Sema Dolunay

Tarih: 11.05.2021 08:46

Adalet Mülkün Temeli midir? (2)

Facebook Twitter Linked-in

              Kutadgu Bilig’in yazıldığı 11. Yüzyıldan günümüze her alanda kapsamlı bir değişim yaşanmıştır.

Değişmeyen tek şey değişim olsa da bazı değerler insan doğasının gereği ve insanlığın ortak değeriolduğu için değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan biri de adalet kavramıdır.

Adaletin, günümüz dünyasının temel değerlerinden olmasında insan vicdanında yer bulması ve insan onurunun korunmasında etkili oluşu belirleyici olmuştur. Adalet mekanizmasını çağın gereklerine göre oluşturamayan devletler hem haksız ve hukuksuz uygulamaların önünü açmışlar, hem de vatandaşı ile güven temeline dayalı ilişki geliştiremediklerinden devlet sisteminin her alanına yansıyan pek çok sorunla uğraşmak durumunda kalmışlardır. Çünkü adaletsiz uygulamalar geniş toplum kesimlerini öfkelendirir. Öfkelenen, maruz kaldığı haksızlığın giderilmediğini gören insanlar adaleti kendileri sağlamaya çalışır ve bu da bozuk olan adalet sisteminin çökmesine ve hukuksuzluğun artmasına yol açar. Hâlbuki devlet adı verilen siyasi organizasyonu insanlar; can ve mal güvenlikleri sağlasın,bu yapılırken de insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde düzen oluşsun diye meydana getirmişlerdir. Hukuk dediğimiz sonuçta kişilerin birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallar bütünüdür.

      Geçmişten günümüze adalet kavram ve fikir olarak değişmemişse de adaletin tecelli edeceği hukuki yapı değişmiştir. Günümüzün modern devletlerinin anayasalarında temel hak ve özgürlükler yer alır ve anayasanın teminatı altındadır. Devletler bağımsız mahkemeler aracılığıyla adaleti sağlamaya çalışırlar.  Üstüne üstlük hak ihlallerini önlemek ve adaleti en doğru şekilde gerçekleştirmek için uluslararası mekanizma ve metinler (Bildirge ve sözleşmeler) oluşturulmuştur. Çünkü insan değerlidir, insan hayatı kutsaldır. İnsan onuruna yaraşır bir hayat sürmek herkesin hakkıdır.

          Tümdengelim yapıp ülkemize odaklanacak olursak, ülkemizde adalet terazisi doğru tartmakta mıdır? Yapılan işler Kamu vicdanına uygun mudur? Hukuk mekanizması doğru işlemekte midir? Demokrasilerin olmazsa olmazı kuvvetler ayrılığı gerçekte var mıdır? Yargı bağımsız mıdır? Üzülerek ifade etmeliyim ki bu soruların cevapları olumlu değildir?

          Her geçen gün karşılaştığımız hukuksuzluk örnekleri kamuoyunun vicdanında onarılamaz yaralar açmakta, adalet duygusunu zedelemekte ve vatandaşın devlete olan güvenini derinden sarsmaktadır. Adalet yoksa zulüm vardır. Zulmün olduğu yerde kimseye huzur yoktur. Adalet mülkün(devletin) temelidir. Temel sağlam değilse bina çöker.

Son söz; Unutmayalım ki adalet bir gün herkese lazım olur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —