Haşim Akten

Tarih: 24.03.2020 08:20

Koronavirüs mü tehlikeli yoksa koronadiziler mi?

Facebook Twitter Linked-in

Gel Dese Aşk... Yazıma böyle başladığım için üzgünüm. Bu ATV’nin ve maalesef Osman Sınav’ın yönetmenlik koltuğunda oturduğu dizinin adı. Rezil bir dizi. Rezil İvedik filmlerini çok gerilerde bırakacak kadar iğrenç bir dizi. İzlemedim. İzlemem de. Zira dizinin konusunu yazmak bile iğrenç. Müslüman mahallesinde salyangoz satmak buna derler işte. Peki tepki koyan var mı? Rtük’e şikayet eden var mı? Sayı vermeye gerek var mı? Malumunuz azınlık. Sanki bu ülkede inancını ve törelerini galeye alan bir avuç azınlık. “Amaaan canım” diyenler ise sayamayacağımız kadar çok. Bizim insanımız izlemiyor ki diyebilirsiniz. Eğer böyle bir cümle kurarsanız ben de derim ki; Erzurumlu’nun, Konyalı’nın, Urfalı’nın Çanakkale’de ne işi vardı? Bu ahlaksız saldırının Çanakkale’yi geçmek isteyen İngilizden, Fransızdan hiçbir farkı yoktur.

Beyler Allah aşkına ne oluyoruz. Kimse banane deme durumunda değil. Nasıl ki hasta olmasanız bile toplumu korumak için “EVDE KAL” tavsiyesine uyuyorsanız. Bu ahlaksız dizilere de sessiz kalamazsınız. Sessiz kalırsanız. Koronavirüsten daha beter bir şekilde ahlaksızlık tüm ülkeyi ve gelecek nesillerimizi saracaktır. ATV’nin yan kuruluşu olan A Haber’i hiç kaçırmayanlar nasılsınız? Mutlu musunuz? Hükümetimizi destekliyor diye öyle mi? Bunların desteği kendilerine kalsın. Biliyor musunuz ülkenin en büyük ihalelerini alan firmanın kim olduğunu? Gerçekten ne oluyoruz beyler, hanımlar…

Evet çağın silahı sinema filmleri ve diziler. Bu silahı bizim hayra kullanmamız gerekmiyor mu? Canım ATV’de 'Kuruluş Osman' da var diyebilirsiniz. Fayda ve zarar hesabını yapmaya gerek var mı? Dibine kadar zarar.  Bir yandan tarihimizle övünürken diğer yandan nesillerimizi kaybediyoruz. Gel Dese Aşk dizisindeki ahlaksızlığın sembolü oyuncular tarihiyle övünsünler artık. Buna ne zaman dur denecek? Bu ve buna benzer filmler ve diziler KORONAVİRÜS’ten daha beter bizi yok etmekteler. Koronavirüs bedenlerimizi öldürebilir. Hatta böyle acı verici bir hastalıktan dolayı ölürsek şehit hükmünde bile sayılabiliriz. Belki çekilen bu hastalık günahlarımıza bile kefaret olabilir. Ama bu dizilerin yayacağı ahlaksızlık ise ruhumuzu öldürür biz ve nesillerimiz cehennemin dibini boylayabiliriz.

Yazıklar olsun sana Osman Sınav. Milliyetçiliğini üç kuruş paraya mı sattın yoksa. Var mı Türk’ün töresinde böyle ahlaksızlık. Kızının arkadaşına göz diken bir Türk nerede görülmüş? Ama sizin sayenizde bundan böyle görülecek herhalde. Allah korusun.

Yetkililere sesleniyoruz. Aldığınız hızlı kararlarla Koronavirüs tehlikesiyle çok büyük başarıyla mücadele ediyorsunuz. Teşekkür ediyoruz. Alkışlıyoruz. Ama “Evde Kal” sloganıyla evlerine kapanan bu insanlar maalesef bu dizileri seyrediyorlar. Farkında mısınız? Dışarıda koronavirüs, içeride 'Koronodiziler.' Siz söyleyin, bir akıl verin. İçerisi mi? Dışarısı mı? Biz demokratik bir ülkeyiz isteyen izlemesin derseniz eğer. İnsanların iradesine bırakacaksanız eğer öyleyse neden koronavirüs için insanlara güvenmiyorsunuz da bir yığın tedbir alıyorsunuz. Hatta belki de bu yazı yayınlanmadan belki de sıkıyönetim ilan ederek zorla insanları evlere kapatacaksınız. Evet belki de yapmanız gereken budur. Uyarız, hatta alkışlarız ama bu ahlaksız dizilere verdiğiniz hürriyete asla uymayacak ve itiraz edeceğiz.

Sözüm sadece yetkililere değil tabii ki. Biz ne yapıyoruz halk olarak. Hakları bulunan vatandaşlar olarak. İnançları ve töreleri olan bizler ne yapıyoruz gerçekten. Yoksa Töre denince aklımıza sadece Töre cinayetleri mi geliyor? Hayır hayır. Bizim törelerimizde cinayet asla yoktur. Bu Yeşilçam filmleri ile bize yutturulan ve artık varmış gibi ruhumuza kabul ettirdikleri cehaletten başka bir şey değil. Bu cinayetler Töre cinayeti değil, cahillik cinayetidir. Bizim törelerimiz muhteşem bir medeniyeti kuran insani ve ahlaki değerlerimizdir. Töre bizi biz yapan değerlerimizdir. Biz Mevlanayız… Biz Yunusuz.. Yaradılanı Yaradan’dan ötürü seveniz. Ne oldu bize ki kendi törelerimizi kendi ellerimizle yok ediyoruz.

Bakıyorum da sosyal medyada kızanlar, kampanya başlatanlar var. Ama kimse biz de film yapmalıyız. Biz de dizi yapmalıyız düşüncesini taşımıyor. Yapılan tarihi filmleri ve diziler için bizim çocuklara teşekkür ediyoruz. Ama hayatın içine giremeyiz tarihi dizilerle. Senaryolarımızda bugünkü toplumun yanlışlarını ve olması gerekeni işlemedikçe bir etkimiz olamaz. Sadece övünç kaynağımız olur o kadar. Bize övünmek değil ahlak lazım, takva lazım.

Hani nerede? Bizden kimse var mı hezeyanlarıyla konuşanlar yazı yazanlar. Kendini beğenmişler. Yapılanları görmeyenler, göremeyenler. Kenara çekilin de halkımız bir şeyler yapmış ve yapacak olanları görsün. Belki yetkililer de uyanır da bir şeyler yapabilecek olanlara kapılar açarlar. Her gün eş değiştiren ve bunu böbürlenerek anlatanlara sanatçı denildiği ve en özel yenlerde ağırlandığı bir zamanda hayatını bu uğurda feda edenleri görmezden gelinmesi insanı kahrediyor. Bugün Sağlık Bakanımız ki kendisine binlerce teşekkür ediyoruz. Koronavirüsle mücadelede ilaç, tıbbi cihaz kim ne yapacaksa destek vereceğiz dedi ya. Ben de sayın Kültür Bakanımıza diyorum ki ahlakımızı, maneviyatımızı kaybetmemek için kimler ne yapabilir bir araştırsanız ve destek olsanız. Bırakın bu ahlaksızların sanat ölçülerini bizim törelerimize uygun ölçü kim de var sağınıza solunuza bir baksanız..

Herkese tekrar soruyorum. Dışarıda Koronovirüs, evde ise Koronodiziler. Hakikaten söyleyin hangisi daha tehlikeli?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —