Cuma İçten


Ak Çocuklar ve Aç Çocuklar

Ak Çocuklar ve Aç Çocuklar


Ülkemiz çok zor zamanlardan geçiyor ve siyasi fikri ve yaşam tarzı ne olursa olsun hepimiz mutsuz bir şekilde yaşama devam ediyoruz. Birlikte paylaştığımız bu topraklarda birimiz ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda sorunlar yaşarken bir diğerimiz nasıl mutlu olabilir ki?

Bu zor sürecin sorumlusu Ak parti ve Mhp iktidarıdır.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçtikten sonra bu durum çok daha fazla derinleşmiş ve iktidar halktan kopmuştur. Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğundan beri yanlış işler doğru işlerden daha fazla olmaya başladı, cumhurbaşkanı hükümet sistemi ile birlikte de ülke çıkmaza girdi. Gerek şahsım gerek ise birlikte siyaset yaptığım arkadaşlarım çözüm yolları ile eleştirilerimizi kamuoyu ile paylaşmış son olarakta 2019 Aralık ayında GELECEK Partisini kurarak sesimizi daha fazla duyurmaya çalışmış bulunmaktayız.

Sayın cumhurbaşkanı geçmişte elbette güzel işlere imza atmıştı ve bu anlamda, hepimiz birlikte destek olmuştuk. 2002 – 2014 yıllarına kadar ülkede değişim rüzgarları esmiş ve doğru yapılanlar yanlış yapılanlardan çok daha fazlaydı. Bizler gibi haktan ve doğrudan yana olanlar öncesinde parti içerisinde sonrasında ise kamuoyu karşısında itirazlarda bulunmuş, gücükarşısına alarak, makamları ellerinin tersi ile iterek, bedeller ödeyerek milletten yana iktidara muhalefet olmduk.

Hepimiz insanız, bugünhatasız yarın ise hatalı insanlar olabiliriz.

İnsan olmanın gereği hatasız olanı desteklemek hatalı olanın karşısında olmaktır. Dün iyi işler yapıldı diye bugün kötü olanları desteklemek; İslami, Ahlaki, İnsanı değildir. Ülkesini devletini ve milletini bir kişiden daha fazla sevenler bunu asla kabul etmez.Sayın Cumhurbaşkanı yaşlanmış ve sağlık sorunları yaşayan, artık devlet görevlerini yürütebilecek güçte olmadığı kamu nezdinde görülmektedir.

Bizlerde takım tutar gibi SİYASİ PARTİ tutmaktan vazgeçerek ülkeyi en iyi yönetecek yakın gördüğünüz bir siyasi partiye destek vererek seçimle getirdiklerimizi seçimle gönderebiliriz. Liderlere partilere kutsiyet atfetmek eğitimli,kültürlü, bilgili, analiz eden ve sorgulayan insanlara asla yakışmaz. Bir lider üzerinden ülkenin kaderini şekillendirmek var olmayı ve yok olmayı bir lidere veya partiye atfetmek özgürlüğümüze devlet anlayışımıza medeniyetimize aykırı teşkil eder. Partiler bir din, liderler ise peygamber, üyeleri ise sahabe değildir. Din, iman, ahlak ve değerler ise bir siyasi partinin tekelinde değildir. Allah’a olan iman inanç ise sadece Allah ve kul arasındadır. Başörtüsü ne kadar kıymetli ise, yalan atmamak doğru olmak, zulmetmemek, hak yememek, adaletli olmak, haramlara el uzatmamakta bir o kadar kıymetli ve Kuran-ı kerimde çok daha fazla zikredilen değerlerdir. Kendin gibi yaşayan ve düşünenlere Müslüman, farklı yaşayan ve düşünenlere kafir demek kimsenin haddi değildir.

Kimin cennete kimin ise cehenneme gideceğine ise siyasiler asla karar veremez.Devletin dini ADALETTİR. Kimse dini değerler üzerinden insanları aldatmamalı İslam alimi veya fıkıh hocası gibi davranmamalıdır. Dini değerleri gündeme taşıyan siyasilerin EN ÇOK dine zarar verdiği kamuoyu tarafından net anlaşılmıştır.

Faiz haram olduğu kadar HAK YEMEK, DEVLET MALINA EL UZATMAKTA o kadar haramdır. Ülkeyi dünyanın en yüksek faiz oranına çıkaranlar buyursunlar beş şirketin geliri olan otoyol geçişlerindeki FAİZ oranlarınıve vergilerden alınan faizleri kaldırmakla başlasınlar. Ya da madem siyasi liderler İslam adına konuşuyorlar,imamdan daha çok ahkam kesiyorlar o halde kanunları çıkaranlar ve meclisin gücünü elinde tutanlar; buyursunlar zinayı,TV’lerdeher gün yayınlanan sabah programlarındaki ahlaksızlıkları, devletten kendilerine aldıkları üç beş maaşı kaldırsınlar. Hiç de samimi değiller değilmi?

Dolar; cumhuriyet kurulduğu günden bugüne en yüksek seviyeye iki ay içinde geldi. Milliyetçilikten ve Türkçülükten dem vurup ülkeyi yönetenler ise TL’nin itibarınıdeğersizleştirdiler. Her geçen gün daha fazla fakirleşiyoruz.

Her şeyi değersizleştirdiler, her şeyi böldüler…

Çocuklarımızı bile böldüler

AK çocuklar ve AÇ çocuklar diye ikilem oluşturdular.

Ak çocuklar; 18 yaşında milyonlarca değerde olan araçlara binip Drift atıp,pudra şekerleri içerisinde bir elleri balda bir eller yağda, marka saatler,ayakkabılar, siyah takım elbiseler içerisinde… Kurtlar vadisi senaryosuna eklemelerde bulunup özel paralı okullar, özel öğretmenler,korumalar, şoförlervur patlasın çal oynasın derken, özel uçaklarda selfiler, dünya turları, klas mekanlarda ayakkabı eskitirken, aç çocukla caka satarken.

Aç çocuklar ise;yokluk içinde eğitim hayatına devam ederlerken, mezun olanlar ise öğretim kredilerini geri ödeyemedikleri için iktidar tarafından icraya maruz kalmakta, parası olmadığı için eğitimi bırakmakta, mezun olsa iktidardan bir abisi olmadığı içinde iş bulamamakta, ümidini yitirmiş mutsuz… Fırsatını bulan ise ülkeden gitmek için fırsat kollamaktadır. Elbette önümüzdeki ilk seçimlerde bu aç çocuklar kullanacakları oylar ile ak çocuklara hesap soracak.

İki ay içeresinde milletçe %50 fakirleştik.

Tüm bu gerçekler ışığında ilk seçimlerde gelecek olan kim olursa olsun sadece yolsuzluklara engel olduğu an milletçe bu sıkıntılardan kurtulacağımıza emin olabilirsiniz. Ülkenin bu ekonomik çıkışlarına çözüm yolları sunan GELECEK partisi iki yıl içinde ikinci kez ekonomi üzerine İstanbul da bir toplantı yapmış ve ülkenin nasıl düzeçakacağına ilişkin kamuoyu ile ciddi çözüm yolları paylaşmıştır.

Ak parti ve Mhp iktidarı kendi yandaşlarına ciddi rant kazandırırken, sokağa gözlerini ve kulaklarını kapatmayı tercih etmenin bedelini ilk seçimlerde ödeyecektir. İki yıl içerisindeki yanlış politikalar sonucu ülkenin kaybettiği para toplamı vergilerin iki katına çıkmış durumda yani iki yıl boyunca milletten tek bir kuruş vergi almamış olsalardı bu durum bile ekonomik krizi engelleyecekti.

Korku duvarlarıyıkıldı ve millet dışarda ve her ortamda iktidarın bu pişkinliğini eleştirmektedir. Bu durum yönetilir bir durum olmayacağından,2022 haziran ayında seçimler kaçınılmaz olacaktır.

 

Aydınlık bir GELECEK dileklerimle