Dünyada hemen hemen bütün teknolojik icatların ve gelişmelerin temelinde, Temel Bilimler (Fizik, Matematik, Kimya ve Biyoloji) yatmaktadır. Temel Bilimler olmasaydı, dünyanın bugünkü teknolojik seviyeye ulaşması asla mümkün olamazdı. Temel Bilimlerin bu kadar önemli olmasına karşın, maalesef Türkiye’de gençlerimizin Temel Bilimlere olan eğilimleri çok zayıf kalmaktadır. Özellikle Temel Bilimler içinde çok önemli bir bilim dalı olan Fizik Bilimini tercih en alt seviyededir. Nitekim 2018 ve 2020 seneleri üniversite sınavlarında Fizik bölümlerine yapılan tercihlere baktığımızda, bunu çok açık ve net bir şekilde görebiliyoruz.
2018 senesinde 50 üniversitede Fizik bölümleri için kontenjan açılmış olmasına rağmen, öğrenciler 3 üniversiteyi hiç tercih etmemiş bütün kontenjanlar boş kalmıştır. 24 üniversite ise kontenjanlarını dolduramamıştır. Aynı sene üniversite sınavında 428 bininci olan öğrenci Fizik bölümüne girmiştir. YÖK’ün çeşitli burslar ve özendirici uygulamaları sonucunda, 2020 yılında tercihlerde biraz artış olmuş, 2018 senesine göre 45 üniversitenin sadece 7 tanesinde kontenjan doldurulamamıştır. Ancak 2020 yılında 473 bininci öğrenci Fizik bölümünü kazanmıştır. Yüksek puan alan öğrencilerden Fizik bölümünü seçen öğrenci sayısı oldukça düşük kalmıştır. İşin en garibi bazı üniversitelerin Fizik bölümlerini kazanan öğrencilerin üniversite sınavında fizik sorularına doğru cevap verme ortalamalarının 14 soruda; -0,3, 0, 1 ve 1,3 gibi son derece düşük ve düşündürücü rakamlar olmasıdır. Düşünün bir öğrenci 14 Fizik sorusundan bir tanesine bile doğru cevap veremiyor, üstelik dört yanlış bir doğruyu götürdüğü için eksi puan alıyor ama Fizik bölümüne öğrenci olarak girebiliyor. Aslında ÖSYM’nin bu çarpıklığa bir son vermesi gerekmiyor mu?
Oysa Fizik yaşantımızın her alanında bizi etkileyen en önemli bilim dallarından birisidir. Bugün kullandığımız otomobilden uçağa, bilgisayardan televizyona, bağımlısı olduğumuz internete, gözlükten merceğe, röntgenden tomografi cihazına, mikroskopa kadar bütün araçlar, Fizik Bilimi sayesinde ortaya çıkmıştır. Hayatımızın her alanına bu derece dokunan, onsuz neredeyse hiçbir icadın olamayacağı bilim dalını; çok düşük puanlı öğrencilerin ki bunların çoğunluğunun da üniversite kazanmak uğruna tercih etmeleri, Türk eğitim ve bilimi adına gerçekten endişe verici bir durumdur. Dolayısıyla Türkiye’nin dünya çapında Fizikçi çıkaramamasının başlıca nedenlerinden birisini de bu sebep teşkil etmektedir.
Türkiye’nin bu durumdan kurtulması, çalışkan ve zeki öğrencilerin Fizik bölümlerini tercih etmeleri için cazip burslar yanında Fizik bölümlerine sınırlama getirilmeli, Fizik bölümleri olan 45 üniversiteden, kadroları ve laboratuvar imkânları kuvvetli 20 üniversiteye kontenjan hakkı verilmelidir. En önemlisi de, lise eğitiminde Fizik derslerinin önemini öğrencilere kavratacak ve sevdirecek yollar aranmasıdır. Nitekim Fizik derslerinin teorik verilmesinin yanında laboratuvarlarda deneye dayalı, uygulamalı yapılması öğrencilerin fiziğe olan sempatisini büyük ölçüde artıracaktır. Ayrıca öğrencilerin mezuniyetlerinden sonra yüksek maaşlı iş imkânlarına kavuşturulması da önemli tercih sebebi olacaktır.
Kısacası ülke olarak bu önemli problemi çözemediğimiz takdirde, Türkiye’de teknolojik gelişme hususunda ciddi sıkıntılar çekmemiz kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle hem YÖK hem de Milli Eğitim Bakanlığı gerekenleri zaman kaybetmeden yapmalıdır.