Sanırım hepsi yanlışmış. Birileri tarih değil hikaye yazmış. Bildiklerimiz arşiv falan değil çöp kutusuymuş meğer. İstatistikler külliyen uydurmaymış. Galiba biz de sadece sanal dünyada gönlümüzden geçenleri yazmışız.
Neden mi?
Balkanların 600 yıllık Ecdat yadigarı olduğunu. Türkiye’de 18 milyon Balkan Rumeli insan veya onların torunlarının yaşadığını. Balkanların komşumuz, akrabamız, tarihimiz olduğunu. Ülkemizin Avrupa’ya açılan köprüsü olduğunu. Stratejik bağlarımızı. Yaklaşık 80 Milyonluk nüfusu ile önemli bir ticaret kaynağını. Halen içerisinde 2 Milyon Türk, 10 Milyondan fazla akraba ve kardeşlerimizin olduğunu. Ülkemize gelen soğuk ve yağışlı havaların geldiği yeri. İstiklal marşımızın yazarı M.Akif ’in baba toprağını. Atatürk’ün doğduğu topraklar olduğunu. Zengin kültürünü, folklorunu, turizmini, toprağını… ya yanlış ya yalan ya da inanmayarak yazmışız ve okumuşuz.
Milli şairimiz M.Akif baba toprağını şöyle ifade eder bir şiirinde:
“Balkan’ı bildin mi nedir, hemşeri?
Sevgili ecdadının en son yeri,
Bir sıla isterdin a çoktan beri,
Şimdi tam vakti… Uğurlar ola!
Balkan’ın üstünde sızan her pınar,
Bir yaradır, durmaz içinden kanar!
Hangi taşın kalbini deşsen: Mezar,
Gör ne mübarek yer… Uğurlar ola!
Eş hele bir dağları örten karı:
Ot değil onlar, dedenin saçları!
Dinle: Şehit sesleridir rüzgârı!
Durma levent asker… Uğurlar ola!”
Şimdi nereden çıktı bunlar, zaten biliyoruz hepsini diyenler olacaktır elbette.
Durun anlatayım size.
Oturdum, en az 6 televizyon kanalının haber merkezini üşenmedim tek tek aradım.
Dedim ki; bakın Kosova’da çok önemli seçimler var. Kosova’da bir takım şeyler oluyor. Diğer taraftan Bulgaristan’da önümüzdeki ay seçimler var. Türklere sandık sınırlaması getiriliyor. Sadece bunlar mı? Yunanistan İyon denizinde 12 mil olayını getirdi. Türkiye’ye karşı Ege denizinde aynısını yapmak için muadil oluşturuyor. Arnavutluk çok önemli stratejik ortağımız. Bunları birileri televizyon kanallarında anlatsın. İsterseniz çağırın geleyim ya da başka biri. Çıksın anlatsın.
Ama nerdeee? Kanallarda hep aynı yüzler hep aynı konular. Balkanlara sıra ne zaman gelir Allah bilir?
Aradığım kanallardan biri dedi ki; gündem çok sıcak. Referandum, Suriye, PKK, Güneydoğu. Biraz sakinleşsin elbette Balkanları da konuşuruz, o zaman sizi davet ederiz.
Başka bir kanal ise dedi ki; sponsor bulabilirseniz program yapalım.
Diğerlerinden hiç ses bile çıkmadı.
Bilmiyorum siz gördünüz mü? Şahit oldunuz mu? Hangi kanalda Balkanlar saatlerce konuşulan bir konu oldu acaba? Hatta bırakın saatlerce, birkaç dakikalık haber?
Geçenlerde Kosova’nın 13.Bağımsızlık yıl dönümüydü mesela. Hangi kanalda duydunuz bunu? 14 Şubat’ta yapılan Kosova seçimlerini duydunuz mu hiç? Daha çok aynı güne denk gelen 14 Şubat sevgililer günü gündeme geldi.
Önümüzdeki günlerde Bulgaristan seçimleri var, peki hangi kanal konuşuyor? Ya da Arnavutluk?
Siyasi parti ayırımı yapmadan sormak istiyorum. Balkanların yoğun olduğu Trakya, Marmara , Ege ve Akdeniz ile Karadeniz’in belli kesimlerinde kaç tane Balkanlı siyasi ve bürokrat var? Hatta Diyarbakır’ı , Mardin’i, Artvin’i, Rize’yi v.s. değil, İstanbul, İzmir, Bursa, Tekirdağ, Edirne’yi soruyorum. Mesela İstanbul’da Bayrampaşa, Eyüp sultan, Gaziosmanpaşa, Pendik’i, İzmir’de Bornova, Buca, Bergama, Çeşme, Aliağa’yı, Bursa’da Nilüferi, Osmangaziyi soruyorum mesela… Türkiye’nin yurt dışı temsilciliklerinde, Afrika, Ortadoğu, Asya falan bu gibi yerleri sormuyorum, bizzat Balkan ülkelerindeki görevli arkadaşlarımızı soruyorum. Balkanlardan, Rumeli’den liyakatli insan mı yok, Balkanlar kendini mi gösteremiyor , saklanıyorlar mı, yoksa sevilmiyorlar mı?
Bazı hemşerilerimiz, Balkan STK temsilcileri, Rumelili kanaat önderleri bana sorup duruyor. Neden bizden milletvekili çok az? Bürokrat, bakan, Belediye Başkanı… yok ? Neden bu ilgisizlik? Bu soruyu bana değil de kendilerine sormaları gerekiyor aslında.
Siyasi Partilere ise hiç kızmıyorum. Zira Siyaset güç ile yapılır. Gücün varsa dinlenirsin.
Balkanlar dopdolu enerjisi ve potansiyeline rağmen sessizliğe döndürüldüyse, bütün bunlara sessiz kalarak tamam deniyorsa, kızmıyorum kimseye. Kızmaya da hakkım da yok zaten.
Geçenlerde önemli bir siyasetçi bana şunları söylüyordu: ” Balkanlar için yırtınıp duruyorsun. Balkanlarla ilgili çalışmalar yapanların arkasından yine sizin kendi hemşerileriniz konuşup kötülüyor. Siz kendi kendinizin bacağına sıkıyorsunuz. Kendi bindiğiniz dalları kesiyorsunuz. Üstelik sizde çok general var, ama bu işlerde asker de lazım. Kusura bakma ama Balkanlardan bir şey olmaz..”
Düşünüyorum da yazdığımız bu makaleler bile sadece 1000-1500 kere okunuyorsa, 18 milyon Balkan Rumeli insanından bahsedebilir miyiz?
Türkiye’deki Balkan toplulukları bir araya gelip, hemşerilerinin yoğun yaşadığı yerlerde işaret gösterip işte bu olacak deseler ve taviz vermeseler bu iş olur zaten.
Birlik olacaksın, kafana ve kalbine uygun siyasi partilere üye olup etkin olacaksın, siyasette, bürokraside ve STK’larda ki liyakatli ve düzgün olan kendi insanını tutup destekleyeceksin, onları satmayacaksın, ilgili Dernekle üye olacaksın, sosyal medyada aktif olacaksın ve hemşehrilerini takip edip destekleyeceksin.
Ne ekersen onu biçersin. Dolayısıyla kural çok açık. Senin olanı “ceksin” olmayanı “meyeceksin” Mesela seni anlatan kanalı seyredeceksin, diğerini seyretmeyeceksin. Senin olanı destekleyeceksin, diğerini desteklemiyeceksin.
Yalnız, burada çok önemli bir husus var. Balkanlar derken asla kafatası milliyetçiliği yapmayacaksın. Aidiyet önemli. Tabi ki “senin” olacak ama her şeyden önce olmazsa olmaz kural liyakattir. İşinin ehli olacak.
Bu kuraldan sonra, “Senin” olan şudur:
Seni seven, seni bilen, seni savunan, seninle aynı düşünen, seni anlatan, seninle paylaşan, seninle olan, seni anlayan…
Adam Balkanlı ama ne Balkanları bilir, ne Balkanları düşünür, ne Balkanları tercih eder, ne Balkanları konuşur…
Veya tam tersine adam Balkanlı değil ama tam bir Balkan dostudur, Balkanları bilir, savunur, paylaşır… Bunu tercih etmek gerekir.
Doğduğu yer Balkan, soyadı Balkan, hanımı, kocası veya komşusu Balkan olabilir ama asıl gaye bu değil ki. Kalbi ve icraatleri samimi olarak Balkan ise tamam aksi durumda bu işte bir yanlışlık var demektir.
Tam tersi de olabilir. Mesela Diyarbakır’a, Doğuyu bilen, anlayan ve seven bir Arnavut vatandaşımız neden Belediye Başkanı olmasın ki? Aynı şekilde Rize’ye bir Trabzonlu Belediye başkanı veya milletvekili olabilir.
Evet, Balkanlara ciddi bir ilgisizlik var. Çünkü Balkanlar aslında kendini unuttu, uykuya daldı zahir.
Yine bir M.Akif dizesiyle kapatmak istiyorum:
Ey millet-i merhûme, güneş battı.. Uyansan!
Hâlâ mı, hükûmetleri, dünyâları sarsan,
Seylâbelerin sesleri, âfakin enîni,
A’sâra süren uykun için gelmede ninni?…