Mustafa Alimoğlu


Steril Ortamda Muhalefet ve Aranan Kan!

Steril Ortamda Muhalefet ve Aranan Kan!


Oluşturdukları steril alanda muhalefetçilik oynayarak mutlu mesut yaşayan bir zümre var. Kendilerine bahşedilmiş sahada top çevirerek maaşlarını hak ederken, gazları alınması gereken kitleyi de hatırı sayılır bir şekilde üterler.

Gerçek hedefler tehlike arz ettiği için, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla muğlaklığı ile mesajlar verilir ve mutlaka konjonktür gereği devlet düşmanlarına (- o sırada kim ise - ) bir güzel giydirilir. Burada asla zamanlama hatası yapılmamalıdır.)

Her dönemin en kolay hedefi, gizem katmak adına isimsiz ve öznesi muğlak dış güçler ile iç mihraklardır. Avrupa devletleri her zaman tehlike azletmeyen kolay hedeflerdir. Ama özellikle ulusalcıların son yıllardaki favorisi malum Amerika’dır. (Trump değil ve Biden’ın durumu ise güncellenmeye çalışılıyor)

Amerika, seçimlerden dolayı şu sıralar biraz gündemden düşer gibi oldu. Bunları, biraz kendi iç gündemleri ile meşgul olsunlar diye rahat bıraktık ama bu onları asla unuttuğumuz anlamına gelmemelidir. İlk fırsatta kahrolası büyük şeytana gürlememiz yakındır.

Geçen sene imdada yetişen dış güç ihtiyacında Yunanistan’ı es geçmemek gerekiyor. Bu kadim düşmanımız her türlü atışa serbest bir hedeftir ve tarihi olarak hiç sekmez.

Hele ki saçma sapan lakırdılarla diklenen Yunanlı bazı yetkililer ile bizdeki  muadilleri, esasen birbirlerinin protein kaynağıdır.

Benzer konularda Rusya (veya Çin) söz konusu olduğu zaman özellikle ulusalcı- avrasyacı zevatın, pandomim sanatındaki maharetine şahit olmamak imkansız hale geliyor.

Konjonktür gereği değişen düşman borsasının aktörlerini saymaya kalkarsak bu yazı çok uzayabilir.  Şimdilik yukarıdakilerle yetinelim.

İç düşmanlar ise malum. Onlar için de dikkat edilmesi gereken husus aynıdır; Zamanlama...

Güncellemeler mutlaka yapılmalıdır. Yoksa baltayı taşa vurmak içten değildir. Uçururlar adamı neme lazım. 

Bu arkadaşlar, ne kadar önemli ve ciddi olursa olsun herhangi bir olayda, eğer mekanda yeterince müşteri toplanmamışsa ve ima ile dahi olsa yüksek rakımlardan bir sinyal almamış iseler, asla tezgah açıp satışa başlamazlar.  Yani bu kadar da kurnaz birer kasaba tüccarıdırlar. 

                          *

Son günlerin siyasi gündem konusu malum yeni oluşumlar... Ülkemizde herhangi bir gündem sıkıntısı çekilmese de yeni oluşumlar, kurulan parti ve diğerleri, söz konusu arkadaşların imdadına yetişiverdi. Zira son zamanlarda hep benzer konularda muhalefet ediyormuş gibi yapmanın tadı tuzu kalmamıştı. Bu arkadaşların, muhalif prim katsayılarının düşmesine asla tahammülleri yoktur. Gerekirse hiç alakası yokken saçma sapan bir lakırdı ile bir anda muktedirlin aradığı kanı bedelsiz bağışlayabilecek kadar da fedakardırlar!

Geçen sene iktidar partisinden ayrılanlarca kurulan iki siyasi partinin adını dahi zikretmeyenler, muhalefet partilerinden kopan siyasilerin daha kurulmayan partilerine kol kanat germeleri takdire şayan bir ilerleme değil midir? Ayrıldıkları (ayrılacakları) partilerin ne kadar antidemokratik ve tek adam zihniyeti ile yönetildiği propagandasını yaparak demokrasi hayatımıza renk katmaları da ayrıca göz yaşartıcı.

Daha düne kadar iktidar medyasının İsmini anmadığı bu arkadaşların bir gecede ruhlarına üflenen demokrasi iksiri  sayesinde, eski partilerine muhalefete başlaması, demokrasi aşığı iktidar medyasının elbette dikkatini çekmeliydi.

Hem iktidar cephesinden hem de muhalefet kanadından salvo atışlar yapmak isteyen arkadaşların aradığı taze kan mekana yetişiverdi. Biri inceden sararmış bir gül, biri ümit dolu dağ gibi öz be öz bir Türk, bir diğeri çelebiliğinden asla taviz vermeyen bir Mehmetçik ile isimsiz nice kahraman hep birlikte demokrasi  adına ortaya atılıverdiler.

Yeni bir şey üretemiyorsan, büyüyemiyorsan ve hatta tükeniyorsan yapman gereken tek şey kendini yenilemek ve özeleştiri yapmak mıdır yoksa karşındakini bölmek ve aralarına nifak sokarak kendi kusurlarını gözlerden uzak mı tutmaktır.

Algıların aksine ben, demokrasi aşığı! bu siyasetçilerin birkaçı hariç yüce yerlerden gelen telkinlerle hareket ettiğini düşünmüyorum.

Kimileri, temsil ettikleri derin güçlerin esasen iktidar tarafından bilerek yada bilmeyerek tasfiye edilmesiyle sahipsiz kalmalarından, kimileri gem vurulamayan egolarından, kimileri de selden kütük kapmanın telaşı ile bu atraksiyonlara girdiklerini düşünüyorum. Yani her şeyin saray tarafından kurgulandığını söyleyerek birçok meselenin perdelendiği kanaatindeyim. Saray elbette her şeyin içinde olmak için uğraşmakta lakin her şeyin sarayın içinde olduğunu düşünmek bizi yanıltabilir.

Geçen sene iktidar partisinden ilkeleri adına ayrıldıklarını söyleyerek parti kuranların (A. Davutoğlu ve A. Babacan) ile muhalefet partilerinden ayrılan- ayrılacak olanların durumu çok farklı. Davutoğlu ve Babacan’ın tavrı, daha çok ilkesel ve muazzam iktidar baskısına karşı bir meydan okuma olarak karşımıza çıkmaktadır.

Günün sonunda bu kişiler için büyük bir risk ve iktidarın her yere ulaşan maddi manevi baskı araçları var. Vergi memurları var mesela! Yargısı var, mülki amirleri var, yakınlarını işten çıkarmak, aşsız işsiz bırakmak için apartta bekleyen kurum yöneticileri var. Bir de mesela parti kurarken tüm kurucularının gizli kalması gereken isim ve adreslerini medyaya sızdıran memurları var. Silahla sopayla saldıran çete mensuplarını da unutmamak gerek.

Muhalefete muhalif olarak piyasaya çıkanların bu türden baskılara saldırılara maruz kalacağını sanmıyorum, arzu da etmem zaten.

Yeni parti kuracak bu kişilerin bu manada kimin kayığına bindiğinden ya da kimin değirmenine su taşıdığından bağımsız olarak zamanlamanın pek de manidar olmadığını, beklediğim bir gelişme olduğunu ifade etmeliyim.

Mevcut ve yeni tüm siyasi partilerin eninde sonunda şeffaflığa ve çok sesliliğe katkı sağlayacağından eminim. Kaçak güreşmek, kripto takılmak, pirincin içindeki  beyaz taş olmak yerine kim olduğunun ve nerede durduğunun belli olması herkesin çıkarına olacaktır.

İktidar çevrelerinin gerçek CHP bu değil, CHP özüne dönmelidir telkinlerinin birçok ulusalcı CHP’li tarafından da dile getiriliyor olması bende biraz tebessüm oluştursa da bu arkadaşların kuracakları siyasi partilerin ülkemize milletimize hayırlı olacağını belirtmek isterim.