Bir tarafta ABD vatandaşı olan tutuklu rahip Brunson’u serbest bıraktıran Trump’ın sahiplenme duygusu, diğer yanda soydaşına, dindaşına, kardeşine Batılı ülkelerin sahip çıktığı kadar sahip çıkmayan T.C. Hükümeti...
İktidarın kıblesi swap anlaşmaları ve borç alınan birkaç milyar dolar olunca, ülkede millilik yerlilik adı altında sıklıkla kullanmaktan geri durmadıkları inanç, kültür ve değerlerimizle çelişen akıl almaz durum ortaya çıkıyor; menfaatdaşlık hepsine galebe çalıyor.
Menfaatdaşını, fikirdaşına tercih ederek milli kodlarımızı bozan anlayıştan farklı bir şey beklenmezdi de…
T.C.Hükümetinin, doğrunun- mağdurun – mazlumun-kimsesizin yanında olmayışı, seksen dört milyonun da aynı düşüncede olduğu anlamına gelmiyor. Nitekim Çin zulmü altında inleyen ve soykırıma tabi tutulan Doğu Türkistan ile ilgili olarak yurt genelinde Gelecek Partisinin düzenlediği imza kampanyasında toplanan imzalar yüz binleri aştı. İmzaların sayısının çokluğu, Türkiye’nin de - Avrupa ülkeleri gibi- Çin’in Uygur Türkleri ve kardeş topluluklara uyguladığısoykırımı görüp Çin’e tepki vermesi, yaptırım uygulamaktan geri durmaması gerektiğini en iyi şekilde ifade etmektedir. Toplanan imzalar ilgili STK’lere, TBMM’ye, siyasi partilere ulaştırılmıştır.
Diyeceğim o ki, hükümet halkının isteklerini yapmakla yükümlü olduğu halde, Erdoğan hükümeti ülke içi meselelerde olduğu gibi Doğu Türkistanlılara uygulanan insanlık dışı muamelede de, vatandaşlarının isteğinin tersi istikamette yol almaktadır.
Mevcut hükümetin Doğu Türkistanlılar yanında yer almayıp Çin Hükümeti yanında yer alması iktidar pusulasının “güç” ayarlı olduğunu gösteriyor. Bu durum Uygur Türkleri ve kardeş toplulukların yalnız kaldıkları anlamına gelmez, gelemez. Bu sadece hükümetin vatandaştan ne kadar kopuk olduğunu gösterir.
Her şeye rağmen Doğu Türkistanlılar yalnız değildir; gelecekte de yalnız kalmayacaklardır. Çünkü tarih soykırıma başkaldıran şahsiyetlerle dolu. Kadınların gasp edilen haklarını alma noktasında karşı cinse karşı verdikleri mücadele de unutulur gibi değil.
Tarihin başlangıcından beri insanlığın bir yarısının diğer yarısı tarafından baskı altında tutulduğu ve insanlık onurunun elinden alındığı binlerce yıllık zaman diliminde,en eski ayrımcılığa savaş açarak baskıyı kaldırmak ve onurunu yeniden kazanmak mücadelesini veren ve de mücadeleye halen de devam eden kadınlarla dünya dolu olduğu için Doğu Türkistanlılar yalnız değildir.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çeşitli dünya ülkelerinde bir insan hakkı ihlali olarak ele alınıp her geçen gün daha çok parlamentolarda gündeme geldiği için Doğu Türkistanlılar yalnız değildir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında milyonlarca Yahudi’ye Naziler soykırım uyguladığına dünya tanıklık ettiği ve dünya tarihinin o kara günlerinin bir daha yaşanmamasını isteyen Birleşmiş Milletler “bir daha asla!” diyerek “Soykırım Suçunun Önlenmesine Dair Sözleşme”sini hazırladığı için Doğu Türkistanlılar yalnız değildir.
Sizden önce ABD’de ırkçılıkla mücadele tarihine damga vuran insan hakları savunucusu Malkomx, özgürlük, eşitlik, adalet için mücadele verip örneklik teşkil ettiği için Doğu Türkistanlılar yalnız değildir.
Hindistan’ın zenginliklerinden bir kısmını sömüren Britanyalı yetkililere karşı “Tuz Yürüyüşü” adı altında barışçıl bir hareket başlatıp cılız seslerin bir araya gelerek gür bir sese dönüşmesini sağlayıp ilgilileri ülkesinden kovmayı başaran Mahatma Gandi gibi bir örnek olduğu için Doğu Türkistanlılar yalnız değildir.
Türkiye’de başta Gelecek Partisi olmak üzere çeşitli siyasi partiler –iktidar partileri hariç – Doğu Türkistan meselesine insan hakları ihlali çerçevesinde baktığı için bu meseleye şartsız “dur!”diyen ve bundan sonrada çıkar ilişkisine bağlı olarak ağzını kapatan bir lider olmayacağı görülen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, en üstten en alta kadar bütün çalışma arkadaşları bu meseleye sahip çıktığı için Doğu Türkistanlılar yalnız değildir.
Ve daha bir çok nedenden dolayı…
Sonuç olarak Çin yanlısı olan hükümeti bir an önce seçime mecbur bırakarak iktidardan indirmek, Doğu Türkistan sorununun kesin çözümünde kilit rol oynayacaktır.
Ayrıca Çin mallarını boykot etmek ise bir insanlık görevidir.