İranlı yönetmen Mecid Mecidî?nin Peygamber Efendimizi anlatan filmi, 28 Ekim?de Türkiye?de gösterime giriyor. Filmde Peygamberimizin gösterilmeyeceği, sâdece arkadan çekim olduğu açıklandı.
Şahsen, arkadan çekim bile olsa Peygamberimizin beyaz perdede canlandırılmasına karşıyım. Bugün arkadan çekim olur. Yarın başka bir şey olur. Böyle böyle alışırız.
Mühim bir şey daha var.
Mehmed ismi nereden gelir bilirsiniz. Millet olarak ?Her eve bir Mehmed lâzım.? fikrince çocuklarımıza en çok bu ismi koyarız. Ecdâdımız, Efendimizin ismini anarken edeb üzere direk söylemek için ?Mehmed? olarak söylemeyi tercih etmiştir.
Hazret ifâdesi olmadan ve salâvat getirmeden O?nu anmayız.
Bu filmde ilk dikkatimi çeken şey bu oldu: Filmin adı. ?Muhammed? şeklinde kullanım, hassâsiyetlerimize aykırı. Yeni nesil bir süre sonra, edebe mugayyir olarak sıradan birinden bahseder gibi bahsetmeye başlar.
Unutmayalım ki göz alışınca gönül de alışır.
Şimdi, ?Ama Diyânet ve bir kısım âlimler sakınca olmadığını söylediler.? diyenleriniz olacaktır.
Ne diyeyim?
Hem Diyânet hem de o bir kısım âlimler, bir zamanlar, ?diyalog diyalog? diyenlerin de sakıncalı olmadığı söylüyorlardı.
MEZARLIK ZİYÂRETİ BÖYLE Mİ OLUR?
Genç ve güzel bir kız. Üzerinde, kalın askılı, kırmızı bir gece elbisesi var. Elbise, arkadan diz altında, önden mini. Elbisede hatırı sayılır bir göğüs dekoltesi var.
?Bu genç kız, bu elbiseyle gece gece nereye gidiyor?? diye sorsam hangi cevabı işâretlersiniz?
Düğüne Bir sergi açılışına Birisiyle yemeğe MezarlığaSanırım, hiç kimse d şıkkını işâretlemez. Öyle ya Müslüman bir ülkede olacak iş mi? İslâmla alâkası olmayan birisi bile mezarlığa giderken üstüne başına dikkat eder. Orada yatanlara saygıdır bu.
Ama doğru cevap, d şıkkı. Bahsettiğim hâdise ?Kertenkele Yeniden Doğuş? adlı dizide geçiyor. Bu genç kız, bu kıyâfetle gece vakti mezar ziyâretine gidiyor. Mezarlıkta şüpheli biriyle karşılaşınca da bir kaçma kovalamaca başlıyor. Mezarlar arasında yürüyüş yolu olduğu ve oradan koşarak kaçmak mümkün olduğu hâlde, kahramanlarımız mezarlar arasında kaçma kovalamaca oynuyorlar. Bu dakikalarca sürüyor. Böylece seyircinin gözü, bu kıyâfetle mezarlar arasında koşturan kıza alışıyor.
Ne dedim yukarıda? Gözümüz alışınca gönlümüz de çalışır.
Epeydir dikkat ediyorum, dizilerde mezarlık sahnesi çekimlerinde inancımıza uygun olmayan görüntüler yer alıyor. Sanki gayrimüslim cenâzesi gibi sahneler var.
Başsağlığına gittiğim bir evde, ölen hanımın torunu dikkatimi çekmişti. Makyaj yapmıştı. Evet, anneannesi o gün veya bir önceki gün ölmüş; torun süslenip püslenip cenâze evine gelmişti. Bu gençlere kızamıyorum. Televizyonla büyüyorlar. Dizlerle şekil alıyorlar.
Başka bir husus daha var. Bu mezarlıkta böyle saygısızca bir dizi çekimi yapılması için kimden izin alındı? Diyelim ki belediyeden izin alındı. Belediyenin o mezarlıkta yatanların akrabalarına karşı sorumluluğu yok mu? Böyle bir densizliğe nasıl izin verilir?
Zannederim, meseleye Diyânet İşleri Başkanlığı?nın el atması lâzım.
Bir de o mezarlıktakilerin akrabalarının şikâyetçi olması lâzım.