Bilindiği gibi tüm dünyada şehirlerin gelişim sürecinde dinamik bir yapının varlığı ve değişimdeki ivme dikkati çekmektedir. Dolayısıyla artan nüfus ve kentlere olan akım günümüzde şehirlerin statik bir yaklaşımla ele alınamayacağını göstermektedir.
Günümüzde dünya nüfusunun % 54,7’si yaşamlarını kentsel alanlarda sürdürmektedir. Ancak Birleşmiş Milletler tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun %68’den fazlası şehirlerde yaşıyor olacaktır.
1960 yılında, dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlası kırsal yerleşimlerde ve dolayısıyla nüfusun 1/3’ünden daha azı yani %33,6’sı kentsel yerleşim yerlerinde yaşıyordu.
Küresel düzeyde ilk kez 2007 yılında kentsel nüfus kırsal nüfusu geçmiştir. Buna göre belirtilen tarihten itibaren kentsel alanlarda kırsal alanlara göre daha fazla nüfus insan yaşar hale gelmiştir.
Türkiye’de ise ilk kez kent nüfusu oransal olarak kırsal nüfusun önüne 1985 yılında geçmiştir.İlk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılından beri toplam nüfus içerisinde kentsel nüfus mutlak ve oransal olarak artmaya devam etmektedir. Dolayısıyla yıllara göre kırsal nüfusta düşüş söz konusudur.
Mevcut veriler dikkate alındığında ise Türkiye’nin kentsel nüfus oranı Avrupa Birliği ortalamasıylabenzer değerlere sahip olduğu görülmektedir. Oysaki 1960’lı yıllarda Türkiye kentsel ve kırsal nüfus oranı bakımından dünya ortalamasına yakın bir değere sahiptir. Özellikle 1980’li yıllarda Türkiye’de kentsel nüfusun hızla arttığı görülmüştür. Bugüne gelindiğindeyse Türkiye, AB’nin kentsel nüfus oranına çok daha yakın ve dünya ortalamasına ise bir o kadar uzaktır. Dolayısıyla kentsel ve kırsal nüfus oranları bakımından Türkiye ve AB benzer verilere sahip bulunmaktadır.
Konuya rakamlarla bakıldığında (grafikte gösterildiği gibi)2017 yılı verilerine göre Türkiye’de kentsel nüfus oranı %74,4 iken AB ortalaması ise %76,4’tür. Bu değer dünya geneli için ise%54,7’dir. Dolayısıyla dünya genelinde nüfusun halen %45,3’ü kırsal alanlarda yaşarken, Türkiye ve Avrupa Birliğinde nüfusun kırdan ziyade kentsel alanlarda yaşadığı ve nüfusun kentsel karaktere sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle tüm dünyada daha düşük bir hızla kentsel nüfus artmakta olsa da Türkiye’de kent nüfusu daha yüksek ivmeyle artmıştır. Halen dünya ortalaması olarak yaklaşık olarak her iki kişiden birikırsalda yaşarken,Türkiye ve Avrupa Birliği’nde her dört kişiden birinin (¼) kırsal alanlarda yaşadığı anlaşılmaktadır.