Haşim Akten


Netflix ve Düşündürdükleri

Netflix ve Düşündürdükleri


Son günlerde Netflix ile ilgili bir tartışma var. Türkiye’den gidecek mi? Türkiye’de yasaklansın mı? Vesaire. Vergisini versin hiç olmazsa. Yasaklamak demokrasiye, özgürlüklere uygun değil!.. vesaire. 
Arkadaş bu bir savaş anlamıyor musunuz? Bu savaşın ırkı yok, milleti yok, devleti yok, sınırları yok!.. Şirketleri var, tüm insanlığın insanlığını yok etmeye kararlı paralı askerleri, yani paralı her kılığa girebilen oyuncuları, her türlü pisliği yazabilen senaristleri, elindeki bu pislik materyal ile insanları bataklığa çekebilen yönetmenleri var.
Bu savaşa karşı senin elinde ne var? Siha’ların, İha’ların var doğru. Silah sanayinde daha ileriye gidiyorsun doğru ama; bu kültürel savaşın farkında değil misiniz? Z kuşağının nereye gittiğinin farkında mısınız? 7’den 70’e her kesimi etkileyip küresel ahlaksızlığın ve imansızlığın girdabında boğmaya kararlı bir düşman ile karşı karşıyayız. Gözlerinizi kapatsanız da Deistlerin sayısı bildiğinizden çok daha fazla. Hatta Deistim demeyip ama Deist olan o kadar çok insan var ki! Göremiyor musunuz? İmam Hatip’lerde kaç öğrenci namaz kılıyor bir araştırma yapsanız. Ya da Pandemi dönemi başladığında camiler kapatıldı. Peki açıldıktan sonra Cuma namazlarına kaç kişi gider oldu bir araştırma yapsanız cemaat sayısının üçte bire düştüğünü göreceksiniz. İnsanların kendi nefislerinin suçu elbette vardır amma, bu filmlerin dizilerin hiç mi payı yok bu işte?
İster yasaklarsınız, ister yasaklamazsınız. Bu savaşta sizin kendinizi, kültürünüzü, maneviyatınızı savunacak bir sanayi kuramazsanız hep beraber kaybedeceğiz.
Bu Siha’ları, İha’ları yapanlar çok zengin insanlardı da o yüzden mi başardılar? Demek istiyorum ki maneviyatına bağlı ve bu işle meşgul olmuş emekleriyle kendilerini ispat etmiş insanlarımızı bulup destek verseniz ve bu hain düşmana karşı kendi, yerli ve milli filmlerimizi, dizilerimizi yaptırsanız. Mesut Uçakan destek bulamamaktan yakınmıyor, âdeta feryad ediyor. “Eşref Ziya Terzi sen film yapmıştın gel bir değil beş film daha yap” deseniz. İsmail Güneş “Neredesin?” deseniz. Ahmet Yenilmez “Yaptıkların yetmez, yürü öncülük yap” deseniz. Daha nicelerimiz var ama, destek bulamamaktan kahrolmaktalar. İlla önünüzde el pençe divan mı durmalıyız destek için!  “Diriliş gibi dizilerimiz var daha ne istiyorsun?” demeyin bana. Elbette Diriliş yapımcılarını tebrik ediyor, bu başarılarını sürdürmelerini istiyorum ama, Diriliş ile dirilmiyoruz. Geçmişimizle övünüp avunuyoruz. Bu günkü yeni neslin dirilişi için bir şeyler yapmamız lazım değil mi? Bir Ertuğrul Gazi’nin ahlakını yaşayacak nesillerin yetişmesi için de bir şeyler yapmamız gerekli değil mi?
Böyle giderse nesillerimiz dindar bir nesil değil ahlaksız ve imansız bir nesil yetişecek. “Yeni çağın gerekleri böyle” deyip yeni bir dünyaya evrilecekler. Milli devletlerin onurlu vatandaşları değil, her ay ödedikleri küçük paralarla küresel şirketlerin kölesi olacaklar. Dolmuşta otobüste veya evlerinde sabahlara kadar cep telefonlarında neler izlediklerinin araştırmasını yapmaya gerek var mı?
    Sosyal medyada “Askerlerimiz Libya’da destan yazıyor” diye övünç mesajlarını mutlaka yazmalısınız. Ben de onlara dualar ediyorum ama, yanı başınızdaki lisenin öğrencilerine lütfen “okulun yüzde kaçı uyuşturucu kullanıyor?” diye de sorun. Alacağınız cevap “Ne yüzdesi abi, kullanmayan mı var?” olacaktır. Şehitlerimizin annelerinin acısını paylaşıyoruz. Peki evladı uyuşturucu belasına bulaşan annelerin acısının farkında mısınız? Şehitlerimiz elbette cennete gidiyorlar. Böyle iman etmişiz. Peki uyuşturucudan ölen evlatlarımız nereye gidiyor?  On dört asır evvel kız çocuklarını kuma gömen Arapları kınamayın. Biz de şimdilerde kız erkek evlatlarımızı diri diri bataklığa gömmekteyiz.
    Bu çağın en etkileyici silahı ateşli silahlar değil film ve dizilerdir. Görün bunu artık ve tedbir alın. Bunu ancak sayıları az da olsa bunu dert etmiş milli ruh taşıyan imanlı sanatçılarımız yapabilirler.
    Oy toplamak için partinizi herkese beğendirmek uğruna milli ve manevi değerlerimize ters sanatçı(!)larla kucak kucağa yaşamanın bu millete ihanet olduğunun farkına varın. Bu kötü gidişatı durdurmazsanız tarihe bir milletin çöküşüne sebep olanlar olarak geçeceksiniz. Yeni bir uyanış istiyorsanız ve bu uyanışın kahramanı olmak istiyorsanız gerçek sanatçılarınızı bulup onların önünü açın.
    Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış;
    Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış…