Raziye Gök Aktaş


Kan Ağlayan Esnafa Kur Vergisi

Kan Ağlayan Esnafa Kur Vergisi


Tüm insanlığın ortak meselesi halindeki K19 un sürecinde mükellefler açısından durum en az hasar almaya çalışmaktan çıkmış vaziyette.

Pandeminin ilan edildiği günden beri kantinci, servisçi turizmci.. bir çok esnafımız cirosuz aylar geçirdi. Bu cirosuz aylarında geçimini sağlayabilmek, açmadığı dükkanının kirasını, aidatını, elektriğini suyunu ödeyebilmek için kredi çekti. Yeni çektiği kredi ile eski kredi taksitini ödedi. 6 ay ödemesiz çekilen kredinin ilk taksitleri Kasım da ödenmeye başlanacak ve esnaf bu krediyi nasıl ödeyeceğini düşünmektedir. Çünkü; geliri yok.

Bu gün hangi esnafın kapısını çalsanız, şunları duyuyorsunuz; “satış yapamıyoruz, gelir yok, elektrik su parasını, kirayı, ödeyemiyoruz, vergi-sgk-bağkur u ödeyemiyoruz, satıcı firmalarla icralık olduk, mal alamıyoruz, borçluyuz, eve alacağımız 1,5 liralık ekmeği bile kredi kartı ile alır olduk….” diyor.

Mükellef borçlu, mükellef hem kamu kurum ve kuruluşlarına hem de özel sektöre borçlu.

Vatandaş dörtbaşı mağmur borçlu iken, Peki

Hükümet kanadına göre; Vatandaşın  refah seviyesi yüksek yediği önünde yemediği arkasında  mı ?

Eğer öyle olsa idi, borç yapılandırması gündeme gelmezdi. Neden borç yapılandırması gündeme geliyor?

Kamu Maliyesi tahsilat yapmakta zorlanıyor ve yapılandırma ile duruma çözüm bulmaya çalışıyor.

Kamu Maliyesi açısından zorlu tahsilatta borç yapılandırması bir yöntem haline gelmiş durumda.

Kamu Maliyesinin tahsilat çabasını içeren borç yapılandırması mükellefler açısından da beklenmekte idi. Bir çok mükellef yapılandırmanın müracaatının başlaması ile müracaatlarını yapacak, taksitlendirme belgesini alacak ve iki ay kamu borcunun ötelenmiş olması ile iki ay sadece iki ay nefes alacaktır. Peki sonra;

Bu yıl K19 süresini cirosuz geçiren mükellef sayısı malum iken,

Mükellefin cirosuz veya cirodan karı yok yada çok düşük karlı satışla  zorunlu giderini karşılamakta zorlanan mükellef borç yapılandırma taksitlerini nasıl ödeyecek.

K19 dönemi öncesinde de ödeme güçlüğü yaşamakta olan mükellef e-haciz baskısından banka kredisi ile kurtulmaya çalışıyordu. E hacizden banka kredisi ile kısa vade kurtulmuş mükellef diğer yandan  kredi borçlusu oluyordu. Bakınız BBDK’nın Ağustos 2020 verilerine göre; Kobi niteliğindeki banka müşterisinin kredi borç toplamı: 3.762.838 milyon TL dir ve Kobi kredilerinin 291.657milyonTL de takiplidir. Kobi borçlu iken, beklenen borç yapılandırmasının 6 ay ödemesiz çıkması idi.  Ancak, Meclis onayına sunulmuş yapılandırmanın önceki dönemlerde çıkmış yapılandırma kurallarından da çok  farklı olmadığı görülmektedir. Sonuçta; yine vatandaş ödeyemeyeceği borç yapılandırması ile baş başa bırakılmaktadır.

Akabinde ödenememiş borç yapılandırmaları ile yeni yıla girmiş mükellef korkarım ki yeni artışlı vergi dilimleri ile de karşılaşacaktır. Her yıl böyle de olmadı mı? Oldu elbette. 

Ama, son 4 yıldaki kur artışlarının geçmiş 14 yılda oluşmuş kur artışlarını iki ye katlaması ile %15 oranında ödeyeceğiniz vergiyi %20 tutarında ödemek durumunda kalıyorsunuz.

Bakınız; 2002 yıllını 1,44 ile kapatmış USD, 2016 yılını 3,5192 den kapatmış, 2002 ile 2016 yılı kapsamında 14 yılda (3,51-1,14=)  2,07 fark artışlı usd 2016 ile 27/10/2020 arasında (8,1211-3,5192=) 4,602 fark artış göstermiştir.   

Artan oranlı vergileme sistemi bağlamında 2016-2020 yılları kur farkları baz alınarak  bir değerlendirme yapmak gerekirse,  2016-2020  2016 yılında 12.600-TL gelir vergisi dilimi/tutarında %15 vergi ödeniyordu, 12.600- TL (x MBusd 30/12 alış kuru:3,5192=) 3.580,36-USD tutarına denk geliyordu. 

2020 de 22.000.- TL gelir vergisi dilimi/tutarı (xMBusd27/12 alış kuru: 8,1211=) 2.708,99 usd tutarına denk geliyor. ( TL nin değer düşüklüğü de görülmektedir.) Kur artışları bağlamında bakıldığında, gelir vergisi dilemleri/tutarlarında 2016 ile 2020 arasında -871,37usd tutarında kurdan kaynaklı fark  vardır. Bu fark da (x27/12/2020 MBusd kur 8,1211=) 7.076,48- TL %15 oranındaki  gelir vergisi dilimine tekabül etmektedir. Kur artışından kaynaklı 7.076,48- TL farkın 2021 yılı vergi dilimlerine eklendiği durumda  %15 vergi oranında hesaplama yapılacak tutar (22.000+7.076,48=) 29.076,48 TL dir. 2020 yılı için %15 oranında hesaplanacak gelir vergisi dilimi 22.000- TL değil 29.076,48 TL olmalı idi.  Yani aradaki fark  tutar 7.076,48-TL gelir vergisi dilimi %15 den değil %20 vergi oranında hesaplanarak vatandaşın cebinden %5 oranında  fazla vergi tahsilatı yapılmaktadır.

Kur artışlarının umursanmadığının işitildiği gerçekliği bir yana, vergi adaletsizliğindeki makas he yıl daha da açılmaktadır.

Oysaki Can Anayasamız da şöyle denilmiştir; VI. Vergi ödevi MADDE 73- Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. ….”