Şakir Sarıçay


Ekonomi, siyaset ve havalar sıcak

Ekonomi, siyaset ve havalar sıcak


Sanki mevsimler gecikmeli geliyor artık. Haziran ayında Mayıs?ı yaşayıp, İlkbaharın keyfini sürerken, ani yağışlar ve sel baskınları ile insanımız ve tarım alanlarımız zarar görüyor. Ekonomi ve siyasette de inişli çıkışlı bir grafik çiziyoruz. Son günlerde iyice artan hava sıcaklıkları sanki ekonomimizi ve siyasetimizi de ısındırdı.

Geçen yıl bir papaz olayı ile başlayan döviz kurlarındaki hareketlilik ülke ekonomisindeki pek çok dengeyi altüst etti. Özellikle reel sektör yatırımlarını erteleme yoluna gitti. Piyasa nakit akışındaki sıkışıklık firmalarımızı oldukça zorlamaya başladı. Bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin Türkiye?ye karşı gümrük vergi oranlarını artırması teknolojik ürün ihracatımızda sıkıntılara yol açtı. Girişimcilikte mahir olan Türk iş adamları o ülkelerde yerli firmalar ile ortaklıklar kurarak üretimlerine devam etmeye başladılar. Döviz kurlarındaki aşırı dengesizlik firmaların sağlıklı karar almasını olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor.

Tüm dinamikleri ile ekonomi bir ülkenin adaleti kadar hayat damarıdır. Adalet olmayan yerde ekonomi olmaz, ekonomi olmayan yerde de sağlıklı siyaset yapmak mümkün değildir. Son dönemde siyasetteki savrulmalar ve yerel seçimlerde önemli şehirlerin muhalefet partilerinin yönetimine geçmesi, gelecekte siyasetin yönünü belirleyeceğe benziyor. Sonbaharda kurulması gündeme gelen yeni siyasi partiler ile Türkiye siyasetinin yön değiştireceği anlaşılıyor.

Her on beş-yirmi yılda bir yenilenen Türkiye siyaseti ve ekonomisi bu yaz sonunda yeni ufuklara yelken açacağa benziyor.  ?Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil? mevsimine yaklaşıyoruz. Artık ?Yeni şeyler söylemek lazım? diyenler çoğalmaya başladı.

Köy ve tarım toplumundan tamamen çarpık Da olsa şehirleşen bir toplumsal yapıya geçtik. Günümüz gençliğine eski söylemler ve fikirler ile yön vermek mümkün değil artık.  Yeni siyaset dilinin de bunun üzerine kurulması ve siyasetçilerin gençleşmesi gerekiyor. Artık her yıl seçimlere giderek toplumu politize etmek hem ülke ekonomisi, hem de toplum sosyolojisi üzerinde tamiri zor ayrışmalara yol açmaktadır.

Ekonomi ve siyaset ayrılmaz ikilidir. Bir ülkede ekonomik dengelerin bozulmasının faturası her zaman siyasi karar alıcılara çıkarılmaktadır. Bu sonbaharda ülkemizdeki siyasi gelişmeleri hep beraber bekleyip göreceğiz.