Türkiye’de ne hikmetse hem ilim camiasında hem de halk arasında Rusya Federasyonu yerine Rusya tabiri kullanılmaktadır. Oysa bu tabir çok yanlış ve sakıncalıdır. Bugün Rusya Federasyonu; işgal ettiği Kırım ile birlikte 22 cumhuriyet, 9 kray, 46 oblast, 1 özerk oblast, 4 özerk okruk ve 3 federal şehirden oluşmaktadır. Bu cumhuriyetlerden Altay, Tuva, Hakas, Saha, Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan ve Kırım Türk cumhuriyetleridir. Dağıstan, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar cumhuriyetleri ise Türk ve Akraba cumhuriyetlerdir. Adıgey, Çeçenistan, Kuzey Osetya ve İnguşya daha çok Çerkes olarak adlandırılan akraba topluluklarının oluşturduğu cumhuriyetlerdir. Udmurtya, Mordovya, Mari El, Komi ve Karelya cumhuriyetleri ise Fin-Ugor akraba topluluklarının yerleşim bölgeleridir. Geriye kalan Kalmukya ve Buryatya cumhuriyetleri ise akrabamız olan Moğolların bulundukları yerlerdir. Dolayısıyla Rusya Federasyonu’ndaki cumhuriyetlerin tamamı Türk ve Akraba cumhuriyetlerdir. Ayrıca kray, oblast, ve okruk ve federal şehirlerden bazıları da Türk ve Akraba topluluklarının kadim topraklarıdır. Bu bakımdan Rusya Federasyonu yerine Rusya demek; bu cumhuriyetleri, Türk ve Akraba topluluklarının kadim ana vatanlarını inkâr etmek, Rusya Federasyonu’nu tamamen Rusların toprakları olarak görmek demektir.
Nasıl ki; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılıp 15 cumhuriyet bağımsızlığına kavuştuysa, gün gelecek Rusya Federasyonu da dağılacak, bağımsız yeni Türk ve Akraba cumhuriyetleri dünya devletleri arasında yerini alacaktır. Atatürk’ün 1933 yılında ‘’ Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, öz kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.’’ Diyerek 58 yıl öncesinden uyarmasına rağmen; Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarına kavuştuklarında, maalesef bizim yöneticilerimiz, Atatürk’ün muhteşem öngörüsünü kulak ardı ettiklerinden, ‘’ hazırlıksız yakalandık’’ dediler. Bu nedenle, ‘’tarih tekerrürden ibarettir.’’ Sözünü kulağımıza küpe yaparak, o kutlu günlere hazırlıklı olmak, yeri geldiğinde gereğini yapmak boynumuzun borcudur.