Salih Aynural


Amerika'nın Keşfi Safsatası

Amerika'nın Keşfi Safsatası


Orta ve Lise öğrenimimizde bize yıllarca Amerika kıtasının 1492 yılında Kristof Kolomb tarafından keşfedildiği, ancak Kolomb’un bu kıtanın yeni bir kıta olduğunu fark etmediği, yaklaşık on yıl sonra Amerigo Vespucci’nin bu kıtanın yeni bir kıta olduğunu tespit ettiği, dolayısıyla kıtanın onun adıyla anıldığı safsatası öğretilmiş ve öğretilmeye devam edilmektedir. Bunun en önemli sebebi, uzun yıllardır Batı Literatüründen beslenmemiz ve her bilgiyi sorgulamadan kabul etmemizden kaynaklanmaktadır. Allah aşkına sorarım size, daha önce milyonlarca insanın yaşadığı coğrafya keşfedilir mi? Gerek Kolomb, gerek Vespucci gerekse diğer denizciler Amerikan kıtasına ulaştıklarında milyonlarca Yerli insan o kıtada yaşıyordu. Üstelik Yerliler gelen denizcileri hayranlıkla ve dostça karşılamışlar onlara altından ve gümüşten işlenmiş birçok hediyeler takdim etmişlerdir. Ancak bu barbar denizciler Yerliler tarafından gösterilen misafirperverliğe ve dostluğa karşılık; daha fazla altın ve gümüş elde etme hırsıyla, masum Yerlileri gasp etmeye başlamışlar, onları çeşitli işkencelerle öldürerek varlıklarına el koymuşlar, birçok Yerli erkeği altın ve gümüş madenlerinde acımasızca çalıştırmışlardır. Hatta sayısız Yerliyi Avrupa’ya götürerek köle olarak kullanmışlar, bir kısmını panayırlarda ve hayvanat bahçelerinde sergilemişlerdir.

1512 yılında ilk defa Amerika’ya giden ve orada din adamı olarak görev yapan Bartolome de las Casas’ın 1542 yılında İspanyol Kralı’na sunduğu rapor; Avrupa’dan Amerika’ya giden barbarların yaptıkları katliamları, zulümleri ve işkenceleri çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır. Ayrıca Casas raporunda; Amerikan Yerlilerini yumuşak karakterli, saf ve temiz aynı zamanda inançlı Hıristiyan olabilecek potansiyele sahip insanlar olarak tanımlamakta, Hıristiyan âlemine milyonlarca insan kazandırmak var iken, altın uğruna onların katledilmesine isyan etmekteydi. Casas’a göre; 1542 yılına kadar 15 milyondan fazla masum Yerli, barbar Avrupalılar tarafından öldürülmüşlerdir.

Amerika kıtasını vahşet ve barbarlıkla işgal edenler kendilerince yeni tarih yazmışlar; vahşetlerini, katliamlarını unutturmak için de yüzlerce yıl bizlere, Yerlilerin medeniyet yoksunu, Beyazların kafa derilerini yüzen vahşiler olduğuna inandırmışlardır. Oysa Yerlilerin kafa derisi yüzme gelenekleri yoktur. Tam tersine Amerikalı Beyazların geleneğinde vardır. Nitekim Amerikan tarihini iyice araştırdığınızda, Amerikalı Beyazların Yerli kafa derisi getirenlere ödüller verdiklerini görürsünüz.. Bütün bu gerçeklere rağmen, son 20 yıla kadar gerek Teksas, Tommiks gibi çizgi romanlarda gerekse Kovboy filmlerinde Beyazları,  Amerika’ya medeniyet götüren kahramanlar olarak gösterirken, Yerlileri medeniyetsiz ve vahşi olarak tanıtmışlar ve bütün dünyanın beynine kazımışlardır. Ne zaman ki kendilerince ‘’ Kızılderili ‘’ tehlikesi kalmayınca, ‘’Kurtlarla Dans’’ gibi filmlerle az da olsa öz eleştiri ve gerçekleri yansıtmaya başlamışlardır.

Amerika’nın Avrupalılar tarafından keşfedildiği masalı da; işte bu katliamların üstünü örtme, Avrupalıların barbarlıklarını ve vahşiliklerini unutturma, Amerika’nın Avrupalıların öz vatanı olduğu algısını yaratmaktan başka bir şey değildir. Dolayısıyla ‘’Amerika’nın keşfi’’ demek; milyonlarca masum Yerlinin katledilmesini, yapılan işkenceleri, zulümleri, barbarlıkları yok saymak demektir. Bu sebeple Milli Eğitim Bakanlığımızın bu yanlıştan bir an önce dönmesi, eğitim kitaplarımızdan ve müfredatımızdan ‘’Amerika’nın keşfi’’ yalanının bir an önce çıkarılması ve gerçeklerin ortaya konulması çok büyük önem arz etmektedir.