Döndüm baktım ardıma, Bayrak her an zirvede
Gidişin şanlı idi, yağmur vardı mayısta
Melekler tarıyorken o kıvrım saçlarını
Ülkü denen o genç kız, seni sordu mayısta
Bir kurşun değdi bele, bir yiğit ‘Allah’ dedi
Kuşlar çığlık çığlığa, dağlar taşlar inledi
Al yazmalı Anamın kulakları çınladı
“Can Oğlun Şehit oldu” demek zordu mayısta
'Karardı birden dünyam, gözümdeki bu perde
Doğrulmak istiyorum; neden ellerim yerde?
Kaldırın beni düştüm; hani dostlarım nerde?'
Yürekler yanıyorken, yağan kardı mayısta
Ateş düştüğü yeri yakarmış kavururmuş
Sen yoksan ya Yiğidim, rüzgâr bin savururmuş
Unutulmak insanı, can evinden vururmuş
Vefasızlık diz boyu, zaman durdu mayısta
‘Unutanlar unuttu, sevdiklerim üç-beşmiş
Kırk yıl geçti aradan, kalan tende ateşmiş
Gayrısı hepsi yalan, anne-baba-kardeşmiş’
Külün altında kalan, yanan kordu mayısta
Kanımız aksa da zafer İslam’ındır diyen biz
Kol kolaydık dünlerde, ak kefenler giyen biz
Hak yola zafer için, başımızı koyan biz
Bir sabah ayaz geldi, bize vurdu mayısta
'Anam benim gül anam, artık saçımı tarama
Kapıların ardında, can yavrunu arama
Duaların yeterli, ilaç olma yarama'
Anaların çığlığı, sanki nurdu mayısta
Kaç mayıs geçti sonra, yanan ateş sönmedi
Ebedi yolculuğa, giden geri dönmedi
Sabahlar hiç olmadı, gözde yaşlar dinmedi
Hasret yüklü bu gözler, neler gördü mayısta
Yeşil boyalı evin, bacası duman tütmez
Cıvıl cıvıl çocuklar, haneye neşe katmaz
Saksılarda çiçekler, neden sözünü tutmaz?
Tüller içinde o kız, hayal kurdu mayısta
Gündüz karardı birden, kara bulutlar çöktü
Bir kurşun hızla geldi, belden aşağı aktı
Konu komşu ilgisiz, sadece baktı baktı
Yiğidim yerde-zorda, alem kördü mayısta
Vefasızlık diz boyu, zaman durdu mayısta