Aykut Karahan


Dimyat, Bulgur, Pirinç

Dimyat, Bulgur, Pirinç


   Ephesos bugünkü Efes antik kenti. MÖ. 5.yüzyıl. Şehir kötü yönetiliyor, yurttaşlar büyük filozof Herakleitos'tan yardım isteyip, gelip kanunlar yapmasını talep ediyorlar. Fakat büyük filozof kabul etmiyor. Ve bir gün bakıyorlar ki; Artemis tapınağına çekilerek çocuklarla aşık oyunu oynuyor. Efesliler çevresine toplanıp şaşkınlıklarını gizleyemeyince şöyle diyor onlara, 'Ne
şaşırıyorsunuz, reziller! Yoksa böyle yapmak sizinle birlikte devlet idare etmekten daha iyi değil mi?' diye konuşuyor.
   Bu olaya bakacak olursak fikir namusu denilen kavramın bir filozof için ne kadar değerli olduğunu görebiliriz. Buna tarihten çok güzel bir örnek olarak daha, Sokrates verilebilir. Zira o büyük üstadda fikirlerini devrin siyasi otoritesi beğenmediği için değiştirmemiş ve fikirleri uğruna canını vermiştir. Oysa fikir ve değerlerinden taviz verip canını kurtarabilirdi. Aslına bakarsanız Sokrates kendi felsefesini kullandırma yoluna gitmedi.
   Oysa yukarıda sadece iki örneğini verdiğimiz ve Müslüman dahi olmayan bu iki isim fikir namusu sahibi insanlar olarak bugün ölümleri üzerinden binlerce yıl geçmiş olmasına rağmen konuşuluyor olmaları anlamlıdır. Bu iki örneği özellikle son günlerde dini /muhafazakar camianın sözde ileri gelen hoca ve akademisyenlerinin bazı WhatsApp gruplarında dolaşan 'iktidarın yanlışları olabilir ama kazanımları kaybetmemek için susulmalı' türünden mesajlarına binaen yazmak istedim. Zira fikir namusu zor bir iştir ve bedel ister. Bedel ödemeyi göze almak ise ancak mert insanın yapabileceği iştir. Sırf dünyalık iktidar kaybedilmesin diye, sırf dünyalık küçük kazanımlar muhafaza edilsin diye yapılan; hesapçı ve menfaatperest yaklaşımlar ile neler kaybedildiğini bilemeyecek kadar da cahillik ile dolu bir yaklaşım. Genel manada maalesef bu toprakların birkaç asırlık kaybediş öyküsünün de başlığı gibi, 'Fikir namusu.' İslâm'a karşı felsefeyi ve bilimi bir koçbaşı olarak kullanan zihniyet ne ise kendi küçük menfaatlerini korumak için İslâm'ı araç olarak kullananlar arasında zerrece bir fark yoktur. Hatta ikinciler İslâm adına hareket ettiklerini söyleyip de daha büyük zarar verdikleri dahi söylenebilir...