Haşim Akten


Bu Nasıl Bir Nobranlık Böyle!

Bu Nasıl Bir Nobranlık Böyle!


Haber sitelerinde ve TV ekranlarındaki haberi dehşetle gördüm ve Ülke TV’deki programın tamamını videosunu izledim. Her ne kadar Ülke TV yayınındaki bu nobranlık için özür diledi ise de bu sözler unutulacak gibi değil. Hem de bir hanımefendi tarafından söylenmiş olması bu nobranlığı daha da çirkinleştiriyor. Her ne kadar Kanal 7 ve Ülke TV konuyla ilgili özür yayınladılarsa bile konu, Türkiye’nin gündemine oturdu. Sayın Cumhurbaşkanımızın veya kimsenin doğru dürüst okumadığı internet sitelerindeki makalelere bile cevap yazan Cumhurbaşkanlığı sözcülerinin Kanal 7 gibi büyük bir TV kuruluşunun haber kanalı Ülke TV’de yapılan bir yayında söylenen bu nobran sözler için konuyla ilgili bir açıklama yapması gerektiği kanaatindeyim. “Devletimiz vardır. Eski Türkiye yok. Artık muktedir bir iktidarımız var. Hukuk içerisinde devletimiz gerekeni yapacak güçtedir. Vatandaşlarımızı bu konuda uyarıyor sakin olmaya ve hukukun dışına çıkmamaya davet ediyor ve yapılan bu konuşmayı tasvip etmediğimi beyan ediyorum” denmesi lazım gibi geliyor bana. Yoksa bilinçsiz insanlar, Sevda hanımın söylediklerini yapmaya kalkışırlarsa bir iç savaşın tetikleyicisi olabilir. Dış güçler de bunu bir fırsat bilip provakasyonlar yapabilirler. Kim kimi vuracak? Kimin suçlu olduğuna insanlar kendileri mi karar verecek? Halktan bazıları bu açıklamayı kendilerine siper ederek belki de şahsi husûmetleri olanları veya siyasi rakiplerini “darbeciydi vurdum” diyerek silahlarını çeker birbirlerini vururlarsa bunun müsebbibi kim olacak? Zaten TV ekranlarında, filmlerde, dizilerde bilgisayar oyunlarında öldürmeyi teşvik eden yapımlar bolca var. Bir de bu yetmezmiş gibi her gün haberlerde babası oğlunu vurdu, oğlu babasını vurdu. Adam sevgilisini eski karısını vurdu haberleri öldürmeyi günlük işler arasına koydu. Şimdi de bir bayanın bu insanı dehşete düşüren sözleri. Bu gündeme gelen sözlere yetkililer tarafından bir açıklık getirilmezse toplumda “demek doğrusu böyle” deyip herkes, katledeceği bir liste mi yapacak? Sevda Noyan, “listemde bizim sitede üç beş kişi var. Biz aile olarak hazırlıklıyız 50 kişiyi götürürüz” diyor. İnsanın kanı donuyor. 15 Temmuz günü acımasızca ellerinde sadece bayrak, dillerinde Tekbir olan halkı nasıl öldürüp birer mankurta dönüştükleri gibi biz de onlara mı benzeyelim. Eğer onlar Fetö terör örgütünün elemanları ise neden savcılığa şikâyette bulunmuyorsunuz? Onların suçlu olduğuna siz mi karar veriyorsunuz? Bu nasıl bir anlayış ve daha acısı nasıl bir Müslümanlık? Halkın 15 Temmuzdaki gibi bir karşı duruştan söz edilmiyor. Bir savaştan söz ediliyor. Sivil halkın kendince tespit ettiklerini öldürmekten söz ediliyor. “Liderimizi seviyoruz, kimseye yedirmeyiz” derken darbecilerin zihniyetiyle öldürmekten bahsetmenin neresi insani? Darbeci zihniyetle, bu zihniyet arasında ne fark kalır o zaman. Hani devlet, güçsüz, beceriksiz, süper güçlerin oyuncağı haline gelmiş ise. Hükümet basiretsiz ve ülkenin geleceğini tehlikeye atacak ihaneti veya beceriksizliği gösteriyorsa. Daha darbe olmadan bile tavrınızı koyarsınız. Ama bugün eğer sadece iktidar değil aynı zamanda muktedir bir hükümet ve liderle yaşıyorsak bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu zihniyeti sürdürerek, halkı tedirgin ederseniz, Allah korusun yarınlarda bir darbe girişimi olduğunda halkı sokağa dökemezsiniz. Bundan memnun olan da var olmayanda. Bu normaldir. Herkes sevecek ve kabul edecek diye bir şey söz konusu olamaz. Seçim var. Sevginizi orada ve miting meydanlarında gösterirsiniz. Böyle bir sevgi çok tehlikeli bir sevgi.

Türkiye, hâlâ darbe yapılabilinecek bir ülke ise; demek ki hâlâ başarılı olamayan bir yönetimin olduğu kanaatinin oluşması bile ürkütücü. Bunun böyle olmadığını kendimize ne zaman kabul ettireceğiz? Biz kendimizi ne zaman güvende hissedeceğiz sorularını sormadan edemeyeceğiz. Darbe ihtimali Fetö terör örgütü değil de başkaları tarafından gerçekleştirilmeye kalkışırsa, bunun tespitini kim yapacak? Kimi vuracağız?  Bugünlerde kendini bilmez zavallı birilerinin, sırf Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı sebebiyle alçakça darbe tehditleri yaptığı bir zaman diliminde böyle bir çıkış hiç de hoş olmamıştır ve bir bayana yakışmayan nobranlıktır. Halk tehdit altındadır. Sözlerimin arkasındayım diyen bu Müslüman bacımıza İslam’ın düsturlarının, kim kimi öldürebilir şer’î hükümlerinin anlatılması lazımdır. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da bu tesettürlü Müslüman bacımızı, böylece halkımızı aydınlatmaları gerekmektedir. Bosna katliamında Sırpların komşuları olan Boşnak kardeşlerimizi katlettikleri gibi bir manzara ile mi karşı karşıya geleceğiz. Komşularımızı mı öldüreceğiz. Suçlu var ise hesabını mahkemeler sormalıdır. Kendinize gelin sayın Noyan. Size yakışmayan bu tavrınızın arkasındayım açıklaması yerine, bu açıklamam çok yanlış şeylere sebep olabilir. Pişmanım deyip özür dileyin. Fetö denen ABD uşaklarına halkımız gereken dersi vermişlerdir ve yine verirler ama bu üslûp çok tehlikeli bir üslûptur biline. Ülkemizi ABD’ye satmaya kalkışan hain Fetö’nün ağına bilmeden düşmüş olanları daha da düşmanlaştırmak, ötekileştirmek yerine kazanmanın yolunu bulmalıyız.

Sayın Noyan’ın katıldığı programdaki sinema filmi projesine çok sevindim. Noyan ailesinden beklenecek olan da budur. Muhterem hanımefendiye sormak isterim. Ülkemizde tek tehlike sadece Fetö terör örgütünün darbe yapması mıdır? Ramazan ayının ilk günü 18 yaş altı çocukların ahlaksızlığını ve eşcinselliği anlatan bir dizi yayına girdi. Sizce şeytani bir saldırı değil midir? Benzeri diziler ve filmler tehlike değil mi? Halkın çok sevdiği Cumhurbaşkanımıza bu konuda bir şeyler ilettiniz mi? Darbe konusu kadar önemli görmüyor musunuz yoksa? Darbeyi sinemalarda, TV ekranlarında ve sosyal medyada çoktan başardılar farkında değil misiniz? Biran evvel filminizi ve dizilerinizi çekin. Bu darbe söylentileri fasa fisodan başka bir şey değil. Ama bu korona virüsünden daha tehlikeli filmler ve dizilere bir çare bulunmazsa geleceğimiz tehlikede. O çare nasıl ki korona virüsü için kim ne yaparsa devletimiz destek veriyor ve doğru yapıyorsa milli ve yerli kültürümüz için çabalayanlara da destek verilmelidir. Yakın bir gelecekte Allah korusun darbe yapmaya gerek kalmadan ahlaksızların, eşcinsellerin, kumarbazların bakan olup devleti yönettiğini göreceğiz. Bunu hiç unutmayın.

Merak etmeyin artık devletimiz darbeleri durduracak güçtedir ve artık ülkemizde darbe yapacak kimse kalmamıştır. Bir Müslüman olarak insanlarımızı ikaz ediyorum. Doğruya doğru yanlışa yanlış demediğimiz sürece hakikati bulamaz ve ülkemizde adaleti tesis edemeyiz. Asıl meselemiz inançlarımızın taklitten ibaret kalarak zayıflaması o kutlu kültürümüzün yozlaşmasıdır.

Şu unutulmasın ki kim ki devlet başkanımız olan Recep Tayyip Erdoğan’a ve iktidara darbe yapmaya kalkışırsa yine karşısında bizi, yani halkı bulacaktır. Ama böyle değil. 15 Temmuzdaki gibi. Kim iktidarı beğenmiyorsa parti kurar seçime girerek halkın huzuruna çıkar. Bu ülkede bu çağda başka türlü artık yok.

Korona sebebiyle ihtiyarlığım devletimiz tarafından tescillendi. Bunca olaylar, darbeler görmüş birisi olarak herkesi sükûnete davet ediyorum. Vesselam.