Fatma Maraş


Ortak Payda Şiddet

Ortak Payda Şiddet


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortakları tarafından kuşatma altında olduğunu fark etmesi ile beraber, kendisini  içe kapatan kabuğu kırmak amaçlı  etrafla olan  diyaloğunu canlandırmaya Saadet Partisi  YİK   Başkanı Oğuzhan Asiltürk'ü  ziyaretle   başlamasıyla  eş zamanlı  saldırıların konuşan, sorgulayan ve eleştiren kesime yönelik olarak  artması, iktidar  ortaklarının  güç  ile büyülü  hale getirdikleri  ortamın bozulmasını  istememeleri ile ilgili görünüyor.

Ülkemizde yaşanan ve duyarlı tüm vatandaşlarımızı rahatsız eden bir etki yapan son darp olaylarını gerçekleştirenlerin bağlantılı oldukları yapılara baktığımız zaman,  'MHP yöneticilerinin şiddetle ilgisi yoktur' diyebilir miyiz? Hem de Bahçeli hakkındaki sosyal medyada olumsuz paylaşımlarından dolayı boş bir tarlada tetikte duran bir el pozu ile nedamet getirtilen   vatandaşa psikolojik şiddet uygulanarak zorla özür diletilmediğini  kim söyleyebilir?  Türk siyasal hayatında şiddetle arasına mesafe koymayan partiler nasıl iyi anılmıyorsa,  şiddetin bizatihi uygulayıcısı- uygulattırıcısı olan partileri de tarih iyi yazmayacaktır.

Eşine şiddet uygulayan bir erkeğin sadece kadının beyanına bakılarak ceza aldığı bir ülkede, gazetecilere, siyasilere, aydınlara uygulanan şiddete  dönük cezai bir müeyyidenin  velev ki uygulanmayacak olması   tezat teşkil eder.

Vatandaşlar şehirde  şiddetle özdeşleşen bir partinin şemsiyesi altında bulunmaktan rahatsızlık duyduklarını defaatle  ifade etmişlerdi.  Bu  parti  ya şiddet tarafında yer almaktan vazgeçecek, ya da   şiddet  uygulayıcı  kanadına  yeni bir isim  bulacak; tıpkı PKK'nin  yasallaşmış halinin  HDP olması gibi.  Yoksa şiddetle beraber anılmak onu 2002 seçimlerinde Meclis dışı kaldığı gibi   bir halle yüz yüze bırakacak.

 HDP'yi diğer siyasal partiler nezdinde sevimsiz kılan şey,  terörle arasına mesafe koymamış olmasıdır. Günümüzde  şiddet ve terörle özdeşleşmiş olan  PKK'nin yasallaşmış hali olan HDP'ye yakınlaşan siyasi partiler  de  lekelenmekten kurtulamazken;  şiddet  uygulama ve terör estirme noktasında  HDP'den bir farkı olmayan  kimi kimlik partisi nasıl oluyor da  iktidarın ortağı oluyor, ve de  bunu kimse sorgulamıyor - sorgulatamıyor?

Ortak payda şiddet olunca, al birini çal öbürüne. Biri halkı köyde dövüyor, diğeri  entelektüelleri, gazetecileri, siyasileri şehirde dövüyor.  Anlaşılan o ki,  ülke iki parti arasında  parsellenmiş. Kırsalda şiddet, şehirde şiddet; sadece uygulayıcıları farklı.

 You Tube'de dolaşan Ramiz amcanın ' Sokağa çıkıyorum corona, parka gidiyorum polis, eve geliyorum hanım... Aman Allah'ım nereye gideceğimi şaşırdım!'  korkusu vatandaşın durumunu  da anlatır nitelikte. Dağlar güvensiz, şehir sokaklarında da can emniyeti yok.

Siyasi partiler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yanlısı olanlar ya da Parlamenter Sistem'i isteyen siyasi partiler  gibi gruplamalara  tabi tutulurken,  şiddet yanlısı olan siyasi partileri de -halkın topladığı gibi -bir grupta toplamak gerekir. Bu bağlamda HDP ile hangi diğer partinin şiddet grubunda yer aldığını, ortak paydalarının şiddet olduğunu görmek kolaylaşacak.  Yukarıda zikrettiğimiz gibi tek farkla; birisi kırsal kesimde, dağda terör yaratırken; diğeri şehirde  terör yaratıyor. Hem de  'Devlet  bende müşahhaslaştı' tavrı   ile  zor kullanma tekelini elinde bulundurarak zorbalığa soyunuyor.

 Terörün her çeşidine karşı çıkan  biz, hükümet görüntüsü altında vatandaşa uygulanan şiddete ve oluşturulmak istenen terör ortamına sesiz kalmayacağız.  FETÖ'nün gerek soru çalarak, gerek faili meçhulleri işleyerek,  gerekse hukuk, güvenlik gibi alanlarda  toplaşarak  kendi dışındakilere  uyguladıkları şiddetin şimdi siyasal bir parti aracılığı ile uygulanıyor olması, hem eyleme hem de uygulayıcılarına   ahlakilik  kazandırmıyor.

 Şiddet ortak paydasında  birleşen  iki siyasi partiden  biri kapatılma  durumu  ile karşı karşıya  iken ; diğeri nasıl oluyor da  iktidar ortağı olup diğerinin kapatılmasını isteyebiliyor?  Her ikisinin  de terör estirme noktasında aynı filleri işledikleri  aşikarken.

 Aklı başında  bir kişi çıkıp  da 'PKK-YPG terör  örgütüdür ama HDP'nin terörle ilişiği yoktur.' diyemezse; benzer şekilde MHP yöneticilerinin   gözüne hoş görünmeyen,  Bahçeli'yi eleştiren ya da soru soran  fikir sahiplerine  uygulatılan şiddetin de' MHP ile ilişiği  yoktur' diyemez. Hem daha yakın zamanda, Boğaziçi Üniversitesinde  seçimle gelmeyen rektör atamasına karşı çıkan  öğrencilerin  anayasal haklarını kullanarak  gösterdikleri  demokratik tepkilerine  karşı, Sayın Bahçeli'nin kullandığı ' Başı ezilmesi gereken  bir komplo'   ifadesi  ortada dururken.

Aynı kutupların birbirini itmesi, farklı kutupların birbirini çekmesi bir fizik kanunudur. Öyle görünüyor ki bu kural siyasette de geçerli.  Şiddet ortak paydasında birleşen iki kimlik partisinin  birbirlerini itmesi bu kabilden olsa gerek.

 Ha dağda ha şehirde fark eden ne, şiddet ve terör ortak paydasında birleştikten sonra.