Barış Atagün


Artık Deniz Bitti. Gemiyi Karaya Vurdurdunuz.

Artık Deniz Bitti. Gemiyi Karaya Vurdurdunuz.


2002 den beri devam eden yanlış ekonomi politikalarının sonucunu bugün hep birlikte acı bir şekilde yaşıyoruz. Türk lirası Euro ve Dolar karşısında mum gibi erirken milletimiz her gün biraz daha fakirleşiyor.

Bugünlerin geleceği yıllar öncesinden belliydi. Mesleğini namuslu şekilde yapan ekonomistler yıllardır AKP nin yanlış politikalarını eleştirdiler ama iktidara geldiği günden beri kimsenin fikrine değer vermeyen, her şeyin en doğrusunu kendisinin bildiğini zanneden AKP hükümeti hiçbir uyarıyı dikkate almadı.

Peki, bugüne nasıl geldik? 19 yıllık AKP iktidarını özetleyelim

AKP iktidara gelirken liberal bir parti olduğunu iddia edip milli görüş gömleğini çıkardığını söylemişti. İktidara geldiklerinde batı yanlısı bir politika izlediler. En büyük vaatlerinden biri AB üyeliğiydi. Bu yüzden özellikle 2002-2007 arası batının desteğini aldı ve bu dönemde yurt dışından Türkiye'ye Dolar aktı.

AKP yurt dışından gelen bu emanet parayı sanki ülkenin kendi parası gibi göstererek hayali bir zenginlik yarattı. Oysa zenginlik dedikleri şey bizim paramız değildi.

Yurt dışından gelen kaynaklar sağlam bir ekonomik sistem yaratmak için üretime değil yandaş bir zengin çevre yaratmak harcandı. Üretime hiçbir katkısı olmayan inşaat, yol,  köprü gibi icraatlarla hem elimizdeki kaynak boşa harcandı hem de iktidara bağlı bir zengin sınıfı oldu.

Tabii bu arada fakir halk daha da fakirleşti ama ülkenin %5 i bile olmayan zengin sınıfı servetlerine servet kattığı için kişi başına düşen milli gelirimiz yükselmiş gibi gösterildi. Gerçekte ise fakir daha fakir, zengin daha zengin oldu. Çok büyük bir gelir dağılımı adaletsizliği oldu.

AKP nin bu dönemde ekonomideki temel politikası düşük kur, yüksek faiz politikasıydı. Yani bugün söylediklerinin tam tersini söylüyorlardı. Hatta Gezi eylemleri sırasında Dolar 20 kuruş yükselince ekonominin battığını söylemişlerdi.

Çünkü AKP nin o dönemki politikası üretmek değil satmak ve ithalat yapmak üzerine kuruluydu. Bu yüzden kurun düşük olması için her şeyi yaptılar. Dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın söylediği gibi ‘’Babalar gibi sattılar’’ Hiç unutmuyorum Mersin limanı satıldığında Kemal Unakıtan ‘’Adamlar limanı mı götürecek? Yerinde duruyor işte’’ diyerek milletle dalga geçmişti. O dönemde AKP işte bu kafadaydı.

2008 sonrası Dünyada ekonomik kriz başlayınca AKP nin ekonomik sistemi çökmeye başladı. Çünkü tamamen dışa bağımlı, dökme suyla değirmen döndürmeye çalışan bir sistemdi.

2011 seçimlerinde AKP %50 oy alınca sonun başlangıcı başladı. %50 oy AKP ye güç zehirlenmesi yaşattı. Artık yenilmez olduklarını düşünmeye başladılar. Dolayısıyla AB ve Batı yanlısı politikayı terk edip gittikçe otoriterleştiler. Kısacası ‘’Demokrasi treninden istediklerdi durağa gelince indiler’’

Bunun sonucu olarak Türkiye yatırım yapmak için güvenli bir ülke olmaktan çıkınca Dolar akışı kesildi.

Batıdan gelen Dolar akışı kesilince doğal olarak kur yükselmeye başladı. AKP bu kez kaynak için yüzünü doğuya döndü. Araplardan gelen para kaynağıyla da ekonomiyi biraz daha yürüttüler. Tabii bu politikayı halka yerli ve milli olarak göstermeyi de ihmal etmediler.

Artık ekonominin dışa bağımlı yürütmenin sonuna geldiler. Atalarımızın dediği gibi hazıra dağ dayanmaz, dökme suyla değirmen dönmez.

19 yıldır sürdürdükleri ekonomik sistem iflas edince şimdi yüksek kur, düşük faiz politikasına geçtiler.  İflası kabul ettirmek için halka ihracat yaparak zengin olacağımızı söylüyorlar.

Yani yurt dışına mal satarak ülkeye dolar getirecekmişiz. Dolar yüksek olunca da TL cinsinden milli gelirimiz yükselecekmiş.

Bunu şimdiye kadar neden düşünmediniz? Gerçekten böyle bir düşünceniz olsaydı bunun temellerini Dolar 17 TL olup ekonomi çökünce atmazdınız.

Artık deniz bitti, gemiyi karaya vurdurdunuz.