Gündüz Aydın


Ayasofya

Ayasofya


“Ayasofya Açılsın” diye attığımız sloganlarımız vardı. Alperen'lerin  bayram namazını “Ayasofya'da kılacağız”  demeleri bizi heyecanlandırıyordu. Bayram sabahı emniyet güçlerinin jopları gölgesinde Alperenlerin “Bayram Namazı” kılındığında “Ah, ben de orada olsaydım” diyenlerdendik. Gönlümüz, duamız her bayram sabahı Ayasofya avlusunda idi.
    Fatih Sultan Mehmed Han'ın vasiyeti vardı da, o vasiyeti yerine getirememenin burukluğu içinde idik.  Atam Fatih'in “Bu vakıfları eksiltmek, fonksiyonlarını ortadan kaldırmak helal değildir” sözüyle miras bıraktığı Ayasofya…
    İstanbul'un fethedilmesiyle beraber kiliseden camiye dönüştürülen ve 1 Haziran 1453'te Cuma namazının kılındığı Ayasofya…
    Tadilat ve tamirat adı altında önce mozaikleri sökülen yerine badana yaptığımız, Caminin içindeki büyük hat levhalarının sökülmesinin ardından, yavaş yavaş müzeye dönüştürülen Ayasofya…
    Şimdilerde açılsın mı açılmasın mı tartışmaları yeniden gündemde…
     *
    Ayasofya elbette ibadete açılsın.
    Bu bizim hayalimizdir, idealimizdir 
     *
    Ayasofyamızı ibadete açınca İstanbul kurtulacak mı?
    “Şehirciliğin katledildiği” şehir İstanbul!
    Ecdadımın ruhunun sızladığı şehir İstanbul!
     Her karışı Türk-İslam kokan kadim şehir İstanbul!
    Rant uğruna 30 kata varan rezidanslarla şehri yaşanmaz hale getirdiğimiz İstanbul!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum' dediği; gelmiş geçmiş bir çok iktidar ve yöneticinin sorumlu olduğu Dünya Metropolü İstanbul…
    Trafiğin keşmekeşliği, göçün durdurulamadığı, çevrenin alabildiğine talan edildiği İstanbul…
    Elbette Ayasofya ibadete açılsın; açılsın ama bu ihanet de son bulsun! 
    İstanbul yeniden İstanbul olsun…
    Elbette Ayasofya ibadete açılsın; ama ecdadımın taşa ve ahşaba işlediği kültüre sahip çıkılsın…
    Bu nasıl mı olacak?
    Bunu da bizi yönetenler düşünsün!
    *
    Yıllardır Ayasofya önünde Bayram namazı kılan; çoğunluğun karşıdan seyrettiği yiğit Alperen kardeşlerimi saygı ve sevgi ile anıyorum. Allah, onlardan razı olsun.
     *
     Ben bunları söylerken “Sadece İstanbul mu?” diyenleri duyuyorum. Elbette sadece İstanbul değil! Dünya menfaatleri uğruna talan ettiğimiz değerlerimiz de var!
     Ormanlarımız, sularımız, dağlarımız, ovalarımız da var!
     Siz Gediz Nehrinin son halini biliyor musunuz?
     Bakmaya kıyamazsınız! Kokmaya hiç dayanamazsınız! 
     Sadece biraz daha fazla rant uğruna bitirdiğimiz güzelliklerimiz. Ne kadar yazsan, ne kadar feryat etsen, bağırsan-çığlık atsan sonuç değişmiyor!
     Herkes rahatsız ama çözüm yok!
     Neden çözüm yok? Sadece rantiyecilerin her devrin adamı olması, sadece günü kurtarma sevdası...
     Daha söylenecek çok şey var!
     *
     Aklıma gelmişken; bu ülkede ihtilâl yapıp, yönetime el koyma sevdasıyla kardeşi kardeşe kırdıran, bir sağdan bir soldan taktiği ile ülkeyi kan gölüne çeviren Kenan Evren ve taifesi nerede şimdi? Onlara kaldı mı dünya! Bize de kalmayacak!
     Herkes yaratılış gayesini bilmesi gerekir. 
     İyi insan olmak, doğru insan olmak, güzel insan olmak bunun çözümüdür.
     Ama gelecekte çocuklarımız bizden (böyle giderse) iyi bahsetmeyecektir. 
     *
     Ayasofya açılsın!
     Bununla birlikte Fatih’in bedduası belki son bulur da ülkemiz yaşanılır bir hale gelir.