Kerime Yıldız


GECİKMİŞ BİR AÇIKLAMA

GECİKMİŞ BİR AÇIKLAMA


Nihâyet, Diyânet İşleri Başkanlığı, Mecîdî?nin filmi hakkında bir açıklama yaptı. Keşki bu açıklama, film gösterime girmeden yapılsaydı.

?Başkanlığımızın söz konusu filme onay verdiği ve filmin bütçesine destek sağladığı yönündeki haberlerin asılsız olduğu ve hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı bilinmelidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.'

Zararın neresinden dönülse kardır diyeceğim ama emin olun, bu filmin verdiği zarar kolay kolay düzelmeyecek. Şimdiden, devam filmleri için tedbir alınmalı.

Filmin zamanlamasıyla ilgili bir fikrimi paylaşmak istiyorum. Önce biraz geriye gidelim.

17 Ağustos Marmara Depremi?nden sonra depremin Amerika-İsrail ortak yapımı Tesla deneyi olduğu iddiâları ortaya atılmıştı. Bu iddiânın en sağlam delili, denizdeki patlamaydı. Bu patlamayı gören binlerce vatandaş olduğu hâlde herhangi bir görüntü mevcut değildi. Daha doğrusu ilk günlerde ekranlara düşmüştü ama sonrasında kaldırıldı.

Bu görüntüyü çok iyi hatırlıyorum. Çünkü özel bir tv kanalında üç gün boyunca yayınlandı. Sonra kaldırıldı. Bir el, Marmara?daki bütün kamera kayıtlarını sildi sanki. Düşünsenize bir fabrikanın kamera kaydı olur da köprülerin, hodinglerin, askerî tesislerin kamera kayıtları olmaz mı? Yok, yok, yok? Bu görüntülerden birisi, yıllar sonra Can Dündar?ın Marmara depremi belgeselinin giriş kısmında yer aldı. Artık internette var. Seyredip denizdeki patlamayı görebilirsiniz. 

Deprem sabahı, Amerikan gemisinin burnumuzun dibinde hazır olması ve İsrail'in koşa koşa yardıma gelmesi, o panikte sorgulanmadı. Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un tek bir hasta bile vermemek için direnişini anlayamadık. Hattâ, duyarsızlıkla suçladık. Rusya gemisinin yardım için Boğaz'a girmesine izin verilmemesi, ilgi alanımıza hiç girmedi. Depremden hemen sonra, tüm Türkiye?de elektriklerin kesilmesi; cep telefonları da dâhil her türlü iletişimin durması çok garipti.

Daha garip olan şey ise aynı yılın sonuna doğru gösterime giren James Bond filmiydi. 'Dünya Yetmez' adıyla gösterime giren James Bond filmi, Kız Kulesi'nin altında plütonyum bombası patlatmaya çalışan bir Rus ajanına engel olup İstanbul?u kurtardı. Film, James Bond?un ?Christmas?ı hep İstanbul?da kutlama istemişimdir.? diyerek kadeh kaldırmasıyla bitiyordu.(Nasıl bir sonuca hazırlık yaptılarsa artık!)

Bu filmin tesirinde kalan seyirci, Tesla mesla anlamaz. İstanbul?u kurtarmak için canını tehlikeye atan adamları kutsar.

?Amma da attın?? diyenlere James Bond romanlarının yazarı Ian Fleming?in 6-7 Eylül olaylarında Beyoğlu'nda olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Dikkatinizi bir noktaya daha çekmek istiyorum. 1997 yapımı 'Komplo Teorisi' filminde Türkiye'de sun?i bir deprem olacağından bahis vardı. 1999'da deprem oldu. Adamlar yapacağı işi filmde söyler mi demeyin. ?Kod Adı: Kılıçbalığı?nda, amaçları için gerekirse gökdelenleri yerle bir edeceklerini söylediler. Sonra, ikiz kuleleri yerle bir ettiler. Biz de dâhil bütün dünya, hâdisenin müsebbibi olarak Arap teröristleri kabul etti. Niye? Çünkü konu hakkında onlarca film yapıldı ve kamuoyu iknâ edildi. Nitekim işin içinde Arap teröristler vardı. Kime hizmet ettikleri mühim değildi. Sâdece Arap olmalarına odaklandık.

Şimdi gündeme gelelim.

15 Temmuz gecesi bir darbe girişimi oldu. Darbe girişiminde bulunanlar, yıllardır hoşgörü ve dialog adı altında Peygamberimizi diğer peygamberlerle eşitleyen, belki daha sonrasında unutturacak olan protestan bir İslâm gayretindeydiler.

Eğer bu darbe başarılı olsaydı, bu protestan İslâm anlayışını destekleyecek filmin gösterime hazır olmasınıa, ?tesâdüf? deyip geçebilir miyiz?

İlk Haçlı seferi, 1096?da oldu. Hemen öncesinde Haşhaşîler hazırdı. O gün bugündür, Batı-Doğu şer ittifakı hiç bitmedi; bitmeyecek.

Mecîdî?nin filmine böyle bakmanızı tavsiye ediyorum.