Alperen Alkan


Türkiye’nin Milli Tank Serüveni

Türkiye’nin Milli Tank Serüveni


Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti dahil olmak üzere kurulduğu yıldan buyana çağı yakalamaya büyük önem veren bir kurumdur. Devlet çökme noktasına da gelse elindeki teçhizatları veen vanterini en iyi  şekilde güncellemiş ve hatta bu sayede devlet yıkıldıktan sonar yeni bir devletin kurulmasına büyük yardımı olmuştur. Bu bağlamda  Türkiye’nin savunma sanayisinde milli silah , milli araç hareketi daha kurulur  kurulmaz bizzat  Atatürk’ün  emriyle başlamıştır. Ancak yeterli altyapı bulunmadığından bazı araç fikirleri rafa kaldırılmak zorunda kalınmıştır. Yine Atatürk’ün kurduğu zengin altyapı sayesinde bir tank fikri ortaya atılmış (1943-MKE Kırıkkale Tankı) ancak o dönem 2. Dünya savaşının yaşanması üstüne bir de o dönem başlayan Amerika’ya olan yakınlaşma yüzünden proje rafa kaldırılmış hatta üstü öyle örtülmüşki bugün resimlerinin doğruluğu bile meçhul.

Türkiye Birleşik Devletler’e olan yakınlaşmadan dolayı soğuk savaş dönemin üde m48  Patton daha sonar Körfez Savaşı’nın bitiminde tankları çevre müttefik ülkelere hibe etmesi ve m60 gibi tankları envanterine katmış ancak tankların köhnemiş sistemler olmasından ötürü Türkiye için 90’lı yıllarda yeterli olmamışlardır. Bu sebeple 1997 de bir proje başlatılmıştır.

                                              Tank 2000 Projesi

1997 yılına gelindiğinde kendi özgün tankımızı üretmek için bir ihaleaçıldı. İhaleye alt yüklenici olarak M1 Abrahams(General Dynamics Land Systems Division-ABD) , Leopard 2A6EX (Krauss MaffeiWegmann GmbH & Co.-Federal Almanya) Leclerc (GIAT Industries/Fransa) ve T-84  (Ukrspetsexport-Progress-Ukrayna) katıldı. Bu tanklar üç farklı şehirde çeşitli testlere tabi tutuldular.

İşin sonunda ihaleyi Almanların kazandığı açıklandı.  Ancak şöyle bir aksilik vardı. Almanlar projenin başından beri teknoloji transferi yapmak istemediklerini özellikle açıklasalarda Türkiye isteğine ısrarla devam etmişti. En  nihayetinde Alman bürokrasisi buna karşı çıktı ve yine bir proje daha iptal edilmek zorunda kalındı. Daha sonar açığı kapatmak için öncesinde Leopard 1 model tank aldığımız Almanya’dan 354 adet Leopard 2 model tankları almak zorunda kaldık. Daha sonar bunlar geçtiğimiz yıllarda Fırat Kalkanı gibi geniş kapsamlı operasyonlarda kullanıldı.

                                                 Altay Tankı Projesi

TSK ‘nin tank ihtiyacı halen ithalatile karşılandığından tekrardan milli bir tank üretme amacı ile yeni bir proje başlatıldı. Projeye göre üst ve alt yüklenici iki firma  olucak alt yüklenici firma projeye tecrübeli yetkililer göndererek yardımcı olucaktı. Proje 2007 tarihinde duyuruldu ve tanka İzmir’e ilk giren süvarilerin komutanı Org. Fahrettin Altay’ın adıverildi. Açılan ihaleyi alt yüklenici Hundai Rotem , Üst yüklenici Türk firma FNSS beklenirken Koç Otokarolmuştu.Tasarımı, ergonomisi K2 Black Panther baz alınarak tasarlandı ve ilk tasarımın resmini 2009 yılında gördük.2012 yılında ilk fiziksel prototipi gördük ve 2014 yılında ise Altay’ ın prototip  testlerine başlandı.

                                                      Milli Nedir ?

Özellikle Altay’ ın K2’ ye benzemesi hatta neredeyse  tıpa tıp aynı olması büyük eleştiriler getirmişti. Öncelikle şuna değinmemiz lazım Türkiye ilk defa bir tank üretiyor. Piyasada kira  kiplerimize baktığımızda Fransa ve İngiltere bu makinenin mucidi. Almanya ,  Amerika,  Rusya gibi  ülkeler yaklaşık yüzyıldır tank geliştiriyor ve de üstüne üstlük geliştirdikleri tankları savaşalanlarında kullanmalarından ötürü  fevkalade büyük tecrübeleri var. Bu bağlamda baktığımızda Türkiye’nin tabir-I caizse kopya çekerek tank  üretmesi günümüz dünyasında bu işe yeni atılan bir ülke için gayet normal bir  durumdur. İkinci gelen eleştiri ise kullanılan bazı parçaların ithal olması. Kullandığı top , motor , gibi parçaların ithal olması akla “hani bu tank ithaldi?” gibi soru işaretleri getirdi.Yine tekrar edicem ama günümüz dünyasında bu da gayet doğaldır. F35 programında geliştirici olarak 9 ülke var  Ancak yine de söz hakkı ABD’ ye ait. Bu aslında birazda ülkenin diplomatik gücüne bakıyor. Bu örneğini verdiğimiz durum milli kavramının dünyada nasıl değiştiğinin büyük bir örneğidir. Hem bu işe yüzyıl sonar atılıp hem de paletinden topuna kadar milli üretim yapmak çok meşakatli ve de tehlikelidir. Bunun örneği Hindistan’dır. Sonuç olarak tank olsun bizim olsund iyelim.

                                                    Motor Sorunu

Altay 2014 de prototip testlerinden sonar yeni bir sıkıntı başlamıştı. Bu sıkıntı tankın güç kaynağı olan motordu. Bu sorunu çözmek amacıyla Mitsubishi MTU gibi şirketlere anlaşma sunulmuştu ama reddedildi. Daha sonra motor yapması için iş TümosanveTraktör A.Ş ye bırakıldı ancak bu da sonuç vermedi . Yine ithal arandı ve Avusturya’ya başvuruldu. Avusturya Türkiye’de  insane haklarının ihlal edildiğini gerekçe göstererek 17 Ocak 2015 de anlaşmayı iptal etti. 2017 de Koç’un prototipi hazırlamasıyla yeni bir ihale açıldı. Otokar bu ihaleye çok iyi hazılanmıştı. İhaleyi Koç şirketinin kazanması beklenirken meskun mahal versiyonu da dahil olmak üzere 2 farklı tank modeliyle ihaleye katılan Koç Otokar BMC’ye ihaleyi kaptırdı. BMC motor sorununu Alman motorlarıyla çözmeye çalıştı. Anlaşma imzalandı ancak Türkiye’nin Suriye’de yaptığı harekatlar sebep gösterilerek üstü kapalı bir ambargo uygulandı ve BMC verdiği sözü yerine getiremedi. Yıl oldu 2020 ve motor sorunu hala giderilemiyor. Yaklaşık 10 yıldır haber başlıklarında Altay’ın motor sorunu ha çözüldü ha çözülecek diye haberler okuyoruz ama çözülemiyor. Dış ve iç politikadaki sorunları geçelim. Peki biz neden bir motor üretemiyoruz? Öncelikle tank motoru geliştirmek, üretmek zor bir iş değildir. Bugün eğer ekonomik durum yerindeyse minyatür bile olsa çeşitli şemalara bakarak garajınızda bir motor yapmak mümkün ancak eğer bir tankın her koşulda çalışmasını istiyorsanız yine başa dönüyoruz ve tecrübe gerektiğini vurguluyoruz. Bizim yerli motor üretebilmemiz için halk olarak da sabırlı olmamız gerekiyor. Eğer biz bugün bu tankı yerli motorla yapmaya kalkarsak en az 30 yıl biz bu işin altından kalkamayız. O yüzden şimdilik ithal bir motor ve en önemlisi şanzıman bulmalı ve bu tankı bu şekilde seri üretime geçirmeliyiz. Bugün bir tank motoru üretmek için ayrıca milyarlarca  para gerekli. Hem yapılacak arge çalışmaları için hem de gireceğimiz o küresel Pazar için. Eğer yapılan motor satılmassa o endstri  ülkenin başına maraz hale gelir. Bugün ülkeler ortaya çıkan ekstra maliyetler yüzünden ortaklaşa üretim yapıyolar. Fransız Leclerc bugün İsveç malı motor kullanıyor. O yüzden bir şekilde bir ülkeyle anlaşmalı ve motor sorununa care bulmalıyız.