Güzel Türkçemizde karşılığı bulunan kelimeler dururken neden yabancı kökenli kelimeleri kullanma isteği duyuyoruz? Neden yabancı kökenli kelimeleri benimseyerek ve benimseterek güzel Türkçemizi yozlaştırıyoruz? Konuşmalarımıza veya makalelerimize yabancı kelimeler sokuşturduğumuzda daha fazla mı aydın oluyoruz? Maalesef bu hastalık genlerimize yerleşmiş. Nasıl ki Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Arapça ve Farsça kelimeler yoğun olarak dilimize girmişse, Cumhuriyet döneminde de özellikle Fransızca ve İngilizce kelimeler dilimizin bir parçası haline getirilmiştir. Yabancı kelimelerin dilimize girmesinde aydınların vebali büyüktür. Birçok yabancı kelimeler aydınlar vasıtasıyla dilimize girmiştir. Son dönemlerde gazetecilerimiz ve televizyoncularımız da yabancı kelimelerin halk tarafından benimsenmesini hızlandırmışlar ve hızlandırmaya devam etmektedirler.
Sorarım sizlere ‘’olağanüstü ‘’ dururken ‘’süper’’, ‘’saçma’’ dururken ‘’absürt’’, ‘’giriş’’ dururken ‘’antre’’, ‘’saldırgan’’ dururken ‘’agresif’’, ‘’engel ‘’dururken ‘’bariyer’’, ‘’temel’’ dururken ‘’baz’’, ‘’evrensel’’ dururken ‘’global’’, ‘’koruma alanı’’ dururken ‘’sit alanı’’ demek ne derece doğru? Hele hele bütün Türk Dünyasının değişmez ortak kelimeleri ‘’ak’’ ve ‘’kara’’ yerine Arapça ‘’beyaz’’, Farsça ‘’siyah’’ kelimelerini kullanmak neyin nesidir. Ak ve kara dediğiniz zaman bütün Türk Dünyasında anlaşılır, oysa beyaz ve siyah dediğinizde Türk Dünyasının yarısı anlamaz.
Bu konuyu nedengündeme getirdim? Koronavirüs salgınıyla beraber, ‘’pandemi’’ ile yatıp ‘’filiyasyon’’ ile kalkıyoruz. Özellikle Sağlık Bakanımız başta olmak üzere yediden yetmişe bütün halkın dilinden ‘’pandemi’’ ve ‘’filiyasyon’’ kelimeleri düşmüyor. Gözümüz aydın bu şekilde Türkçemize yeni yeni yabancı terimleri hep beraber kazandırmış oluyoruz. Oysa ‘’pandemi ‘’yerine ‘’küresel salgın’’, ‘’filiyasyon’’ yerine ‘’temas takibi’’ demiş olsaydık, halkın zihnine bu tabirleri yerleştirseydik daha iyi olmaz mıydı? Yine son dönemlerde özellikle akademik ve siyasi hayatta ‘’nepotizm’’ kelimesi dillerden düşmez oldu. Nepotizm kelimesinin anlamını da içeren ‘’kayırmacılık’’ gibi mükemmel bir terim dururken; akraba kayırmacılığı, arkadaş kayırmacılığı, yandaş kayırmacılığı ve sair tabirlerle istediğinizi ifade edebilecekken neden nepotizm?
Yıllarca atalarımıza kızdık güzel Türkçemize Arapça, Farsça kelimeleri doldurmuşlar diye, yine aynı hataları tekrar ediyoruz. Bu sefer dilimize İngilizce, Fransızca, Latince kelimeleri sokarak yozlaştırıyoruz. Türkçe kadim ve zengin bir dil. Türkçeyi sadece Anadolu Türkçesi olarak görmeyin; Azeri, Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Tatar ve sair Türk lehçelerindeki kelime zenginlikleri gerçekten mükemmel. Bizim yabancı dillerden kelime ithal etmemizi gerektiren hiçbir durum ve gerekçe yok. Yeter ki aydınlarımız ve yöneticilerimiz güzel Türkçemizi koruma ve zenginleştirme idraki ve çabası içinde olsunlar. Bu vesile ile bütün okuyucularımızın kurban bayramlarını kutluyor, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.