Mustafa Toygar


Bu Kesmedi Başka Müjdeler Bekliyoruz, Mesela…

Bu Kesmedi Başka Müjdeler Bekliyoruz, Mesela…


Ekonomik krizi, ekonomi dışı müjdelerle! aşamazsınız, borçlarınızı ödeyemezsiniz.
İlk müjde Ayasofya’nın camiye dönüştürüldü haberiydi, bu haber vatandaşın durumuna, Türkiye’nin ekonomik darboğazına merhem olmadı.
Vatandaş bunu yemedi ya bu sefer ekonomi sayfasından bir müjde verilmeli diye düşünülmüş olmalı ki; “Batı Karadeniz’de Türkiye’nin 6 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek doğal gaz rezervi keşfedildi” müjdesi ile muştulandık!!!
Ancak bu müjde fazlasıyla mükerrer durmuyor mu?
Benzer müjdeleri önceki yıllardan hatırlayan var mı?
Yoktur sanırım zira 9 Eylül 2004 yılında; “Akçakoca açıklarında doğalgaz bulundu” müjdesini TPAO Genel Müdürü Osman Saim Dinç vermiş. 
O müjdeyi de Cumhurbaşkanı verseydi mutlaka hatırlardık.
Genel Müdür yaptığı açıklamada; “Karadeniz’in ilk ekonomik ve ticari doğalgaz keşfini yaptıklarını açıkladı. Yılsonuna kadar ciddi yatırımlar yapılarak, doğalgaz karaya çıkartılacak” ifadelerini kullandı.
Bakın bu müjdeler 2020 yılına kadar nasıl devam ediyor:
DHA: Akçakoca’da doğalgazdan sonra petrol umudu (26 Kasım 2006)
AA: Karadeniz doğal gazı devreye girdi (20 Mayıs 2007)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Akçakoca açıklarında çıkartılan doğalgazın Türkiye’de konutlarda tüketilen doğalgazın onda birini karşılayabildiğini söyledi.
Sabah: Karadeniz’de petrol ağa takıldı (26 Ağustos 2007)
Müjdeli haber önceki gün Meclis’te Cumhurbaşkanlığı 2. tur oylaması yapılırken geldi. Muharrem Sarıkaya, Enerji Bakanı Hilmi Güler’in verdiği müjdeli haberi yazdı.
Sabah: Sakarya’da doğalgaz bulundu (15 Mayıs 2009)
AA: Yeni doğalgaz rezervi bulundu (17 Haziran 2010)
AA: TPAO’dan sevindiren Akçakoca açıklaması (29 Mart 2011)
Bakan Yıldız: Petrol bulduk ama çıkaramıyoruz (25 Ağustos 2012)
Milliyet: Karadeniz, petrol ve doğalgazda yeni merkez (10 Mart 2013)
Bakan Dönmez: Akçakoca’da bir doğalgaz keşfi oldu (29 Haziran 2020)
Görüyorsunuz değil mi, 2004 yılından bu yana bu konuda ne kadar çok müjdeli haber almışız. Peki, onca gaz ve petrol bulmuşuz da bir litre çıkartabilmiş miyiz?
Hayır…
Gazı, petrolü çıkartmanın bir yatırım maliyeti vardır, rantabl mıdır?
Bulunan doğal gaz rezervinin tamamını çıkartabilsek dahi Türkiye’nin 5-6 yıllık ihtiyacını karşılayabilecektir. Eğer bugünden sıkı bir şekilde çıkartma faaliyetlerine başlanırsa 2023-2024 yılında ilk gazı üretmeye başlayabileceğiz. Ancak çok ciddi kaynak aktarmak ve yatırım gerektiriyor. Bu tür yatırımlarda Rusya örneği vardır, ilk 4-5 yıl yatırım maliyetini amorti dahi edemezsin. Türkiye’nin en azından 20 yıl ve ötesi ihtiyacını karşılayabilecek miktarda rezerv keşfedilmiş olması gerekir.
Kandırılmaktan nefret ediyorum…
Keşke bulunsa, keşke petrol ve doğal gaz ihraç eden ülke olabilsek, ülkem için böyle hizmet edenleri sırtımda taşırım.
Suriye’deki yanlış politikanın, ekonomik maliyeti en az 80 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. Türkiye’deki 5 milyon Suriyelinin sosyal dokuya verdiği zararı is üstüne bir 80 milyar Dolar verseniz gideremezsiniz.
“Suriye ile barıştık, Mısır ile barıştık, 5 milyon Suriyeliyi ülkelerine gönderiyoruz. Mısırla, Suriye ile Mavi Vatan Doğu Akdeniz’de Libya ile yaptığımız anlaşmaların benzerini yapıyoruz. Böylece Türkiye’nin 500 yıllık ihtiyacını karşılayacak enerji kaynaklarına sahip olacağız, hatta ihraç edeceğiz.”
Müjde olabilecek bir örnek verdim. Yargıda, adalette, eğitimde ve daha pek çok konuda milleti mutlu edecekbaşka müjdeler de verilebilir.
Son müjde ise, biraz Nasrettin Hoca’nın fıkrasına benziyor:
Nasreddin Hoca bir ahbabından borç almış. Elde avuçta olsa Hoca hemen ödeyecek ama yoksulluğun iki gözü kör olsun. Daha vadesi gelmeden adam alacağı için Hoca’nın kapısını aşındırmaya başlamış. Bir böyle iki böyle derken yine bir gün adam borcunu istediğinde;
– Şu anda yok ama demiş, çok yakında ödeyeceğim,
Böylesi düşman başına, adam yüzsüz mü yüzsüz:
– Söyle Hoca, ne zaman vereceksin, kimden bulup vereceksin!
        – Evin önüne çalı ektim!
        – Niye?
        – Koyun sürüsü geçerken yünleri çalıya takılacak.
        – Sonra?
       – Bizim hatun bu yünleri toplayacak, yıkayacak, tarayacak, eğirecek, dokuyacak, ben de götürüp satacağım.
       – Eee?
       – Ne e’si be adam, sordun ya, senin paranı o zaman öyle ödeyeceğim.
Buna kim gülmez; adam da kasıklarını tuta tuta gülünce Hoca:
– Gidi hâlden bilmez, demiş, peşin parayı gördün ya gül bakalım!
SAĞLICAKLA KALIN