayı bildiği gibi İbni Arabiyi de Malcol X de bilecek. Yunus Emre?yi tanıdığı gibi Edison?u da okuyup anlayacak.

Bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar saygın, üstün özveri, sevgi ve fedakarlık gerektiren, sınırları okul ve sınıf duvarlarıyla çizilemeyecek, zil ile başlayıp bitmeyecek kadar ağır bir sorumluluk gerektiren, bilgelik mesleğinin temsilcilerine ne kadar teşekkür etsek azdır.

Eğitim sorunu çözülmeden başka sorunlar çözülemez. Eğitim sorunlarını çözen uluslar, kültür, bilim, sanat, teknoloji ve sosyo-ekonomik alanda da kalkınmış ve ilerlemiştir. Eğitime gerekli önemi ve hassasiyeti göstermeyenler ise başka ulusların kölesi oluş ve geri kalmışlıktan kurtulamamıştır. Eğitimin olduğu yerde terör, zulüm, adaletsizlik olmaz. Unutmayalım ki, mürekkep damlalarının akmadığı yerde kan damlaları akacaktır.

Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir. Kadim değerlerin günübirlik çıkarlara feda edildiği günümüzde bu kutlu sanatı en güzel biçimde icra etmek durumundayız. Bunun için de heyecanımızı diri tutmalı ve ideallerimizi yeniden kuşanmalıyız.

Kazanılması gereken asıl büyük servet; para, şöhret ve makamdan öte erdem ve bilgeliktir. Yüreğimizi, ruhumuzu en büyük erdemlerle tezyin ve teçhiz etmeli ve bu amaçlarımızdan vazgeçmeden yolumuza devam etmeliyiz. Evrensel medeniyet kulesi de hiç şüphesiz bu onuru taşıyan fedakâr ve cefakâr öğretmenlerimiz sayesinde yükselecektir.

Tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum. Öğretmen ve idarecilerimize hayırlı bir eğitim ve öğretim yılı temenni ediyorum. Velilere ve öğrencilerimize hizmet eden tüm çalışanlar yaptıkları ve yapacakları güzel çalışmalar, özveri ve fedakarlıkları için teşekkür ediyorum.