Mısır?ın meşru ve demokratik seçimle iş başına gelen ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursî?nin, 6 yıldır tutukluluk hali devam ederken idamla yargılandığı süreçte mahkeme salonunda vefat etmesi, bütün Müslümanlarda derin üzüntü ve teessüre yol açmıştır. O şahit olduklarıyla, bizi ve bütün insanlığı şahit kıldıkları ile bir şehittir. Allah, şehid Muhammed Mursî?ye rahmet etsin. Mekânı cennet olsun. Başta tarifsiz acıların sınavından geçen ailesinin ve bütün Müslümanların başı sağ olsun.
Mursî, inançlı, samimi siyaseti, sözleri ve icraatlarıyla Mısır?ın demokrasi ve millî iradesinin, barışının, kardeşliğinin, özgürlüğünün, istiklâl ve istikbalinin, maddî manevî kalkınmasının gayreti içinde olmuş ilk meşru cumhurbaşkanıdır. O, bu vasıflarıyla Mısır?lıların ve bütün bir İslâm dünyasının umudunu, güvenini, cesaretini, azmini çoğaltmış, benliğini, haysiyetini temsil etmiş, zalimlerin kalbine korku salmıştır. Stratejik önemi bakımından Mısır?a egemen olmak isteyen emperyalist güçler, Mısır?ın kendi gücü, dinamikleri, ufku, hayaliyle var olmasından korkuya kapılmış, ihanetin öncüsü işbirlikçi Sisi aracılığı ile yaptıkları bir darbeyle Mursi?yi devirmişler, vesayet rejimine tekrar dönmüşlerdir. Mısır?ın zalim bir karanlığa, açlığa, sefalete, boşluğa, esarete çekildiği o kanlı dönemlerde asıl darbe Mısır?ın aşkına, umuduna, inancına, özgürlüğüne yapılmıştır. Mısır?da binlerce insanla birlikte asıl katledilen özgür irade, insan hakkı, insanlık onuru olmuştur.
Mısır halkının özgür iradesiyle demokratik yolla seçtiği ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursî?nin, mahkeme salonunda kendini işbirlikçi diktatörlere karşı savunurken vefat etmesi bile çok anlamlıdır. O yaşadığı bütün acı ve işkencelere rağmen son nefesine kadar zalimler karşısında asil ve onurlu duruşunu asla bozmamıştır. Bu duruşuyla Hasan el Benna?larda, Seyyid Kutup?larda olduğu gibi başta genç kuşaklar olmak üzere Mısır?ın bütün imanlı ve özgürlükçü halkına, imanın izzetini, direncini, dirayetini yenilenmiş bir bilinç ve asla teslim olmayan bir ruh haliyle miras bırakmıştır. Anlaşılan vesayetçi alçak darbecilerin 6 yıldır zindanda tuttukları Mursî, yaşadığı ağır sağlık problemleri için tedavi imkânı bile bulamamıştır. Mursî, en temel insan haklarından bile mahrum edilmiş, bizce şüpheye gerek bırakmayacak açıklıkta bir suikasta kurban giderek şehit olmuştur: Mursî, sinsi Sisi?nin profesyonel katilleri tarafından öldürülmüştür!
Mursî?nin maruz kaldığı muamele, bütün bir insanlık vicdanına, onuruna, insan haklarına, insanlığın hür iradesine, özgür seçimine, bağımsızlığına, hoşgörüsüne, bölgenin ve ümmetin kadim, köklü değerlerine karşı yapılmış saldırıdır. Mısır?a ve Mursi?ye yapılan darbe ve zulüm, Filistin?e, Gazze?ye, Libya?ya, Yemen?e, Türkiye?ye, bütün Ortadoğu?ya yapılmış bir darbe ve zulümdür. Eğer Mısır, Mursî başkanlığında idareye dönüştürdüğü iradesini sürdürmeyi başarsaydı, kıtalar ötesi bulduğu destekle azgınlaşan Siyonizm ve emperyal güçler, doğalgaz havzası ile Akdeniz dâhil Ortadoğu?da bu kadar fütursuz ve küstah hareket edemezlerdi. Mısır?da yapılan darbe, örgütlü zulmün, adalet talep ve duygusunu yok etme, vesayetçi seçkinciliğin yerli değer ve tutumu hor görme, Siyonist emperyalistlerle iş tutan satılmışların ümmetin istiklâl ve istikbalini emperyalistlere peşkeş çekme, Mısır halkını yerel ve evrensel Firavunların kölesi yapma, servetlerini yağma, zenginliklerini talan etme, bütün bir coğrafyayı işgal, insanları esir etme operasyonudur. Bu operasyon imana, ahlâka, özgürlüğe, İslâm?a, tarihe, kadim değerlere, kültüre, demokrasiye yapılmış aleni, alçak, vahşi, aşağılık bir saldırıdır.
Bütün bir Mısır?ın, ümmetin, bütün mazlum coğrafyaların vicdanında derin yara açan, derin bir yara olup kanayan Mısır gerçeği, söylem düzeyinde de olsa Batı?nın, demokrasi ve insan hakları sahtekârı ve yalancısı olduğunu çok iğrenç bir şekilde bir kez daha göstermiştir. Mısır?da halkın özgür iradesiyle seçilmiş başkanı Mursî?ye karşı yapılan darbeyle başlayıp, en az beş bin kişinin bütün dünyanın gözü önünde katledilmesiyle süren, binlerce İhvan mensubu ve demokratın tutuklanıp çoğunun idamla yargılanması ve idam edilmesiyle devam eden, son olarak Mursî?nin yıllardır tek kişilik hücrede, ağır koşullarda tutularak yargılandığı sırada mahkeme salonunda şehit olması ile bir kez daha gündeme gelen zorbalığa ses çıkarmayan Batı, başka yerlerdeki örneğin Türkiye?deki demokratik gelişmeleri engellemek için terörü ve kanlı darbe girişimlerini desteklemekte, himaye etmektedir.
Ancak hiçbir kuvvet ilahî adaletten ve tarihten daha güçlü değildir. Mısır?da da, diğer bütün mazlum coğrafyalarda da er geç Firavunlara karşı Musa?lar, Nemrutlara karşı İbrahim?ler, Ebu Cehillere karşı Muhammed?ler çıkacak, ilahî adalet tecelli, insanların özgür iradesi tahakkuk edecek, bu cuntacı zorbalardan mutlaka hesap sorulacaktır. İnsan ve toplumun var oluş gerçekliği bu kadar zulmü kaldırmaya dayanamaz. Bu sancılı sessizlik, bu kadar infiali daha fazla bastıramaz. Mursî?nin cenazesinin bile ailesine verilmeyerek, adeta kaçırılırcasına aile kabristanı dışında bir yere defnedilmesi darbeci alçakların korkusundan kaynaklanmaktadır. Kâfirler korktukları varlığımızdan bizi öldürerek kurtulacaklarını sanıyorlar, ancak ölülerimizden bile korkuyorlar. Şehitlerin ölümü, nice dirilişleri beslemiştir, besleyecektir. Şu anda çok derin dip dalgalarla bütün bir Mısır?ın ve ümmet coğrafyasının kalbinde kaynayan haklı öfke, hiçbir diktatörün karşı koyamayacağı kaynama ve kabarma içindedir. Zalimler, akıttıkları kan ve gözyaşıyla kendi cehennemlerine odun taşımaktadır.
Muhammet Mursî?ye Allah?tan rahmet, bütün Müslümanlara başsağlığı diliyor, onun şehadetine sebep olan Sisi diktatörlüğünü şiddetle kınıyoruz. Mursî?nin, ölümün bile bozamadığı imanlı, şahsiyetli duruşu ile yeniden alevlenen özgürlük meşalesi, zulmün koyulaşan karanlığını paramparça edecektir. Mursî?nin ölümü bütün bir Mısır?ı yeniden diriltecektir.