Evvela söylemem gerekir ki; belki bize düşmez, haddimize değildir. Ama durumdan vazife çıkartmak zaruret oldu. Kimseler konuşmuyorsa ve mevzuubahis ülke ise Allah için söylemek lazım.
Aslında en büyük sorun da bu değil mi zaten. Yani kimselerin konuşmaması?
Fikir veren istişare eden, gerektiğinde eleştiren ve konuşan liyakatli insanlar olsun.
Önerilmesi ve konuşulması gereken çok şey var. Ama şu anda alarm veren bir konu var ki; belki de külliyede konuşulmuştur zaten. Biz belki ikinci veya üçüncü baskı yapıp haddimizi aşıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız da bu sözü pek çok kez kullandı:
“Et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen”
Yani, yüz seksen kere de olsa tekrar etmek daha güzeldir.
O yüzden müsaadenizle tekrar edeceğim.
Ülkemizde son dönemde çok korkunç ve üzücü olaylar yaşadık ve maalesef bazısı hala devam ediyor.
Olayın özeti şudur:
1-Yakın zamanda yaşadığımız hain bir Feto darbe girişimi ve onun artçı sıkıntıları
2-Sadece Türkiye’yi değil Dünyayı kasıp kavuran Korona illeti ve onun getirdiği bilinmezlik ile birlikte giderek kötüleşen tablo.
3-Ekonominin başta korona, dış etkiler ve daha birçok sebepten dolayı olumsuz durumu.
4-Depremler ve onların getirdiği korkunun yanında ortaya çıkardığı acil çevre ve kentsel dönüşüm gerçekleri
5-Yanı başımızda yaşanan savaşlar ve bizi de yakından ilgilendiren göçler
6-Kesinlikle haklı olsak ta hatta bazıları komşu ülkeler olan Suriye’nin, Mısır’ın, Fransa’nın, Ermenistan’ın, Yunanistan’ın, İsrail’in, Arabistan’ın, BAE’nin bize olan düşmanlıkları, bize karşı oyunları…
Bütün bu gelişmeler Türk insanında ciddi travmalar, infialler, moral bozuklukları oluşturuyor.
Dolayısıyla bence en önemli konu Türk milletinin bulunduğu psikolojik durumdur.
Milletin alarm veren kritik bu durumunda devlete ve devletin başındaki Sayın Cumhurbaşkanımıza önemli bir görev düşüyor.
Bu durumda iç siyaset, siyasi söylemler ve kavgalar kesinlikle ve derhal rafa kaldırılmalıdır.
Devlet Baba olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde önce herkesin kabul edeceği sembol bir ortak söylem bulunmalı, devlet ve milletin bekası ve birliği için mücadele edecek tüm siyasi partiler bir araya getirilerek çok geniş bir istişare ve mutabakat ortamı sağlanmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız derhal tüm siyasi partileri bir yemekte bir araya getirip, ülke ve millet için siyasete mola veriyoruz diyerek sıcak ve samimi bir şekilde ülkede geniş bir istişare ve mutabakat ortamı oluşturmalıdır. Tansiyon düşürülmeli, aklı selim ile hareket edilmeli, aslında düşmanlık ve muhalefetten çok daha fazlasına sahip olduğumuz ortak dostluk ve çıkar konularımız ön plana çıkarılmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu acil davetine her kesin olumlu cevap vereceğini, vermeyenlerin halk tarafından silineceğini düşünüyorum. Bu şekilde oluşacak bir geniş mutabakat tüm halkımıza moral ve güç verecektir. Her siyasi parti bundan kazanç elde edecektir. Ama en önemlisi Devlet ve millet kazanacaktır.
Hadi inşallah…