Anamızdan emdiğimiz Aksüt gibi helal, Sütten çıkan akkaşık, Süt kadar bembeyaz benzeri atasözlerimize giren ve dünyaya ilk geldiğimiz andan itibaren ilk tanıştığımız gıda olan süt, ömür boyu sağlığımız ve gelişmemiz için en önemli temel besinlerden biridir.
Tarım ve Orman Bakanlığı Üniversitelerin Gıda Mühendisliği Bölümleri, ve Gıda Mühendisliği Odaları her yıl Dünya Süt Gününde halkımızı bilinçlendirmek için toplantılar yapıyor, broşürler dağıtıyor ve yayınlar yaparak süt tüketimin önemini vurguluyorlar. Ama bu yıl pandemi nedeniyle bu faaliyetler okul, cadde ve meydanlardan ziyade sosyal medyada yapılacak toplantı ve ikili sohbetler ile kutlanacak. Kutlamalar ile ilgili tanıtım afişlerinin paylaşımları günler öncesinden duyuruldu.
Önceleri 21 Mayıs’ta kutlanan Dünya Süt Günü, 2017 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) aldığı kararla 1 Haziran olarak değişti. Süt üreticileri, gıda bilim çevreleri ve Tarım Bakanlığı her yıl 1 Haziran’da sütün sağlığımıza faydalarını ve tüketimini artırmak için Dünya Süt Gününü kutluyor.
Ülkemizde üretilen sütlerin büyük çoğunluğunu inek sütü oluşturuyor. Koyun, keçi ve manda sütü yöresel olarak az miktarda toplanıp işleniyor. 2020 Mart ayında ülkemizde kayıt altındaki süt işletmeleri tarafından 878 bin ton inek sütü toplandı. Bu sütün 145 bin tonu içme sütü, 93 bin tonu yoğurt, 63,7 bin tonu peynir, 44,5 bin tonu ayran, 7 bin tonu tereyağı, 10 bin tonu süttozu, 3,4 bin tonu kaymak ve 2,6 bin tonu diğer çeşit peynir (koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynirler) üretilerek piyasaya sunuldu veya depolarda stoklandı. Bu rakamları aldığım TUİK, her üç ayda bir süt üretim istatistiklerini yayınlıyor.
Hepimiz için faydaları sayılamayacak kadar çok olan süt ülkemizde yeterince üretilen hayvansal ürünlerden biridir. Ülkemizde İzmir, Balıkesir, Burdur ve Konya gibi şehirlerimiz süt üretimi konusunda önde gelen şehirlerimizdir. Her gıda ürününde hijyen önemli olduğu gibi süt ve süt ürünlerinde daha da önemlidir. Sağlıklı koşullarda saklanmayan süt ve süt ürünleri çabuk bozulma ve bakteri üretimi konusunda oldukça hassastır. Onun için bu pandemi süreci sokak sütlerinin hijyen konusunu gündeme getirdi ve insanlarda ambalajlı ürünlerin güvenilir olduğu konusunda şüphe bırakmadı. Ülkemizde yılda kişi başı süt tüketimi 41 litredir. Avrupa ülkelerinin ortalaması 60 litreye göre az olsa da süt ürünleri tüketimimiz ile bu açığı telafi ederek rakamımız 270 kg’a çıkmaktadır.
Ulusal Süt Konseyi verilerine göre, dünya genelinde 150 milyon aile süt üretimi ile uğraşmakta ve ortalama 800 milyon ton süt üretmektedir. Dünyada üretilen sütün yüzde 83’ü inek sütü, yüzde 13’ü manda sütü, yüzde 2’si keçi, yüzde 1’i koyun, yüzde 0,4’ü deve sütü, az miktarda at ve tibet sığırı sütünden oluşuyor. Dünyada en çok süt üreten ülkeler şöyle sıralanıyor. ABD, Hindistan, Çin. Brezilya, Almanya, Rusya, Fransa, Yeni Zelanda, ve 9. Sırada Türkiye yer alıyor.
Bu kutsal beyaz sıvıyı içerek faydalandığımız gibi, pek çok sektör de süt ve ürünleri üretimine bağlı olarak teknolojik üretim yapmaktadır. Sütün toplanmasından işlenmesine kadar geçen süreç için pek çok sanayi kuruluşu makineler ve teçhizatlar üretmekte ve hatta bu teknolojilerin fuarları organize edilmektedir. Yeminden ilacına, ambalajından lojistiğine kadar pek çok sektörü harekete geçiren süt, ülkemizde ciddi bir istihdam kaynağıdır.
Çiğ olarak tüketildiği gibi çeşitli peynirler, yoğurt, ayran, tereyağı, çökelek, lor, kefir, dondurma olarak da sağlığımıza ve sofralarımıza lezzet katmaktadır. Sütün büyümeyi ve gelişmeyi sağlayan, insana güç veren, kemiklerimizi sağlamlaştıran özellikleri olduğunu söyleyen uzmanlar enfeksiyonlara karşı da vücuda direnç verdiğini belirtiyorlar. A,B,C,D,E ve K vitaminleri bakımından zengin olan sütün ülserin ve kanserin önlenmesi konusunda da etkili olduğu bilim çevreleri tarafından ifade ediliyor.
Süt içerek ve süt ürünlerini tüketerek sağlıklı beslenirsek ülkemizin sağlık harcamalarının azalmasına da katkı sağlayabiliriz. Her gün süt içmeyi unutmayalım. 1 Haziran Dünya Süt gününüz kutlu olsun.